İnsanların hayatı kaderiyle çizilmiştir derler… İşte onların kaderleri de, daha doğduklarında çizilmişti….
Dünya onları “Dionne Beşizleri” olarak tanıdı..
Dionne Beşizleri olarak bilinen beş özdeş kız kardeş, Mayıs 1934'te Kanada, Ontario'daki küçük bir köyde erken doğdular. Beşizler, 1930'lar ve 1940'larda para kazanma konusunda dev bir güçtüler ve kamusal merak objeleri olarak sergilenirken, özel hayatları sefalet, ihanet ve en yakınlarının iddia edilen istismarlarıyla damgalanmıştı.
Kanada’nın Büyük Buhran zirvesinde Quebec sınırına yakın Ontario eyaletinin Corbeil köyündeki bir çiftlikte, günümüzden 91 yıl önce 1934 yılında Fransız asıllı Kanadalı bir anne olan Elzire Dionne, bir batında beş kız çocuğu dünyaya getirdi: Annette, Emilie, Yvonne, Cecile ve Marie. En az iki ay erken doğan bebekler, tek elle tutulabilecek kadar küçüktü; toplam ağırlıkları sadece altı kiloydu. Çok az kişi hayatta kalacaklarını tahmin ediyordu ama hayatta kaldılar ve bebeklikten sonrada hayatta kalmayı başaran ilk özdeş beşizler (Özdeş : Tek yumurtadan doğal olarak doğanlar) olarak tarihe geçtiler. Günümüzdeki tüp bebekten çok önce, doğal olarak doğan özdeş beşizlerin doğuma kadar hayatta kalma olasılığı 57 milyonda bir olarak tahmin ediliyordu.
Kısa sürede dünya Dionne beşizlerinden “Mucize Bebekler" olarak bahsetmeye başladı.
1937 yılına gelindiğinde, kız kardeşlerin tedavi gördüğü "Quintland" hastane kompleksinden günde yaklaşık 3.000 ziyaretçi onları görmek için geliyordu. Hollywood, kız kardeşlerin şöhretinden yararlandı ve 1930'larda onlar hakkında hepsi mutlu sonla biten dört film çekildi.
Para … Ah para, dünyanın en küçük kitabının adı “Dünyaya Hükmeden” diye yazıyordu, içinde tek bir kelime vardı “PARA “ yavrucaklar dünyadan bi haber yaşam savaşı verirken, babaları evlatlarını Chicago'da ki Dünya Fuarı'nda sergilenmek için organizatörlerle bir sözleşme imzalamıştı.
Olayı haber alan Ontario eyalet hükümeti beş kız kardeşi ebeveynlerinden almıştı. Babaları sözleşmeyi imzaladıktan bir gün sonra iptal etse de, yetkililer bebekleri mikroplardan, potansiyel kaçırıcılardan ve istismardan korumak için yine de müdahale etti, oysaki zavallı yavrucaklar, devletin koruması altındayken Kanada'nın en büyük turistik cazibe merkezi haline geldiler.
Kızların bebeklik döneminde, hemşireler onları bir kreş balkonuna çıkarır ve isimleri bir karta yazılmış halde, aşağıdaki kalabalığa teker teker gösterirlerdi. Medyada, kızların yetiştirilme tarzı ayrıcalıklı olarak nitelendirilirdi; 24 saat bakım, kendilerine ait bir yüzme havuzu ve oyun alanı vardı. Ancak gerçekte, oyun alanları, ziyaretçilerin onları günde üç kez görmelerine olanak tanıyan camla çevriliydi. Bu alanında karşısında anneleri gelen ziyaretçilere satış yapmak amacıyla, hediyelik eşya dükkanı açmıştı, kızların resimleri ve isimleri olan çeşitli objeleri satıyordu, kısaca çok acı ama yavrucaklar devlet kanalıyla adeta bir hayvanat bahçesine kapatılmış gibiydiler. Hem devlet hem ailesi kızlar üzerinden para kazanıyorlardı.
Kızlar 1963 yılında verdikleri bir röportajda yetiştirilmeleri sırasında başkalarından izole edildiklerinden ve kamptan yalnızca birkaç kez ayrılmalarına izin verildiğinden bahsetmişlerdi. "Bir sirkin merkezinde yaşıyorduk" diye konuşmuşlardı, zavallı kızlar Ontario eyaletine on yıldan kısa bir sürede 500 milyon dolara yakın gelir sağladı.
Dionne çifti, zorlu bir velayet mücadelesinin ardından kızlarını geri kazandı, ancak kızların yeni evi eski hayatlarından çok daha kötüydü; anneleri sevgisiz bir kadındı çocuklara sürekli işkence ve hakaret ediyordu, babaları ise kendi öz kızlarına taciz ve tecavüz edecek kadar sapık ruhlu bir adamdı.
Dionne kardeşler 18 yaşındayken evden ayrıldı ve aileleriyle neredeyse tüm bağlarını kopardılar. Emilie rahibe oldu ve 1954'te geçirdiği bir nöbet sonucu hayatını kaybetti. Üçü evlenip çocuk sahibi oldu, ancak boşandılar. Marie ise 1970'te kan pıhtısından öldü. 1990'ların ortalarında, hayatta kalan üç kız kardeş Annette, Cecile ve Yvonne, Dionne Beşizleri: “Aile Sırları” adlı kitaplarında, babalarının onları arabayla yalnız başına götürdüğünde istismar ettiğini itiraf ettiler,
Evet evet yanlış duymadınız, zavallı kızlar öz babaları tarafından defalarca taciz ve tecavüz edilmişti.
İşte yazımın başında demiştim ya, zavallı özdeş beşizlerin kaderi doğduğunda yazılmıştı diye, aynende öyle oldu…
Hayat bazen böyle birşey işte… başkaları sırtlarından milyonlar kazanırken, onlar adeta bir hayvanat bahçesi görünümündeki tel örgülerin arkasında hayatlarını idame ettirmişlerdi..
Bu günde trajik bir yaşamın sonuna geldik, başka bir yazımda buluşmak üzere
Hoşça kalın, hoşkalın
ESRA SONGÜLER
HABER CADDESİ EDİTÖRÜ


























Yorum Yazın