İnsan kalbini herkese açmaz.
Birine “sana güveniyorum” demek, aslında içini teslim etmektir.
Ama o içten girip sırtından vuranlar var ya…
İşte onlar, sadece bir insanı değil, içindeki en saf duyguyu da öldürürler: Güveni.
Bir kere yalanla kirlenmiş bir söz, artık temiz suya düşen mürekkep gibidir.
Temizle temizle… izi kalır.
Ve sadakatsizlik…
O, kalbe işleyen soğuk bir hançer gibi.
İçinden çıkarırsın ama izi ömür boyu kalır.
Güven kırıldığında sadece kalp değil, bir bütün dağılır.
Artık o gözle bakamazsın kimseye.
Artık biri “sana inanıyorum” dediğinde içinden “ben de öyle sanmıştım” geçer.
Ve bu hiç geçmez.
Sen birine hayatının en güzel yerini sunarsın,
O gelir, o yeri talan eder.
Sözleriyle değil, suskunluklarıyla, ilgisizliğiyle, başka gözlere bakışıyla…
Seni senden eder.
Ama işin acı tarafı şu:
Bunu yapanlar, seni mahvettiğini fark etmez bile.
Çünkü onlar için güven, sadece bir kelime.
Senin içinse, bir ömürdür.
Ve sen, içinden kan sızarken, onlar hâlâ başkasına gülümser.
Sana ait olan sözleri, sana ait olan bakışları başka tenlere sunarlar.
Sen o an içinden feryat koparırsın,
Ama susarsın.
Çünkü artık neye bağıracağını, neye sessiz kalacağını bile bilemezsin.
Ama bilsinler ki:
Güven bir daha geri gelmeyecek.
Sadece onlar için değil.
Artık kimse için.
Ve bir insanın içinde o son damla inanç da bitti mi...
Geriye sadece soğuk bir boşluk kalır.
Gülümsüyor gibi görünürsün, ama içinde cenaze yürüyüşü vardır.
Ve şimdi… ben buradayım.
Yıkılmış, parçalanmış ama hâlâ dimdik duran bir ben.
Güvenimi çaldınız, kalbimi ezdiniz, ruhumu boğdunuz…
Ama unuttuğunuz bir şey vardı:
Ben o enkazdan yeniden doğarım.
Artık kimseye ihtiyaç duymadan, kimseye inanma zorunluluğu olmadan…
Kendi gücümle.
Siz yalanlarınızla kayboldunuz, ben gerçeğimle kaldım.
Ve şunu unutmayın:
Güvenini kaybeden bir kalbin laneti ağır olur.
Affetmez, unutmaz, dönmez.
Şimdi ne ben size yakınım,
ne siz bana erişebilirsiniz.
Çünkü artık ben, içinden geçtiğiniz bir insan değil…
sizden tamamen geçen, geçmişte bırakan biriyim.
Burhan AKDAĞ
Yorum Yazın