MENU
  • EĞİTİM
  • MEKAN
  • HABER
  • Basın Bülteni
  • SİNEMA
  • Kadın
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • BİYOGRAFİLER
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
Haber Caddesi
DOLAR6.8555
EURO7.7475
GR ALTIN390.45
ÇEYREK640.68
İstanbul
Haber Caddesi
Haber Caddesi
  • MAGAZİN
  • MÜZİK
  • YAŞAM
  • GÜNCEL
  • MODA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • KÜLTÜR & SANAT
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
Kapat

ANNELER GÜNÜ

Ana SayfaYazarlarFatoş ACAR
11 Mayıs, 2025, Pazar 19:20
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
ANNELER GÜNÜ

 

Çok sevdiğim bir şarkının sözleriyle başlamak istiyorum yazıma :

“Ana başta tac imiş

Her derde ilac imiş

Bir evlat pir olsa da 

Anaya muhtaç imiş”

Dünyanın en güzel , en yüce duygusunun kutlandığı bir haftaya geldik yine .

Tabi ki “Anneler Günü”nün de bir tarihçesi var. 

Yüzyıldan öteye 1876 daki ABD ye döndüğümüzde Wisconsin eyaletinde yaşayan Ann Reaves Jarvis adlı bir öğretmenin bu güzel fikrin annesi olduğunu okuyoruz.  

Ann öğretmenimiz bir sabah aralarında kızı Anna’nın da bulunduğu öğrencilerine hitaben;

“Umuyorum bir gün birileri insanlığa yaptığı yardımlardan dolayı unutulmaz bir anneler gününde anılır” demiş.                        

1905 de hayatını kaybetmiş Ann Reaves Jarvis o günden itibaren Anna nın aklına kazınan annesinin o sözleri, aslında annesinin ortaya atmış olduğu bir tohummuş ve Anna bu tohumu alıp yeşermesini, büyüyerek tüm dünyaya dağılmasını sağlamış. 

1908 itibarıyla başlanan çalışmalar 1914 de artık ABD sınırlarından öteye dünyanın çeşitli ülkelerinde de kutlanmaya başlamış. Bundan da anlıyoruz ki ilk kutlanan “Anneler Günü” rahmetli Ann öğretmen için.

Türkiye’deki tarihi ise 9 Mayıs 1955 yani tam yetmiş yıllık. Demek ki benim çocukluğumda henüz çok yeni , bir kaç yıllıkmış, biz üç kardeş küçücük yaşlarımızda babamızın her birimize verdiği harçlıklarımızı biriktirir, o gün için birleştirerek annemize hediye alırdık. Bu bazen bir ince çorap, bazen bir çiçek olurdu, annem mendili kabul etmezdi, ayrılık olur diye, ayrıca ilkokul öğretmenimiz eğer bayansa onun içinde çiçek alırdık , çünkü öğretmenlerimiz bizim ikinci annelerimizdi. Yıllar yılları kovalayıp bizler de büyürken hediyelerimizin de şekli büyüdü. Artık dört kardeştik ve annemize hepimiz ayrı ayrı hediye alıyor bir de birbirimize ne alacağımızı soruyorduk . Kimi yıl bir vazo, kimi yıl bir yüzük, ya da kolye, bir ayakkabı, çanta, bluz vs… Yıl da bir gün annelerimize daha özel, daha güzel sarılmak, onu öpmek için Mayıs ayının ikinci pazarını iple çekerek beklemek güzel şeydi. 

Şimdi benim yaşımdakilerin bir çoğu annelerimizi kaybettik, her birimizin içinde bir sızıdır Anneler Günü. 

Bir kaç yıl öncesine kadar toprağın üstünde yürüyen annelerimiz şimdi toprağın altında… O toprak anne kokmuyor, anne sarılması, anne öpmesi, anne sesi yok. Anne yemekleri kokan bir evin kapıları çoktan kapandı.

Rehberimde annemin telefon numarası duruyor elbette ama hiç açılmayacağı için içimde kocaman bir boşluk var. 

Benim annem ölümden hiç korkmazdı ama bizleri bir daha görememekten, bizlere sarılamamaktan , öpemeyeceğini bilmekten çok korkardı. “Allahım evlatlarımın acısını bana gösterme” Titrek sesiyle, gözlerinde bir kaç damla gözyaşıyla böyle dua ederdi.

Ne kadar zor değil mi ? Evlada göre annesini kaybetmek ama bir anneye göre de evladını kaybetmek. iki büyük acının da ilacı yok.

Benim annem şanslıydı , dört çocuğuyla , kardeşleriyle ,tüm akrabalarıyla hatta eski yeni tüm komşularıyla, arkadaşlarıyla hiç kopmaksızın aynı şehri paylaşmak, herbiri tarafından nerdeyse her gün aranmak, sorulmak, her hafta, her ay bile olsa özlenmek, ziyaret edilmek. 

Annem sevgi dolu , güler yüzlü , hoş sohbetli, elleri herkesin üstünde, yardımsever biriydi. Açlığı da tokluğu da bilir, yoksulun halinden anlar, herkese önce gönlünü, sonrasında evini, sofrasını açardı. Kiminin Emine teyzesi, pamuk annesi, ninesi olmak, o kimileri tarafından hediyelere boğulmak.

Benim ilk anneler günüm 1977 Mayıs ayının ikinci haftasıdır.

Henüz üç aylık evliyim, “Anneler Günü” geliyor , ben ev hanımıyım. Eşim harçlık veriyor daima ama babacığım da her hafta haftalığımı vermeye devam ediyor ve bana şöyle diyor “ Kocanı benden yemeğe götür” kocam zaten her hafta sonu beni yemeğe götürüyor mekanımız belli, masamız daimi hazır, müziğimiz hep canlı. ⁠⁠

Annesi ve annem için gün yaklaşıyor ikisine aynı değerde hediye alınacak, benim anneme daha fazla diye kayırmacası yok hediye ve ayrıca birer kutu da çikolata, şaşmaz akışkanlıklar. Bizde bir de büyük annemiz var eşimin üzerinde emeği çoktur, demek ki üç ayrı hediye, üç ayrı çikolata.  

Ben çikolata istemem ama hediyeye de hayır demem .  

⁠Eşime dönüp “Bana anneler günü hediyesi olarak ne alıyorsun ?” dedim.  

Şaşırdı “Niye sen benim annem misin?” dedi, ben de cevap hazır.

“Kadınlar daima kocalarının annesidir” dedim.

Ya inanmak istedi ya da gerçekten inandı garibim o gün bugündür hediyemi hiç ihmal etmez sağolsun. O günkü hediyem bir altın yaka iğnesiydi, bir buket çiçek formunda, iki açmış gül yanında goncaları, dallar ve yapraklar. 

Ben ne zaman kendime bir şey alsam ona hikayeler yazardım bu da çiçek değil bir aileydi , anne , baba açmış iki gül, goncalar çocukları , yapraklarla , dallar ise en yakınlarımız. Uzun yıllar yakamda çok severek kullandım bir gün onu farklı bir kıyafetimde, belimden biraz daha alt bir kısımda sol tarafımda kullandım ve de yolda düşürerek kaybettim. Kısmet bu kadarmış dedim sayısı çok az olduğu için her yerde bulunan bir takı değildi, içim buruldu. Hadi bana geçmiş olsun, bulana da hayırlı olsun, inşallah kıymetini bilen biri bulmuştur dedim ve yoluma devam ettim netice de kendim kaybetmiştim çaldırmamıştım. 

 Anne olmak gerçekten duyguların en güzeli, en yücesi ama bunu kullanmak yanlış, ben anneyim diye evlatları üzerinde baskı kurmak onlara hükmetmek, kendi isteklerini yaptırmak, evladını hırpalamak asla kabul edilemez, elbette evladında yanlış yolu, anneye, saygısızlığı, sevgisizliği, zulmü affedilemez. Anne olmak şart değil , insan ya da hayvan hatta bitki sevgisiyle yüreğinin dolu olması da yeter. 

Bir tanıdığım 1,5 yaşında kimsesiz bir erkek çocuğunu evlat edindi, onu nüfusuna geçirdi, eşi de kardeşleri de karşı çıktılar (miras meselesi tabi ki) oysa o kendi azmiyle çalışmış çabalamış, başarmış , evini de arabasını da kendi almış o azimle yılmadan o çocuğa bambaşka bir hayat vermiş, nüfusunda olmasıyla daha da sahiplenmiş oğlunu bana anlatırken mutluluktan titreyen o sesini duymanızı, gözlerindeki o pırıltıyı görmenizi isterdim, gurur dolu. 

Oğlumuz şimdi 9 yaşında , ilkokula gidiyor, her türlü aktiviteden yararlanması için elinden geleni yapıyor o tanıdığım, konuşmamızın başında da sonunda da Mustafa adını verdiği oğlumuz var. Mustafa gerçek annesinin kim olduğunu bilmiyor, bir gün öğrenecek belki ama , ona sahip çıkan onu evlat diye bağrına basan annesini çok seviyor, inşallah bu sevgisi hiç bitmesin, hayırlı çıksın Mustafa.  

Anneler günü için kimbilir nasıl bir hediye hazırlıyor, belki bir çiçek alır, belki bir resim yapar, belki bir şiir yazar annesine. 

Ölmüş tüm annelerimizi Allah nurlarda yatırsın, mekanları cennet olsun.

Cennet zaten anaların ayağının altındadır diyerek yazımı bitirmeden önce yaşayan tüm annelerin “Anneler Günü”nü kutluyorum, 

Her kadın bir annedir, elleriyle bir omuzu tutup, sarmayı, kollarıyla sarılmayı görev bilir, ⁠yeter ki bir canlıya gönül versinler…

Dünyayı döndüren annelerimize selam olsun

Hoşçakalın, sevgiyle kalın demeden önce bir anne şiiri hediye edelim annelerimize şarkı ile başlayıp şiirle bitirelim yazımızı.

Sahi senden mi doğdum anne?

Yollar, nehirler kuşluk vakitleri dururken

Bir insandan mı doğar bir çocuk? 

Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı?

Kuş olsa, çiçek olsa , gündüz olsa 

Kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu

Bu kez dağlar doğursun beni anne

Sen de ılık bir yağmur ol 

Durmadan yağ

Kanayan yerlerime …

Haftaya bir başka yazıda buluşmak üzere hoşçakalın

FATOŞ ACAR

GAZETECİ - YAZAR

Yorumlar

yorum avatar

Yaaa galiba yine silindi yorumum. Kusura bakma. Yan yana gelince sözel olarak iletirim. Emeğine yüreğine sağlık. Anneler günün kutlu olsun

Nazire Füsun Alpay

12-05-2025 09:05

Yorum Yazın

Fatoş ACAR

    iletişime geç

    Fatoş ACAR

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    ESRA SONGÜLER
    ESRA SONGÜLER NAPOLYON’UN GİZEMLİ DÜNYASI
    SELMA ADIGÜZEL
    SELMA ADIGÜZEL ADINI BİLE BİLMEDİĞİMİZ ŞEHİRLERDE AĞLAYAN İNSANLAR
    Fatoş ACAR
    Fatoş ACAR KIYMET BİLME - DEĞER VERME
    BURHAN AKDAĞ
    BURHAN AKDAĞ ÜÇ HEMŞEHRİ, ÜÇ YÜREK, BİR HATIRA...
    SABİHA ÜNAL
    SABİHA ÜNAL DİN VE KÜLTÜRLERDE RÜYA - 2
    ÖZGÜR GÜNDÜZ
    ÖZGÜR GÜNDÜZ RUHZEN ENERJİ SİSTEMİ İLE BİOREZONANSIN ORTAK NOKTALARI TİTREŞİM TEMELLİ ŞİFASAL DÖNÜŞÜM
    MUSTAFA ÇOLAKOĞLU
    MUSTAFA ÇOLAKOĞLU DÜNYA NE ZAMANA KADAR DÖNECEK…
    SEÇİL ESKİOĞLU
    SEÇİL ESKİOĞLU KIRK MUCİZESİ…..
    CELAL KODAMANOĞLU
    CELAL KODAMANOĞLU PSİKOPAT
    MEHMET ALİ BABAR
    MEHMET ALİ BABAR ESKİ BAYRAMLARIN TADI BAŞKAYDI
    AV.ONUR YAĞIŞAN
    AV.ONUR YAĞIŞAN İNFAZ PAKETİNİN ASIL AMACI VE HEDEFİ NE ?  
    MİNE DEV
    MİNE DEV TOP SEKTİRECEĞİZ
    GENCO SABANCI
    GENCO SABANCI TURİSTİK DOĞU EKSPRESİ -9-
    ÇİFT AİLE DANIŞMANI HANIM DEMİRBAŞ
    ÇİFT AİLE DANIŞMANI HANIM DEMİRBAŞ İSTİYORUM AMA YAPAMAM
    HABİB BABAR
    HABİB BABAR VEFA MASUMU VEFASIZLAR
    EYLÜL AŞKIN
    EYLÜL AŞKIN KENDİ KÜLTÜRÜNE VE SANATINA SAHİP ÇIK
    FERAH BÜYÜKKIZMAZ
    FERAH BÜYÜKKIZMAZ İNSAN VE DÜNYA İÇİN 2024
    ZAFER DİNÇER
    ZAFER DİNÇER UÇUK KAÇIK DEDİLER, HAKSIZLIK ETTİLER
    LEYLA SOMER
    LEYLA SOMER ONLAR İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?
    FUNDA AKOSMAN
    FUNDA AKOSMAN YENİ YIL
    MERAL KONRAT
    MERAL KONRAT KİME GÖRE DÜŞMAN!
    Haber Caddesi
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Haber Caddesi 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle