Bugün İstanbul, bana hem Beşiktaş’ın coşkusunu hem de bir babanın kızına duyduğu gururu aynı günde yaşattı. Sabah, Çekmeköy’deki Nevzat Demir Tesisleri’nde Beşiktaş’ın idmanındaydık. Çimlerin üstünde koşan futbolcuların, kenarda duran Sergen Yalçın’ın gölgesinde yükselen enerjisini hissettik. Beşiktaş, sanki nefesini yeniden alıyordu. Sergen’in bakışları, tavırları, futbolcuların disiplini… Taraftar için umut yeniden doğmuştu.
Oradan ayrılırken, yanımda sadece Beşiktaş’ın heyecanı değil; kızım Aslıhan’ın varlığıyla çoğalan bir mutluluk vardı. Onu, haber hazırlıklarına yetişmesi için TYT Türk kanalına bıraktım. Yolda, direksiyon başında yine Aslı vardı. Ümraniye’den Yenibosna’ya uzanan o yol, sadece bir yolculuk değil, adeta bir klip çekimi gibiydi.
TARKAN’IN “ÖP ÖP” ŞARKISI VE BİR KLİP HAVASI
Arabada çalan Tarkan’ın “Öp Öp” şarkısı eşliğinde, bir anda kendimizi bir klibin içinde bulduk. Aslı, üstü açık spor arabayı ustalıkla kullanırken, başında taktığı eşarp ve yüzüne vuran rüzgârla sanki eski Hollywood yıldızlarını hatırlatıyordu. O an, zaman tünelinden çıkmış da bugüne ışık saçan bir zarafet gibiydi. Kamera kayıttaydı, yol bizim sahnemizdi, müzik ise ruhumuzun fon müziği…
BİR BABANIN GURURU
Benim için bu yolculuk, sadece bir İstanbul turu değildi. Kızımla geçirdiğim bu an, ömrümün en değerli hatıralarından biri oldu. Onu direksiyon başında, güvenle ve zarafetle izlemek; babalık gururunu kalbimin en derininde hissettirdi. Beşiktaş idmanında Sergen Yalçın’la umut bulan yüreğim, Aslıhan’ın varlığıyla sevgiye ve huzura doydu.
Bugün İstanbul’un yolları bize şunu fısıldadı:
Hayat, bazen bir futbol sahasında yeniden başlar, bazen de bir baba-kız yolculuğunda ölümsüzleşir.
Ve ben bu satırları şu cümleyle bitirmek istiyorum:
“Aslım, sen benim en güzel filmim oldun.”
Burhan AKDAĞ

























Yorum Yazın