Futbol sadece sahada oynanmıyor. Tribünde, yönetim odalarında, hatta tesislerde atılan her adım bu oyunun ruhuna işleniyor. Bugün Saadettin Saran’ın Fenerbahçe Başkanı seçilir seçilmez soluğu Samandıra Tesisleri’nde alması, futbolcularla yan yana gelmesi bana çok şey düşündürdü.
Geçtiğimiz yıl Beşiktaş’ta yaşadıklarımız hâlâ hafızamda. Hasan Arat, başkan seçildikten tam beş ay sonra Ümraniye’ye gitmiş, futbolcularla tanışmıştı. O gecikmiş ziyaret bile camiaya umut gibi yansıtılmıştı. Oysa futbolun ruhu, ilk gün sarılacağın, elini omzuna koyacağın, “Ben buradayım” diyeceğin andır. Futbolcu, başkanını yanında görmek ister; güven, aidiyet böyle başlar.
Ama ne oldu? Hasan Arat bir yılı bile doldurmadan istifasını verdi ve Beşiktaş büyük bir hayal kırıklığı daha yaşadı. O gün tribünlerde yanan umut ateşi, kısa sürede küle döndü.
Bugün Saran’ın attığı adımı okurken ister istemez mukayese yaptım. İşte fark burada: Bir lider, göreve gelir gelmez sahaya iner, oyuncusuna göz göze güven verir. Diğeri ise aylarca bekler, zaman kaybeder, sonra da yarım kalan bir hikâyeyle sahneden çekilir.
Beşiktaş taraftarı olarak içim burkuluyor. Çünkü biz, her zaman aidiyeti ve samimiyeti hak eden bir camiayız. Futbolcuya, hocaya, taraftara güven aşılayacak bir lider arıyoruz. Sandıktan çıkan sadece başkan olmamalı; o başkan aynı zamanda takımın en büyük taraftarı, en büyük güvencesi olmalı.
Bugün Fenerbahçe’nin Samandıra’daki fotoğraflarına bakınca bir kez daha anladım: Futbolda her şey zamanında atılan adımlarla başlıyor. Geç kalanın bahanesi olmaz.
Burhan AKDAĞ

























Yorum Yazın