Arkadaş olmak kolay mı diye sorsam bazılarımızdan cevap alamayacağımı bilirim. Bence arkadaş olmak her ne kadar soru işaretli olsa da kolay, nasıl diyebilirsiniz .
Bir günaydınlı güler yüz , bir iyi akşamlı tatlı söz arasında ilerleyen zamanda edilen sohbette, davranış güzelliğini de yaşıyorsanız , o kısacık zaman göz açıp kapamak kadar kısa değil elbette …
Peki nasıl tanıyacağız huyunu ahlakını diyeceksiniz ? Bunun adına da (sarraflık) diyoruz, insanlar yaşamları boyunca çok kişiyi tanıyor, yaşadıkları tecrübeler sapla samanı ayırtıyor, birazda büyüklerimizin denenmişlikleri kulağımızda küpeyse eğer.
Yaşanmışlıklarımızı yavaş yavaş anlatmaya başladığımızda birbirimizin ne kadar çok ortak noktası olduğunu buluyoruz.
İlk, orta , lise diyelim, birbirine yakın sokak ya da mahalle diyelim, onun şehri Ağrı sizin ki Ankara ya da başka şehirler olsun illaki bir noktada buluşursunuz, hani şu elektrik alma var ya bu illaki evlilik için değil arkadaşlığın temelinde de ondan aldığınız pozitif bir düşünceyle siz de aydınlanıyorsanız devamını getirmekte bir sakınca yok, yeter ki gönüller istesin , yeter ki iki tarafında iyi niyetleri üstlerinde olsun.
Peki bu arkadaşlığı devam ettirmek kolay mı? İşte orada biraz durup düşünmek gerekiyor, iki tarafında istemesi, hoşgörüsü , saygısı, terbiyesi , nezaket kurallarına dikkat etmesi, yalnızca iyi değil , kötü gününde de birbirinin yanında olması, her iki tarafında fedakarlıkları, dedikodu gibi yanlış davranışlara kulak vermemeleri, fikir alışverişleri, emanetlerine sahip çıkmaları , çiçeklerinden kedilerine kadar gösterdikleri ilgi , belki daha da pek çok şey…
Benim arkadaş olmam çok kolaydır, hele o arkadaşlığı sürdürmem neredeyse ömür boyudur. Bu yüzden huyumu çok severim, hani şu geçim gönüllü deriz ya işte ben de öyleyim . Çok dikkat ederim karşımdakini kırmamamak için , kelimelerimi dikkatli seçerim , kırıldığım insanlarda hiç değer ifade etmemiştir hayatımda, çabuk unutmak için bendeki anılarını siler , hatıra olan şeylerini yok ederim , ne telefonu vardır ben de ne de adresi, ne ismi ne de cismi…
Gittiğim her yoldan mutlaka yeni bir arkadaşla dönerim. Neredeyse dünyanın pek çok yerlerine dağılmış arkadaşlarım vardır , irtibata önem verdiğim için onlarda da aynı saygıyı gördüğümden dolayı çok sık bir araya gelemesek de telefonlarımızla seslerimizi duyarız.
Her ne kadar uçmayı çok sevsemde başım göklerde değildir eğmesini çok iyi bilirim . Dinlenmekten çok dinlemeyi severim , konuşurken birinin söz kesmek asla benim işim olmamıştır .
Arkadaşlığınızı , komşuluğunuzu gittiğiniz yerlere götürebiliyorsanız ne mutlu . Geçen yıl evimden çıktım , kaldırımlarımız ne yazık ki insanların sokaklara attıkları pet şişe , çeşitli yiyecek artıkları , kağıtlar bir sürü izmaritler vs. rüzgarında hiç üşenmeden ordan oraya savurduğu çöplerin bir kısmını ayağımla iterek , yolda toplamaya çalışırken üst binadan gelmekte olan komşumuz davranışımı takdir etti, yaşı 80 nin üstünde.
Eğilip alamıyorum, ellerimde eldiven yok ve iki dirhem bir çekirdek giyinmişim. İşte o gün arkadaş olduk sevgili Ayten hanımla, eski toprak , kaideli kurallı eski terbiye almış biri.
Birlikte Kızılay’a yolculuk yaptık, sonrasında kahve sohbetlerimiz devam etti o iyi bir resim sanatçısı ben de eskilerde iyi bir resim alıcısı olarak buluştuk , çocuklarımız , torunlarımız pek çok ortak noktamız oldu her sabah hiç üşenmeden bana gönderdiği insanın içini açan günaydınları, iyi dilek ve temennileri yüzümü gülümsetiyor, dua almış gibi oluyorum günüm çok güzel geçiyor. İşte bakın arkadaşlık ne kadar kolay , yeter ki gönüller istesin.
Sanal dünyadan arkadaşlarım da var yüzlerini görmediğim ama bazılarının seslerini duyduğum, ama birkaç kişiyle de güzel ilişkiler kurduğum sanal arkadaşlarım gerçekten de hayatıma girdi, onları tanımak beni çok mutlu etti . Amerika da , İngiltere de, Fransa da yaşayan bu arkadaşlarımla her yaz Çeşme de , Ilıca da , Alaçatı da evleri olduğu için buluşmak inanın o kadar güzel ki.
Yabancı arkadaşlarımda var, ilişki kurduğum ah bir de dil bilsem neler neler yapardım kimbilir ?
Onların da gönderdikleri mesajları var ya, paylaştığımız solgun güller , çoook eskilerden gönüllerimize taht kurmuş unutulmayan müzikler , bir kitap , bir inci , zarif bir porselen , klişe olmayan , takdir dolu güzel sözleri …
Ben seviyorum insanları, sanal mı dedik , hadi devam edelim öyleyse .
Beni yazmaya teşvik eden güzel Esracığıma ve takdir ettiğim Celal Kodamanoğlu beye , çok teşekkür ediyorum inanıyorum bir gün onlarla buluşup güzel sohbetler yapacağız, ama Ankara mı olur? İstanbul mu? Kısmet diyelim dileyelim en kısa zamanda olsun, O arada yazılarımıza devam …
Haftaya bir başka yazımla yine sizlerle birlikte olalım.
Hoşçakalın , sevgiyle kalın, ama arkadaşsız kalmayın .
FATOŞ ACAR
GAZETECİ YAZAR
Fatoş’cuğum ,tespitlerin, harika, anlatımın harika, çook dıygulandım, kalemine sağlık….
Zehra Eyicil
08-08-2025 06:28