90'LARIN SONLARINDA "GÖNÜLLÜ YAZILDIM" ŞARKINIZLA ZİRVEYE ÇIKMIŞKEN, NEDEN MÜZİK KARİYERİNİZİ SONLANDIRMA KARARI ALDINIZ? BU KARARI VERİRKEN SİZİ EN ÇOK ETKİLEYEN NE OLDU?
90'larda kült mertebesine ulaşmış bir şarkı olan gönüllü yazıldım'ın yazarı ve bestecisi olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyduğumu belirtmek isterim. Müzik kariyerime ara vermek zorunda kalmış olsam da, aslında bu süreçte tamamen kopmadım. O dönemdeki plak şirketim, uzun yıllar boyunca başka projelerde yer almama izin vermedi ve çeşitli kısıtlamalar getirdi. Televizyon, sahne ve görsel medyada görünmemi hukuki olarak engelledi. Bu nedenle, müzik dünyasından uzaklaşmış gibi görünsem de, bu durum benim tercihimden kaynaklanmıyordu. Ne yazık ki, o dönemdeki anlaşmaların ağır yaptırımları vardı ve bu durum, uzun süre boyunca herhangi bir şirketle çalışmamı engelledi. Daha sonra, 2007 yılında "Eskisi Gibi Olmayacak" adlı tamamen akustik bir albüm yayınladım, ancak bu albümün tanıtımını yeterince gerçekleştiremedim. 2020 yılında ise "Gerisi Çok" isimli bir single çalışmasıyla müzikseverlerle buluştum. Özetle, müzik dünyasından kopmadım, tabiri caizse koparıldım.
90'LARIN POP MÜZİĞİ, GÜNÜMÜZ POP MÜZİĞİNE GÖRE DAHA DUYGUSAL VE SAMİMİ BİR İZLENİM BIRAKIYOR. "GÖNÜLLÜ YAZILDIM" ŞARKINIZIN BU DENLİ SEVİLMESİNİN SIRRI SİZCE NEYDİ? GÜNÜMÜZ MÜZİĞİNDE BU SAMİMİYETİN EKSİK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?
90'lar müziği, özgün bir dönemi temsil etmekteydi. Kanaatimce, müzik dünyasında bir daha bu denli içten bir dönemin yaşanması pek olası görünmüyor. "Gönüllü" adlı şarkımın beğeni toplamasının temel sebebi, ayrılık ve özlem temasını son derece sade bir dille işlemesi ve bu sayede toplumun farklı kesimlerinden insanlara dokunmasıdır, diye düşünüyorum. Bir sanatçı olarak, bazı şarkıların bu dünyada var olması gerektiğine ve bizlerin sadece onları keşfettiğimize inanıyorum. "Gönüllü Yazıldım" da bu türden bir eserdir, kanımca. Günümüz müziğinde samimiyet eksikliği olduğunu düşünmüyorum; zira her dönemin kendi özgün dinamikleri içinde değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Tarzları ne olursa olsun, müziğiyle fark yaratan pek çok genç yetenek bulunuyor. Bu gençlerin desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Elbette, aralarında vasat örnekler de olabilir, ancak bu tür eserler zamanla kendiliğinden elenecektir. Ben her zaman üretimin ve genç yeteneklerin desteklenmesinden yanayım. Bu nedenle, günümüz müziğinin samimiyetten uzak olduğunu düşünmüyorum.
90'LARDA ALBÜM ÇIKARMAK VE RADYOLARDA POPÜLER OLMAK, SANATÇILARIN MÜZİK YOLCULUĞUNUN TEMELİNİ OLUŞTURUYORDU. BUGÜN İSE SOSYAL MEDYA VE DİJİTAL PLATFORMLAR ÖN PLANDA. SİZCE BU DURUM, MÜZİĞİN ÜRETİM VE TÜKETİM ŞEKLİNİ NASIL ETKİLEDİ?
Evet, 90'larda radyo ve televizyon yayınları, albüm tanıtımları için kritik bir öneme sahipti. Albümlerin tanıtımı için önemli bütçeler ayrılıyor ve geniş kitlelere erişim sağlanıyordu. Günümüzde ise televizyon ve radyonun etkisinin azaldığı gözlemlenmektedir. İnternet teknolojilerinin gelişimiyle birlikte, sosyal medya platformları aracılığıyla tanıtım faaliyetleri yürütülmekte ve Spotify gibi dijital platformlar üzerinden albümlerin elektronik olarak sunumu yapılmaktadır. Bu durumun hem avantajları hem de dezavantajları bulunmaktadır. Eskiden bir albüm hazırlamak ve tanıtmak yüksek maliyetli bir süreçti. Günümüzde ise müzik üretimi daha erişilebilir hale gelmiştir. Artık bireyler, bilgisayar teknolojileriyle müzik üretebilmekte ve YouTube gibi platformlar aracılığıyla çalışmalarını tanıtabilmektedir. Ancak, bu durumun bir dezavantajı olarak, üretimdeki artışla birlikte seçeneklerin çoğalması ve bu durumun dinleyicilerde bir karmaşaya yol açabilmesi söz konusudur. Günümüzde dinleyicilerin, uzun süreli şarkıları dinleme eğiliminde azalış olduğu görülmektedir. Dijital platformların yükselişiyle birlikte, müzik tüketim alışkanlıkları önemli ölçüde değişmiştir. Günümüzde, bir şarkının başarısı, ilk otuz saniye içinde dinleyiciyi etkileyip etkilememesiyle doğrudan ilişkilidir; aksi takdirde, dinleyici hızla başka bir şarkıya yönelmektedir. 90'lı yıllarda ise durum farklıydı. O dönemde, albümler ve sanatçılar televizyon programları ve radyo yayınları aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşıyor, bu da dinleyicilerde bir aşinalık yaratıyordu. Ayrıca, albümlerin fiziksel olarak basılması, dinleyicilere albümün dokusunu hissetme ve kartonetini koklama gibi benzersiz deneyimler sunuyordu. O dönemdeki dinleyiciler, albümlerin prodüksiyon süreçlerine ve arkasındaki emeklere daha fazla ilgi gösteriyordu. Günümüzde ise şarkılar, dijital platformlarda sadece birer veri olarak sunulmaktadır. Bu nedenle, her dönemin koşullarını kendi içinde değerlendirmek gerekmektedir.
BİR ŞARKININ "RUHU" OLDUĞUNU NASIL ANLARIZ? BU, DİNLEYİCİNİN KİŞİSEL DENEYİMİNE Mİ BAĞLIDIR, YOKSA BESTECİ VEYA İCRACININ O ŞARKIYA KATTIĞI BİR ŞEY MİDİR? BİR ŞARKININ RUHU ZAMANLA DEĞİŞİR Mİ YA DA FARKLI DİNLEYİCİLER İÇİN FARKLI ANLAMLAR TAŞIYABİLİR Mİ?
Şarkıların ruhunu deneyimlemek, bireysel bir deneyimdir. Şarkılar, dinleyicilerin o anki ruh halleriyle rezonansa girmesiyle değer kazanır. Ancak, bazı şarkılar vardır ki, ilk dinleyişte bile kalplerde yer eder. Zaman geçtikçe etkileri azalmaz, adeta "demlenir". Elbette, her şarkının duygusal ifadesi farklı bireylerde farklı şekillerde tezahür edebilir. Ancak genel olarak, uyandırdığı temel duygu aynı kalır.
90'LI YILLARA DAMGASINI VURAN BİR EFSANE OLARAK, HAYRANLARINIZ SİZİ ÇOK ÖZLEDİ. YILLARDIR SÜREN BU ÖZLEME BİR SON VERECEK, HERKESİ HEYECANLANDIRACAK BİR SÜRPRİZİNİZ VAR MI?
Sosyal medya platformları aracılığıyla, beni takdir eden takipçilerimle etkileşimim sürekli olarak sıcak bir zeminde ilerlemektedir. Onların özlemlerini sık sık dile getirmeleri, benim için son derece onur verici bir durumdur. Şu an itibarıyla, "Gönüllü Yazıldım" adlı şarkımın yeni bir remix versiyonunun dijital platformlarda yayınlanacağını bildirebilirim. Esasen, aynı şarkıyı tekrar tekrar sunmaktan yana olmamakla birlikte, bu proje benim kontrolüm dışında, son anda tarafıma iletilmiş ve bu nedenle projeye değer vererek şarkının yeniden piyasaya sürülmesine onay verdim. Elbette ki, yeni şarkılarla dinleyicilerimle buluşmayı arzu ediyorum ve bu da yakın zamanda gerçekleşecektir.
GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE ANNENİZİ KAYBETMENİZ BİZİ DERİNDEN ÜZDÜ. BAŞINIZ SAĞ OLSUN. MÜZİK KARİYERİNİZ BOYUNCA SİZE EN BÜYÜK İLHAM KAYNAĞININ ANNENİZ OLDUĞUNU SIK SIK DİLE GETİRDİNİZ. ANNENİZ SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYORDU VE ONUN HATIRASINI NASIL YAŞATMAYI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Şükranlarımı sunarım. Annenin vefatı, derin bir üzüntü kaynağıdır. Uzun süreli bir hastalığın ardından, maalesef annemi kaybettim. Ölüm, yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır; ancak, bizler için bu durumu kabullenmek oldukça zordur. Yine de hayatın devam etme gibi bir dinamiği var. Annem için yazdığım şarkılar mevcut; umarım bu eserleri dinleyicilerle buluşturma fırsatım olur. Ayrıca, birçok besteye sahibim. Annemin hastalık süreci uzun sürdüğü için, müzik alanında bu yüzden de aktif olamadım. Annemin hatırası, yaşadığım sürece kalbimde en güzel yerde yaşayacaktır. Eğer onun anısına yazdığım bir şarkıyı paylaşma imkanım olursa, bu hatıra sevenleriyle birlikte taçlanacaktır.
GEÇMİŞTE SANAT DÜNYASINDAN BAZI İSİMLERLE ARANIZDA GERGİNLİKLER OLDUĞU BASINA YANSIMIŞTI. ŞU AN İÇİN, SANAT CAMİASINDAN KÜS OLDUĞUNUZ, KONUŞMADIĞINIZ BİR DOSTUNUZ VEYA MESLEKTAŞINIZ VAR MI?
Aslında, sanat camiasında doğrudan herhangi biriyle bir anlaşmazlık yaşamadım. Zira, insanlarla çatışma eğiliminde olan bir yapım yok. Ancak, zaman zaman piyasanın acımasız dinamikleri nedeniyle bazı zorluklarla karşılaştım. Bu konuda isim belirtmek istemiyorum, zira hepsi geride kaldı. Sanat camiası içinde gerçek anlamda derin dostlukların olduğuna inanmıyorum. Elbette birbirini seven arkadaşlarımız var, fakat bu, herkesin birbirine düşman olduğu anlamına gelmez. Ancak, rekabet içinde olan kişilerin gerçek anlamda dost olmaları zordur. Sanırım herkes kendi varoluş mücadelesini veriyor ve bu mücadele içinde başkalarını kırmak veya haksızlık yapmak adına yapılan davranışlar meşru görülüyor. Maalesef, bu durum her alanda geçerli. Çok fazla iyiliğim dokunan insanlardan hayal kırıklığına uğradığım dönemler oldu. Ancak, belirttiğim gibi, hepsi geçmişte kaldı. Genel olarak, insanları seven bir kalbe sahibim. Sanırım yaş aldıkça insanları affetmeyi de öğrendim.
Sevgili Göksel çok teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim sevgili Mehmet Ali.
Röportaj: Mehmet Ali BABAR
Yorum Yazın