Meral KONRAT
Ülkemizin içinde bulunduğu ortadoğu coğraftasının, kan ağladığı günümüzde,toplumumuz da görünmez bir düşmanın korku saldığı ve sokaklarda paranoyanın bizleri esir aldığını hepiniz hissedebiliyorsunuzdur.Özellikle de sosyal medya da salık verilen, toplu yerlerden uzak durun mesajları,işine,okuluna gitmek zorunda olan herkesi daha da huzursuz ediyor.
Ne oluyor da bu konuma geliyoruz ve bu görünmeyen düşman kim ? Kim, kime göre düşman? Bu sorular kafamın içinden atamıyorum.IŞID'dan mı korkmalıyım, PKK' dan mı.Amerika'dan mı İsrail'den mi,Arap'tan mı, Avrupa'lıdan mı,Ateistten mi ,muafazakardan mı,kapı konşumdan mı, polisimden mi, askerimden mi,hukukçumdan mı,politikacımdan mı?.Allahım bu liste say say bitmez.Yani kısacası korkuyla harmanlanan bir toplumda kavrulup gidiyoruz.Buraya nasıl geldiğimizi tartışmak nedenlerini ve sorumlularını aramanın da, artık bir faydası yok.Fakat şunu söyleyebilirim ki, bu durumdan hepimiz, yani toplumun tüm katmanları sorumlu.Gelişmiş avrupa toplumlarında insanlar hiç bir zaman, etnik kimliğine,dinine,politik görüşüne,cinsiyetine,mesleğine ve ekonomik gücüne göre değerlendirilmiyor.Herkes devlet ve toplumun gözünde eşit ve herkesin ihtiyaçlarına saygı duyuluyor.Her yerde olduğu gibi istisnai durumlar olabilir.Ama bu toplumun ahlakını bozmuyor ve hak edenler cezasını buluyor.
Bizim toplumumuzun da, nihai çözümü yakalamasının yolu sevgiden geçiyor, Fakat kuru bir sevgi değil, saygı üretebilen bir sevgi. Birbirimizin isteklerine ve ihtiyaçlarına saygı duyabildiğimiz zaman, göreceğiz ki her şey olması gereken yere doğru yönelecek. Dostlar; korkunun ecele faydası yok,birbirimize sevgiyle ve ön yargısız el uzatalım,paylaşalım, anlaşalım,ne demiş Mevlana Hazretleri;
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
ister kafir, ister mecusi,
ister puta tapan ol yine gel,
bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
Sağlıcakla kalın dostlar.
Yorum Yazın