Onu ilk kez Çiğdem Tunç’un sahneye koyduğu “Kanlı Nigar” oyununda izledim. Oyun başladı, replikler söylendi, müzikler yükseldi… Ama sahneye Buket adım attığında perde bir başka açıldı.
Sanki rolünü oynamıyor, geçmişten kopup gelen bir karakteri yeniden bedeninde canlandırıyordu.
Sanki replikleri ezberlememişti de yaşamıştı…
Bir oyuncudan fazlasıydı sahnede gördüğüm… Bir anlatıcıydı, bir hayal kurucuydu, bir ruh aktarıcısıydı.
O gece düşündüm: Sahne her oyuncuya yakışmaz… Ama bazıları sahneye yakışır.
Buket işte tam olarak buydu. Sahneye yakışan bir oyuncu…
Ve biliyordum ki bu ışık, geçici bir parıltı değil; içten yanan bir ateşti.
Eğitimle Yoğrulmuş Bir Yolculuk…
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü'nü tam burslu tamamlamış, tiyatroda yetenek kadar disiplini de taşıyan bir isim.
Eğitimini yalnızca dört duvar arasında bırakmamış;
Bayrampaşa’dan Bakırköy’e, TemaŞAhane’den Söz Sanat’a kadar pek çok tiyatroda sahne tozunu yutmuş.
Çocuk tiyatrosundan klasiklere, gölge oyunundan radyo tiyatrosuna uzanan geniş bir yelpazede kendini sürekli yenileyen, öğrenen ve öğreten bir kadın.
Üstelik sahne onun tek yeteneği değil.
Piyano çalıyor, şiir seslendiriyor, hikâye anlatıyor, işaret dili biliyor…
Buket, bir sanat koleksiyonu gibi; her detayı ince işlenmiş, her tarafı emek kokan bir portre gibi…
Kanlı Nigar Sadece Bir Oyun Değil, Bir Dönüm Noktası…
Çiğdem Tunç’un ellerinde yeniden doğan “Kanlı Nigar” oyunu 2024’te pek çok ödüle layık görüldü.
Altın Kariyer Ödülleri, Elite Best Awards ve İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri gibi prestijli platformlardan “Yılın En İyi Tiyatro Oyunu” ödüllerini alırken; sahne arkasında nice emek, nice ter vardı.
İşte o emek sahiplerinden biri de Buket’ti.
Ve ben şuna yürekten inanıyorum: Bu oyunun ruhuna ruh katanlardan biri o oldu.Yalnızca Oynamıyor… Öğretiyor da!
Bir başka takdir ettiğim yönü, sadece oyunculuğu değil, eğitmenliği de ciddiyetle sürdürmesi.
Bayrampaşa Bilgi Evleri, Gençlik Merkezleri, Bale Okulları ve ilkokullarda çocuklara ve gençlere yaratıcı drama dersleri veriyor.
Onlara sadece sahneyi değil, hayatı da anlatıyor.
Özgüveni, empatiyi, ifade becerisini ve hayal gücünü…
Kendi yolculuğunda öğrendiklerini, cesaretle paylaşıyor.
Ve Yolculuk Yeni Başlıyor…
Kariyerinin henüz başında ama biriktirdikleri birçok duayenin yolculuğuna denk.
Yeni projeler, sinema filmleri, diziler, sahneler onu bekliyor.
Kendisine “oyuncu” diyor ama ben başka bir şey daha ekliyorum: “Oyunculuğa ruh katan bir sanatçı…”
Bugün Buket Çelik’i izlediğinizde sadece bir performans değil, bir yaşam enerjisi, bir adanmışlık ve sahneye duyulan gerçek bir aşk göreceksiniz.
Yorum Yazın