Yıl bilmem kaç . Güzel bir aileydik . Ben liseli çıtı pıtı zayıf , kararlı geleceğe emin adımlarla yürüyen bir kızdım . Her gün hevesle köşede beni bekleyen Mine arkadaşımın yanına merdivenleri iki iki atlar giderdim . Ordan ver elini bizim lise .
Rutin hayatımda hafta sonları anneciğimle dolaşır , bundan çok zevk alırdım . Eğlenmekti bir nevi benim için . İhtişamlı giyinmeyi seven , eşinin makamına layık , o derece mütevazi bana göre çok hoş kadındı . Saraydan çıkma bir kraliçe gönüllüydü benim annem . Kalbimiz benzemiş . O da en değerli taştı sanki . Hani o pırlanta dedikleri .
O tatil günü babacığımın gezmemiz için bize aldığı arabamızla çıktık . Ve nişantaşının o ışıklı vitrinlerinin birinin önünde durduk . Sultanım özel bir ayakkabı dükkanından yaptırdığı ( kendi için imalat ) pabuçları denemeye gelmiş , beni de yanında sürüklemişti Ben de işim olmaz tavrımla vitrin önünde sokaktan gelip geçene bakıyordum . Yılbaşı üstüydü . Işıklar gözümü alıyor , adeta cam bir lamba içinde kızaklı bir geyik arabasında oturuyordum Ne olduysa işte on oldu .
Bir gri araba durdu ve içinden bir doksan boylarında gözleri yakut rengi bir erkek indi . Hayal meyal gördüm . Ve o annemin selhan gell sesi . Bir an anneme bakıyorken , döndüğümde kimse yoktu . Eve doğru yola çıktık .
ALT KATTAKİ ESRARENGİZ CAFE
Evimiz o dönem altıncı kattaydı . Girişte bir yanda oto galeri , bir yanda ünlü bir kahve dükkanı . Sevmezdim pek . Arada uğrardım . Minecik beni eve bıraktığında . ( lisedeki kadim dostumdu mine )
İşte alelade bir okul dönüşü yine uğradım o kahve dükkanına . Bir dakika sonra . O da ne ? .
Aynı nişantaşındaki gördüğüm gri araba ve o yakut gözlü delikanlı. Evet oydu o . Elim ayağım birbirine girmişti .Üstümdeki okul üniformasıyla güzel görünmeye çalışırken , ablam girdi içeri ve o çocuğa dönüp özlemini belirtti . Tesadüfe bak .Tüm dükkan çınladı kulağımda .Utandım . Çok eski arkadaşıymış .Sonrasında anladım .
TANIDIK BİRİ
Sevinmiştim .Bu yakut gözlü bizden on yaş belki daha da büyüktü . Ama spor yapmıştı . Öyle de gözükmüyordu . Sonrasında hep geldi o cafeye . Ben de indim . Oturduk sohbetler ettik . Aileler tanıştı , kaynaştı .Ve o dönemin peri masalı gibi olan Pera Palas otelinde nikahımız ve düğünümüz oldu .Evlendik . Çok mutluydum .Taa ki o melun geceye kadar . İhaneti kendim gördüm . Nedendi anlamadım . On küsür sene iyi kötü bir hayat paylaşmıştık Herşey tamamdı
Ne eksikti ben bilmiyordum . Sevgi desen tas tamam . Şaştım kaldım .
HAYAT OYUN OYNAR BAZEN
Aldığı yeni telefonunu inceleyim derken bir bayanla aşk mesajlarını görmüştüm .Sakince sordum . İtiraf etti .Monoton hayatta sıkılma sonucu iki şaka dedi .Sürekli duyuyor , rastlıyordum oysa . Bir tekrar denemek istedim .Yeminler etti uslu durmaya . Yalanmış anladım ve ayrıldik .
Ben 47 kiloya düştüm .Bir anda 15 kilo vermiş . Bunu da kendime eziyet ede ede başarmıştım . Pişmanım. Sizlere bunları herşey göründüğü gibi olmuyor dostlar . Demek için paylaştım .
Gelen bir telefonla irkildim . Ayrılmış beş ay geçmişti . Eski eşimdi . Küs değildim . Kırgındım sadece . Duymuştum iki ay sonra evlenmiş bunu da benden saklamıştı . Oysa çok saygılıyımdır Karışmam , kötü söz söylemem . Sesi o bildiğim ses diğildi
Farklıydı . Telaşla " ben hastayım beynimde tümor vardı , alındı , dedi . Bak attım resimleri sana . Çok kötü yıpranmış gözüküyordu . Terkediyorum dünyayı . Ne olur gel helalleşelim bir cafede dedi . Ben ettim sen etme .
Bir cafede başlayan macera , bir cafede son bulacaktı. Hissettim . Kuş kalbim el vermedi koşa koşa gittim . Evli mi hala bilmiyordum .13 senem geçti boru mu dedim . Özürler diledi , ağlaştık .Sonrasında duydum . Hastalık hortlamış tekrar. Bir kaç ameliyat olmuş . Kurtaramamışlar .Çok üzüldüm .
Bir doktor arkadaşımın eşi beyin cerrahıdır . Sohbetimizde bu tip rahatsızlıklarda karekter değişimi olur . İhanet de bundan olabilir , demişti .
Ben hakkımı helal ettim .İçimede su serpildi . Ondandır yuvamızı bozdu dedim .Yüzlerce şiirime ilham oldu yaşadıklarım .Hasretle , sevgiyle anarım.
SELHAN ÖZDEMİR
Yorum Yazın