“Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez.
Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin,
Egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.”
Sigmund Freud
Geçen hafta sezona yeni girmeye hazırlanan filmin galasına davetliydim sabahtan da bazı işlerim vardı oraya, buraya koşuşturmaktan arabanın benzininin ne durumda olduğunu farkedemedim, yola çıktım aklıma geldi, benzin göstergesine baktım ki, eyvah eyvah bitti bitecek… Neyse ki evimin yakınında benzin istasyonu var.
Depo sona gelmeden istasyona girdim, pompacı delikanlı depoyu doldurduktan sonra ödeme yapmak için markete gittiğimde, önümde ufak bir kız çocuğu, elinde meşrubat şişesi, arkasını döndüğünde çarpıştık, elinde ki meşrubat olduğu gibi takım elbiseme döküldü… Aman Allahım, eve dönsem galaya geç kalacağım, böyle devam etsem olmayacak, kafamda bunları düşünürken, yanımda ki minik kızın annesi, kızına dönerek
“Melisa , özür dile bakayım abinden”
O minicik dudaklarını bükerek benden özür dileyen, sapsarı saçlı, mavi gözlü miniği affetmemek mümkün mü? Tabiki hayır, o da isteyerek yapmadı ki, ben çocuklara hiç kıyamam onun o üzgün bakışları karşısında ben daha çok üzüldüm,
saçlarını okşayarak
“Ben hiç sana kızar mıyım” dedim, birbirimize gülümsedik ikimizin de içi rahatladı.
Marketteki görevli kız , elindeki ıslak mendili bana uzattı , üzerimi olabildiğince temizledim…
Geç kalmıştım, hızlı hareket etmem gerekiyordu, arabama bindiğim gibi yoluma devam ettim, neyse ki bu ufak kazadan sonra film galasına yetişebildim.
Başlığı attık “Özür dilemek”
İyi de neydi özür dilemek? Yine TDK sözlüğünden başlayayım isterseniz.
Özür dilemek “Yapılan bir yanlıştan, uygun olmayan bir durumdan vb. dolayı bağışlanma dilemek” demektir.
BBC Radio 4'ün “Word of Mouth” programında dinlemiştim. Sosyoloji profesörü Louise Mullany, İngilizlerin “Özür Dileme” alışkanlıkları hakkında konuşuyordu, raştırmasına göre, ortalama bir İngiliz günde yaklaşık sekiz kez özür diliyormuş.
Bizde bu durumun ne olduğunu merak ediyorum, Maalesef hayatın gerçekleri, biz özür dilemeyi beceremeyen bir toplumuz.
Peki özür dilemek neden bu kadar zor?
Bu soruyu Psikolog arkadaşıma soruyorum; Arkadaşım bunun kişiye özel psikolojik nedenleri olabileceği gibi kültürden de kaynaklandığını söyledi ve devam etti;
“Bizim kültürümüzde kişinin gururunu ve onurunu korumasına güçlü bir vurgu var. Ailede ebeveynin çocuğundan, okulda öğretmenin öğrencisinden ve iş yerinde yöneticinin çalışanından özür dilemesi beklenmiyor.
Korkulan, özür dilemenin itibarlarını zedeleyeceği ve otoritelerini zayıflatacağı ve onları zayıf göstereceğidir. Birçok yönetici güçlü, iddialı ve rekabetçi olmak için özür dilemekten kaçınmaları gerektiğine inanır. Özür dilemenin zayıflık işareti olarak algılanabileceğinden ve liderlikleri hakkında zorluklara ve sorulara kapı açabileceğinden endişe ederler. Kariyerimde bir yöneticinin sadece bir kez özür dilediğini gördüm ve o da İngiliz'di!”
Psikolog arkadaşım ne kadar da haklıydı. “Özür dilemek” bu kadar zor olmamalıydı.
Ama günümüzde böyle mi, kimi insanlar kendilerini hep haklı sanırlar, hiçbir konuda hata yapabileceklerini kabullenmezler, kendilerini aşırı derecede önemserler. Kendi zekalarını keskin, akıllarını güçlü, karakterlerini gelişmiş, eğitimlerini, görgülerini, deneyimlerini herkesten yüksek görürler. Yaptıkları her davranışın, söyledikleri her sözün doğru olduğuna emindirler. Birileri hata yaptıklarını söylediğinde, yanlışlarını bir türlü kabullenmek istemezler. Kendilerine doğrular gösterildiğinde, durup düşüneceklerine, uyarı yapanı yanlış çıkarmak için ellerinden geleni yaparlar, asla özür dilemezler.
Kendilerini önemsemekten başkalarını takdir etmeyi akıllarına bile getirmezler. Özrü de teşekkürü de hep başkalarından beklerler.
Benim fikrimi soracak olursanız derim ki;
Birinin duygularını incitmişseniz veya belirli bir kişi hakkında haksız bir sonuca varmışsanız, o kişiye yanlış yaptığınızı söyleyin, yalnız, bunu yaparken “Eğer" ve “Ama" kelimelerini kullanmayın!
"Sana geri dönemediğim için üzgünüm, ama çok yoğundum" diyerek davranışınız için bahaneler sunduğunuzda, bu özrünüzün etkisini zayıflatır. Benzer şekilde;
"Eğer seni üzdüysem özür dilerim" ifadesi ile karşınızdakini fazla hassas olmakla yargılamış olursunuz ve kişisel sorumluluk almadığınızı ima edersiniz. Bu tür özür dilemeler aslında daha fazla zarar verebilir ve incinmiş duyguları daha da kötüleştirebilir. Bu nedenle, bahane sunmadan “Özür Dileyin”.
Özür dilemek kimseyi küçültmez, aşırıya kaçmamak şartıyla.
Bir arkadaşım var, yüzde yüz haklı olduğu durumlarda bile, o kadar sık özür diler ki, o zaman dayamam devreye girer arkadaşımı uyarırım. Göz göre göre haklı iken haksız duruma düşmesine razı olamam.
Görüyorum ki özür fazlaya kaçınca karşısındaki kendini çok haklı ve çok değerli sanıyor.
Başka bir yazımda buluşmak üzere
Hoşçakalın ama hep dostça kalın.
CELAL KODAMANOĞLU
Genel Yayın Koordinatörü
Yorum Yazın