Şimdi bu başlığı okuyunca bir an “Kral ve Ben” filmi geldi aklıma.
Tarkan sahneye hakimiyetiyle, ustaca yorumuyla, güzel sesiyle, müziğiyle, yakışıklılığıyla, mütevazı kişiliğiyle gerçekten de gönüllere taht kurmuş ,herkesi kendine hayran bırakmış bir kraldı.
Onunla aynı yolu yapmaksa yalnızca bir rüya diye düşünürken gerçek olacağı kimin aklına gelirdi ki!
2003 yılı yolumuz Ankara’dan İstanbul’a ve devamında da Fransa’ya.
Kardeşimin Fransa’da devre mülkü var ve biz kızımla, kardeşimle, eniştem ve yeğenlerimle hep birlikte İstanbul’a uçtuk. Havaalanında ki özel salonlardan birinde Tarkan’ı görünce ben mest vaziyetteyim kızım :
“Anne sakın fotoğraf çekme ayıp olur” dedi.
Onu dinledim tabi ki.
Aklımdan “Herhalde Amerika’ya gidiyor” diye geçti, çünkü NewYork’ta yaşadığı evi görmekle kalmamış, orada sokaklara taşan “Gül Döktüm Yollarına”parçasını da duyduğumuzda ne kadar mutlu olmuştuk.
Uçağa biniş saatimiz geldiğinde Tarkan da bizim sıramıza girdi , keyfime diyecek yok , aynı uçakla Fransa yolcusuyuz;
Ve o da bizde Business uçtuğumuz için uçakta arka arkayayız, içim kıpır kıpır, vallahi kızımı filan dinlemem, gayet mutluyum , yerimden kalkıp 3 ve 9 yaşındaki yeğenlerimin onu çok sevdiklerini,
“Birlikte bir fotoğrafınızı çekebilir miyim” diye iznini istedim, bana bakan gözleri ne kadar güzel gülüyor nasıl yakışıklı, nasıl güler yüzlü…
Böyle güzel insanları görünce annem derdi ki :
“Dünya ahiret evladım olsun”, arkadan da”uzun ömürler” dilerdi, benim de aynı sözler dilimin ucunda ama sessiz..
Hay hay efendim , yalnız uçak kalktıktan sonra olabilir mi ? Dedi ve nerede oturduğumuzu sordu, hemen arkanızdayız dedim, mutlu mesut yerime geçtim beni kırmamış , sanatçı kaprisi yapmamıştı.
Uçağımız kalktı, gökyüzünde yükselerek gidiyoruz ,hostes gerekli ikramlarımızı yaptı ,önümdeki kitaba daldım bulutların üstündeyiz . Tarkan yerinden kalkıp bize döndü,
“Fotoğraf çektirebiliriz” dedi,
Aman Allahım ortada çocuk yok, 9 yaşındaki yeğenim üç koltuğa uzanmış üstüne de battaniye örtmüş uyuyor, Tarkan
“Rahatsız etmeyelim” dedi , diğer 3 yaşındaki yeğenime döndüm
“Boracığım bak Tarkan Abi hani sen seversin ya birlikte fotoğraf” … diyecektim ki daha sözümü tamamlayamadan
“Ben Tarkan sevmem” diye omuz silkti , çünkü o “Toman” yani “Teoman” seviyormuş ben mahcubiyetten yerlerdeyim, Tarkan’a “Çocukları bırakalım biz de sizi çok seviyoruz” diyerek birlikte fotoğraf çektirdik, hepimiz ayaktayız ve derin bir sohbetteyiz. Kardeşim, eşi, kızım ve ben, karşımızda müziğin kralı, o bir Dünya Starı.
Sanki oturma odamızda sohbet ediyoruz, yıllardır birbirimizi tanıyormuşcasına gayet sıcak, gayet samimi, Allahım ben iyice havalardayım, yanımdaki kitaba benim için bir de imzasını attı.
Eniştemle uzun bir sohbet eşliğinde gidiyoruz hep birlikte…
Ve Paris’ e inmeye az kaldı izin istedi yerlerimize oturduk, kemerlerimizi bağladık, kısa bir süre sonra inişimiz gerçekleşti. Teşekkürlerimizle İyi günler dileyerek çıkışa ilerledik, pasaport kontrolden de geçtik valiz almak için bekliyoruz insanlar Tarkan’ın etrafını sarmış o kimseyi kırmadan herkesle fotoğraf çektiriyor, o gün ki takdirimi sizlere anlatamam.
Dudu şarkısının çekimlerinde giyeceği o beyaz kıyafetini giymek için Paris’e uçuyor ve ertesi gün o kıyafetiyle dönüyor sahnelerde bir Dudu fırtınası, aynı uçakla uçmamızın güzelliğine bakar mısınız ? O bizim evin oğlu oldu , üstelik benim oğlumla da yüzünün güzelliği ne kadar benziyor, yüreğinin güzelliği ise anlatılmaz yaşanır…
Bir haftalık tatilimiz bitti dönüyoruz . Ankara-Gölbaşı üzerinde uçarken müthiş bir türbülansa yakalandık, uçak ha düştü ha düşecek , yalpalıyoruz iyice, 9 yaşındaki yeğenim ilk okullu olduğu için bildiği bütün duaları soluksuz okuyor, tabi yanındaki ben de, hepimizde panik var.
3 yaşındaki Boracığımın tek dilinin döndüğü gerisi bir türlü gelmeyen. “mismillacim … Ama Gürkan maşallah okudukça okuyor , Boracığım biraz korku ve kızgınlıkla hala dualar okuyan abisine seslendi ,
“Gukan( Gürkan ) Allakı meşgul etmeyi bılak, Allak bilas da benimle konuşacak”
Biz türbülansı unuttuk, Bora’yı duyan yolcularla gülmekten katılıyoruz, bu arada uçağımız düzeldi normal seyrini takip ediyor inmemize çok az kaldı.
Meğer yavrum abisi dua okudukça Allahı meşgul ediyor sanıyormuş, güzel anılarla dolu bir seyahatti, tadı gerçekten damağımızda kaldı. Keşke böyle anılarla yüklü zamanları daha çok yaşayabilsek , her iki yeğenimde büyüdü onlar artık meslek sahibi iki genç adam, kızım , üniversite talebesiydi okulu bitti , işine girdi, evlendi ikizlerimin annesi oldu. Şu anda ikizlerim ortaokul talebesi, masal tadındaki o günlerimizi geride bırakırken bizler de bayağı yaş aldık. Sağlıklar diliyorum hepinize günleriniz hoşluklarla geçsin, haftaya bir başka yazımda sizlerle buluşmayı ümit ediyorum Tarkan’ ımızın bir parçasıyla noktamızı koyalım.
“Sevdanı bulmak yıllar sürdü
Hoşgeldin gönlüme , kaderim güldü
Tut elimden beni çok sev, kimseye verme
Seveceksen ömürlük sev
Bi günlük sevme
İyi günde , kötü günde sakla göğsünde
Sen bu kalbe iyi geldin , benden hiç gitme
Sevgili Tarkan’ımıza sağlıklı mutlu ömürler diliyorum
Hoş kalın hoşça kalın .
FATOŞ ACAR
GAZETECİ - YAZAR
Yorum Yazın