Olay, 20 Temmuz 2013’te, merkez Seyhan İlçesi’ne bağlı Dumlupınar Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Songül Yılmaz, aile içi şiddetli geçimsizlik nedeniyle 3 çocuğunu alarak evi terk etti. Ardından da komşusu evli ve 2 çocuk babası oto yıkamacı Çetin Altun ile birlikte Karataş’ta denize gitti. Songül Yılmaz ile Çetin Altun’u sahilde ve kaldıkları pansiyonda gören komşular, bu durumu kadının eşi Yakup Yılmaz’a söyledi. Yılmaz da, evinden çıkarak iş yerine giden Altun’u otomobilinin içerisinde, sonra da eşini evinde tabancayla öldürdü. Olaydan 5 gün sonra yakalanan Yılmaz, tutuklandığı nöbetçi mahkemedeki ifadesinde suçunu itiraf etti. Soruşturmasını tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, sanık Yılmaz hakkında, 2 kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açtı.
’EŞİMLE GÖRÜŞMÜŞ, İTİRAF ETTİ’
1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlanan sanık Yılmaz, eşinin evi terk etmediğini cinayetten bir hafta önce küçük çocuklarına yalnız bakamadığı için annesinin evine gittiğini öne sürdü. Yılmaz, kendisinin de göğsündeki ağrılar sebebiyle hastaneye gittiğini, doktorların psikolojik olduğunu söyleyerek ilaç verdiğini söyledi. Cinayetten bir kaç gün önce de komşusu Çetin Altun’un evine geldiğini belirten Yılmaz, "Ben ilaçların etkisiyle evimin bahçesinde yatıyordum. Çetin gelerek önce ’Hasta mısın?’ dedi. Sonra da ’Ben bir hata yaptım. Senin eşinle bir kaç kere buluşup, görüştüm’ dedi. Sonra da bıçağı önüme atarak ’Cezamı veriyorsan şimdi ver, daha sonra arkamdan vurma’ dedi. O an ilaçların da etkisiyle bir şey anlamadım. Sonra eşiyle ve kendi eşimle görüştükten sonra anladım. Benim ailemin de haberi varmış. Eşimle komşumuzun arasındaki ilişkiyi en son ben duymuşum. Eşime ’Keşke bunu evliyken yapmasaydın. Ayrıldıktan sonra yapsaydın. En azından mahalleden biriyle yapmasaydın’ dedim. Öğrenince boşanmaya karar vermiştim" dedi. Yakup Yılmaz cinayetle ilgili de şunları anlattı:
BİR GÜN ÖNCE EVE DÖNMÜŞ
"Olaydan bir gün önce eşim eşyalarını toplamak için eve döndü. Çocukları da getirmişti. Yemek yedik. Çetin eşimi telefonla aradı. Uzun süre konuştular, tartıştılar. Kapatmasını söyledim, kapatmayınca telefonu ben aldım. Çetin bana ’Eşini al bize gel, benim eşim kötülendi’ dedi. Ben de kendisine benim yuvam dağıldı, sen ne diyorsun diyerek telefonu kapattım. Eşim kendisine Çetin’in ’Ben sana ev tutarım, kocan da fazla konuşursa ayaklarına sıkarım’ dediğini söyledi. Ardından eşim yattı. Ben de bahçeye çıkıp burada sabahladım. Uyuyamadım. Sabah olunca bakkala gittim. Çetin aracıyla oradan geçerken ’Sen adam değilsin. Şerefsizsin. Senin evde ne işi var o kadının’ dedi. Ben de tabancayla bir kez ateş ettim. Sonra da eve gittim. Eşim uyanmıştı. Eşim de hakaret edince bir kez de ona sıktım. Hakim bey, şimdi ben mi, onlar mı suçlu ? Çocuklarım yurtta, ben her gün ölüyorum. Çocuklarımdan ayrı kalana kadar öleydim." Davanın ilk duruşmasına ölenlerin yakınları katılmadı. Mahkeme heyeti, sanığın ceza ehliyetinin araştırılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
Kaynak:Günaydın Adana
Yorum Yazın