KARİYERİNİZE İLK OLARAK SİNEMA FİLMLERİYLE BAŞLADINIZ VE KEMAL SUNAL, İBRAHİM TATLISES GİBİ ÖNEMLİ İSİMLERLE ÇALIŞTINIZ. O YILLARIN SİNEMA ATMOSFERİ NASILDI VE SİZİN İÇİN BU PROJELERİN YERİ NEDİR?
İlk Adımlar: Reklam Filmlerinden Diziye
Kariyerime reklam filmlerinde görünerek başladım. Orada kazandığım deneyim sayesinde ilk dizi teklifimi TRT'den aldım. "Aşkın Gözü Kördür" adlı dizi, beni sinema dünyasına taşıyan ilk önemli adımdı. O dönemde koşullar bugünkü kadar rahat değildi ve her şeyi kendi imkanlarımızla yapmak zorundaydık.
Zorlu Koşullar ve Kendi Çabamızla İlerlemek
O günleri şöyle anlatabilirim: Saçlarım uzun olduğu için akşamdan yıkar, uçlarını sarardım ki dalgalı olsun. Kostümlerimizi de kendimiz valizlerle taşırdık. Yani, her şeyimizle kendi çabamızla bu yolda ilerledik.
"DAMARIMDA KANIMSIN" GİBİ ÇOK SEVİLEN BİR ŞARKIYLA MÜZİK DÜNYASINA ADIM ATTINIZ. OYUNCULUKTAN ŞARKICILIĞA GEÇİŞ KARARINI NASIL VERDİNİZ VE MÜZİK KARİYERİNİZ SİZE NELER KATTI?
Damarımda kanımsın'dan önce de birçok güzel şarkı yaptım. Müzik kariyerime "Bekle Beni" adlı şarkıyla giriş yaptım ve bu süreçte birçok ünlü sanatçıyla ortak projelerde yer aldım. "Damarımda Kanımsın" şarkısını ise Selami Şahin'in desteğiyle seslendirdim. Hatta bu şarkı, "Gökben mi yoksa Nil mi söylüyor?" tartışmalarıyla o dönemde gündemi oldukça meşgul etmişti.
Oyuncu Değil, Müzisyen Bir Aileden Geliyorum
Aslında ben oyunculuktan şarkıcılığa bilinçli bir geçiş yapmadım, zaten müzisyen bir aileden geliyordum. O dönem Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan, menajeri aracılığıyla beni aratarak ofisine davet etti. Sinema, televizyon ve gazetelerde adından sıkça söz edilen biri olarak, ertesi gün Fahrettin Bey'in ofisine gittim. Bana, insanların beni merak ettiğini ve Maksim Gazinosu'nda sahne almamın iyi olacağını söyledi. Aynı zamanda, Şarkıcı Gökben'in kardeşi olmamın da bu kararı destekleyeceğini belirtti. Böylece, profesyonel sahne hayatıma Fahrettin Aslan ile Maksim Gazinosu'nda başlamış oldum.
HEM OYUNCULUK HEM DE MÜZİK ALANINDA BAŞARILI İŞLERE İMZA ATTINIZ. BU İKİ FARKLI SANAT DALI ARASINDA SİZİ EN ÇOK HANGİSİ TATMİN ETTİ VE NEDEN?
Hem oyunculuk hem de ses sanatçılığı yapmak benim için harika bir deneyimdi. 90'larda çektiğim filmlerin hâlâ televizyonlarda izlenmesi ve söylediğim şarkıların hâlâ dinlenmesi beni çok mutlu ediyor. Bu iki sanat dalının bir arada olması, kariyerimi daha da anlamlı kıldı. Her ikiside benim için çok değerli.
KARDEŞİNİZ GÖKBEN DE TÜRK MÜZİĞİNİN EFSANE İSİMLERİNDEN BİRİ. ONUN BU ALANDAKİ VARLIĞI SİZİN KARİYER YOLCULUĞUNUZU NASIL ETKİLEDİ?
Gökben benim kardeşim değil, ablam. Yıllarca böyle lanse edilse de bu doğru değil. Müzik kariyerine ilk olarak ablam başladı. O müzik ve repertuvar eğitimleri alırken, ben de ondan feyz aldım. O dönemde ablam, sevgili Ali Kocatepe ile evde sık sık müzik çalışırdı ve ben de yanlarında bulunurdum. Hatta ablamın şarkılarına vokal yaptığım çok olmuştur. Ablamın benden önce bu yolda yürümesi, benim için müzikal anlamda inanılmaz bir yol açtı ve bana büyük bir destek sağladı.
2006 YILINDA ROL ALDIĞINIZ "HASRET" DİZİSİ, DÖNEMİN ÜNLÜ İSİMLERİNİ BİR ARAYA GETİRMİŞTİ. BU PROJEDE YER ALMAK SİZE NELER KATTI VE O DÖNEMKİ SET ORTAMINI NASIL HATIRLIYORSUNUZ?
2006 yılında Fatma Girik, Ümit Efekan ve ben, "Hasret" dizisi için bir araya geldik. Rol dağılımları yapıldı ve senaryoya göre ilk iki bölümde yer almamam gerekiyordu. Afişlerde ve televizyon tanıtımlarında adım geçmesine rağmen, yapımcı başka bir oyuncuya söz verdiği için benim rolüm başkasına verildi. Maalesef, o dönemde torpilin kurbanı oldum diyebiliriz.
İSTANBUL'DAN BODRUM'A YERLEŞME KARARI ALDIĞINIZI BİLİYORUZ. ŞEHİR HAYATINDAN UZAKLAŞIP BODRUM'DA YAŞAMAK SİZE NELER HİSSETTİRİYOR VE HAYATINIZDA NELER DEĞİŞTİ?
Aslında Bodrum'a tamamen yerleşmedim. Senenin altı ayını Bodrum'da, diğer ayları ise İstanbul'daki evimizde annem ve erkek kardeşimle birlikte geçiriyorum. Akrep burcu olmamdan dolayı denizi çok seviyorum, özellikle de Bodrum'un denizi benim için vazgeçilmez.
OYUNCULUK VEYA MÜZİK ALANINDA GELECEKLE İLGİLİ YENİ PROJELERİNİZ VAR MI? SİZİ TEKRAR SAHNEDE VEYA EKRANDA GÖRECEK MİYİZ?
Hem oyunculuğu hem de müziği çok seviyorum ve güzel projelere, tekliflere her zaman açığım. Beni sahnelerde çok sık göremeyebilirsiniz ama aslında ben bol bol beste ve güfte yaparak sanatıma devam ediyorum.
"SEVİMLİ HIRSIZ" FİLMİNDE KEMAL SUNAL İLE, "BİR KULUM İŞTE" FİLMİNDE İSE İBRAHİM TATLISES İLE BAŞROLÜ PAYLAŞTINIZ. HER İKİSİ DE TÜRK SİNEMA VE MÜZİK TARİHİNDE ÇOK ÖNEMLİ İSİMLER. ONLARLA SETTEYKEN YAŞADIĞINIZ, AKLINIZDAN ÇIKMAYAN, UNUTULMAZ BİR ANINIZ VAR MI?
Kemal Sunal ile tanışmamız oldukça ilginçti. Film şirketinden aradıklarında, başrolünü onun oynadığı "Sevimli Hırsız" filminden bahsettiler. Anlaştık ama Kemal Bey görüşmede yoktu. Onunla ilk kez film setinde, rolünü beklerken tanıştık. Bu film vesilesiyle kendisini tanıma fırsatı buldum. O dönemde yeni ehliyet almıştım ve adresleri pek bilmezdim. Sağ olsun, set çıkışı onu takip ederek sete gidip geliyordum. Benim üzerimde çok emeği vardır, bunu asla unutmam. Allah rahmet eylesin. İbrahim Tatlıses'ten gelen film teklifi beni hem şaşırttı hem de heyecanlandırdı. Bazı yönetmen ve arkadaşlarıma bahsettiğimde beni korkutmaya çalıştılar, İbrahim Bey'in çok çapkın olduğunu söylediler. Ancak ertesi gün buluştuğumuzda bambaşka bir insanla karşılaştım: mütevazı ve centilmen biriydi. Hakkında söylenenler karşısında çok şaşırdım. Hatta şunu söyleyebilirim ki, İbrahim'in bana müzikal anlamda çok büyük desteği olmuştur.
0'Lİ VE 80'Lİ YILLAR, TÜRK SİNEMASININ ALTIN ÇAĞI OLARAK BİLİNİYOR. BİR ÇOK EFSANE SANATÇILARLA ÇALIŞTIĞINIZ O DÖNEMİN SİNEMA ATMOSFERİYLE, BUGÜNÜN SEKTÖRÜNÜ VE DİZİ-FİLM ANLAYIŞINI KARŞILAŞTIRDIĞINIZDA NELER GÖRÜYORSUNUZ? SİZCE YEŞİLÇAM'IN O SICAK VE SAMİMİ RUHU, GÜNÜMÜZ YAPIMLARINDA DA DEVAM EDİYOR MU?
Aslında sinema ve film çekimlerim 1987 yılından itibaren başladı. O dönemde çok büyük bir emek vardı ve herkes birbirine saygı ve sevgi çerçevesinde yaklaşıyordu. Şimdiki oyuncuların "çok yorulduk" diye sitem ettiklerini duyuyorum. Ama inanın, şimdiki nesil oyuncuları o dönemki şartlarda çalışmış olsalardı, asla yapamazlardı.
"KADİR İNANIR GİBİ TÜRK SİNEMASININ EFSANEVİ BİR İSMİYLE 'KAVGAMIZ' FİLMİNDE BAŞROLÜ PAYLAŞMAK NASIL BİR DENEYİMDİ? KAMERA ARKASINDA, O BİLİNEN GÜÇLÜ DURUŞUNUN ÖTESİNDE, KADİR İNANIR NASIL BİR KİŞİLİĞE SAHİPTİR? SETTE SİZİ EN ÇOK ETKİLEYEN YÖNÜ NE OLDU?"
Kadir İnanır ile başrol oynamak benim en büyük hayalimdi. Kendisini ilk kez ablam Gökben, sayesinde bir film şirketinde görmüştüm. Ablam, Kadir İnanır'a "Kız kardeşim sizin büyük bir hayranınız" deyince, o sıcak sarılışı benim için unutulmaz bir anı oldu. Yıllar sonra onunla aynı filmde başrol oynamak benim için büyük bir onurdu. Hatta bir keresinde sahne aldığım yere gelip beni en ön masadan canlı izledi. Sahne arasında yanına gittiğimde bana "Aferin kız, çok başarılısın ama sakın sinemayı bırakma" dedi. Gerçekten büyük bir aktör. Herkesin üzerinde emeği olan bir isim.
Nil Hanım Çok Teşekkür ederiz.
Sevgili Mehmet Ali ben Teşekkür ederim
Röportaj: Mehmet Ali BABAR
Yorum Yazın