© Haber Caddesi 2021

DİDEM TÜRKMEN; TREND DEĞİL, YAKIŞAN TERCİHİM

Dans, sunuculuk ve modellik alanlarındaki çok yönlü yetenekleriyle adından söz ettiren başarılı model Didem Türkmen, kariyer yolculuğunu ve hayata bakış açısını Mehmet Ali Babar'ın "Mikrofon Senin" adlı röportaj köşesine anlattı. Yoğun temponun sırrının tutku olduğunu belirten Türkmen, her bir alanın birbirini tamamladığını ve kendisine farklı enerjiler kattığını dile getirdi. Sanat dünyasındaki zorluklara değinerek, "Herkes hak ettiği yerde değil" siteminde bulunan sanatçı, gerçek emeğin ve yeteneğin eninde sonunda karşılığını bulacağına olan inancını koruduğunu ifade etti. Genç yeteneklere ise sabır, sürekli gelişim ve özgünlüklerini koruma konusunda değerli tavsiyelerde bulundu."

ON PARMAĞINIZDA 10 MARİFET DANS, SUNUCULUK VE MODELLİK HEPSİNİ BİR ARADA YÜRÜTMEK  ZOR OLMUYOR MU?

Aslında hepsini bir arada yürütmek bana zor gelmiyor, çünkü yaptığım her iş bana farklı bir enerji katıyor. Dans bana disiplin ve sahne özgüveni kazandırıyor, sunuculuk kendimi ifade etme ve insanlarla güçlü bir bağ kurma imkânı veriyor, modellik ise estetik ve yaratıcılığımı besliyor. Hepsinin birbirini tamamladığını düşünüyorum. İşinizi tutkuyla yapınca zor değil, keyifli bir yolculuk oluyor.

DİZİ TEKLİFİ ALDINIZ MI HİÇ? MESLEĞİNİZE AŞIK BİRİSİNİZ, HEDEFLERİNİZ NELERDİR?

Evet, dizi teklifleri aldım; ancak doğru proje ve doğru zamanda içinde yer almayı önemsiyorum. Benim için önemli olan sadece bir yapımda yer almak değil, karakterin ruhunu hissetmek ve izleyiciye geçirebilmek. Mesleğime gerçekten aşığım. Dans, sunuculuk ve modellik bana çok şey kattı, ama oyunculuk da hep içimde olan bir tutku. Hedeflerim arasında, kendimi sürekli geliştirerek hem Türkiye’de hem de uluslararası projelerde güçlü yapımlarda yer almak, izleyiciye farklı duygular aktarabilmek var. Uzun vadede de kendi deneyimlerimi gençlere ilham verecek şekilde paylaşmak istiyorum.

SANAT DÜNYASINDA SİZİ ÜZEN BİR OLAY YAŞADINIZ MI HİÇ?

Sanat dünyasında elbette herkes gibi zaman zaman kırıldığım ya da üzüldüğüm durumlar oldu. Bazen emek verdiğiniz şeylerin hak ettiği değeri görmemesi ya da yanlış anlaşılmalar insanı yorabiliyor. Ama ben bunları bir tecrübe olarak görüyorum. Her olay bana daha da güçlenmeyi, yoluma daha kararlı devam etmeyi öğretti. Aslında üzüntüler değil, onlardan çıkardığım dersler bana yön verdi.

SİZCE SANAT DÜNYASINDA HERKES HAK ETİĞİ YERDE Mİ?

Sanat dünyasında maalesef herkes hak ettiği yerde değil. Çok yetenekli insanlar bazen gerekli fırsatları bulamıyor, buna karşın şans faktörüyle öne çıkanlar olabiliyor. Ama ben uzun vadede gerçek emeğin, disiplini ve yeteneğin mutlaka karşılığını bulduğuna inanıyorum. Önemli olan sabırlı olmak, üretmeye devam etmek ve inandığınız yoldan şaşmamak. Ben de yolumu bu şekilde çiziyorum.

OLDUKÇA YETENEKLİ, BİR MODELSİNİZ DANS, SUNUCULUK, MODELLİK… HANGİ ALAN SİZİ DAHA ÇOK MUTLU EDİYOR?

Her biri bana farklı bir mutluluk veriyor aslında. Dans, ruhumu özgürleştiriyor ve sahnede bambaşka bir enerjiye bürünüyorum. Sunuculuk, insanlarla birebir iletişim kurmamı ve anı paylaşmamı sağlıyor. Modellik ise estetik ve yaratıcılığımı yansıtabilmem için çok özel bir alan. Ama tek birini seçmem gerekirse, sahneye çıktığım an hissettiğim özgürlük ve adeta zamanın durması nedeniyle dansın bendeki yeri ayrı.

TRENDLERİ TAKİP EDER MİSİNİZ? DIŞARIDAN BAKILDIĞINDA PODYUMDA BİRKAÇ DAKİKA YÜRÜMEK VEYA KATALOGLARDA GÜZEL POZLAR VERMEK GÖRÜNDÜĞÜ KADAR KOLAY OLMASA GEREK. MESLEĞİNİZİN NE GİBİ ZORLUKLARI VAR BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?

Evet, trendleri elbette takip ediyorum; çünkü modada güncel kalmak çok önemli. Ama aynı zamanda kendi tarzımı ve duruşumu korumaya da özen gösteriyorum. Trendleri sadece uygulamak değil, onlara kendi yorumunuzu katmak da fark yaratıyor. Dışarıdan bakıldığında podyumda yürümek ya da kamera karşısında poz vermek kolay gibi görünebilir; ama işin arka planı oldukça disiplinli bir süreç. Saatler süren provalar, sürekli formda kalma zorunluluğu, yoğun tempo ve bazen kişisel alanınızın kısıtlanması gibi zorlukları var. Bir de sahnede ya da çekimde her zaman enerjinizi en yüksek seviyede tutmanız gerekiyor. Ama bütün bunlar benim için bir yük değil; çünkü işimi tutkuyla yapıyorum. Zorluklar da aslında bu mesleği daha da değerli kılıyor.

PODYUMLARDA VE MODAYLA İÇ İÇE OLAN BİRİ OLARAK GÜNLÜK HAYATINIZDA MODA OLANI MI, YAKIŞANI MI TERCİH EDİYORSUNUZ?

Benim için önemli olan, moda olanı birebir uygulamak değil, bana yakışanı bulup kendi tarzımla harmanlamak. Moda elbette ilham verici, ama kişisel stilinizi yansıtmıyorsa ruhsuz kalıyor. Günlük hayatımda önceliğim rahatlık ve özgünlük; trendlerden ilham alıyorum ama her zaman kendime yakışanı tercih ediyorum. Bence gerçek şıklık da burada başlıyor.”

SON OLARAK BU MESLEĞİ TERCİH EDENLERE KARİYERLERİ İÇİN FAYDALI OLABİLECEK BİR TAVSİYENİZ VAR MI?

Bu mesleği seçmek isteyenlere en önemli tavsiyem; sabırlı olmaları, disiplinli çalışmaları ve kendilerine inanmaları. Çünkü sanat ve moda dünyası hem çok keyifli hem de bir o kadar rekabetçi bir alan. Her zaman eleştiriler olacak, bazen engeller çıkacak; ama bunları yıkıcı değil, öğretici görmek gerekir. Kendinizi sürekli geliştirin, öğrenmeye açık olun ve en önemlisi kendi özgün tarzınızı koruyun. Farkınızı ortaya koyduğunuzda başarı zaten sizi bulacaktır.

Röportaj: Mehmet Ali BABAR

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER