Hayatta yol uzun, adımlar hassas ve insan çoğu zaman nereye gittiğini değil, kiminle gittiğini geç fark eder. Oysa hakikat basittir: Yol, yanındakinin aynasıdır. Kiminle yürüdüğün, zamanla kim olduğuna dönüşür. Çünkü herkes seni kendi baktığı yerden götürür. Bülbül güle götürür, karga çöplüğe. Bu bir benzetme değil, hayatın en çıplak gerçeğidir.
Herkesle yan yana yürünür ama herkesle aynı yola girilmez. Bu bir kibir meselesi değil, bir bilinç meselesidir. Çünkü insan sandığından çok daha hızlı bulaşır; düşünce bulaşır, korku bulaşır, vasatlık bulaşır. Fark etmeden başkasının iç dünyasında yaşamaya başlarsın. Kiminle gezdiğin, kiminle sustuğun, kiminle güldüğün zamanla kim olduğuna dönüşür. İnsan, en çok maruz kaldığı enerjinin şeklini alır.
Bülbül güle götürür; çünkü gülün ne olduğunu bilir. Karga çöplüğe götürür; çünkü dünyayı oradan görür. Kimse seni bilmediği yere götüremez. Herkes sana yalnızca kendi baktığı manzarayı sunar. Bu yüzden bazı insanlarla yürüdükçe daralırsın, içindeki alan küçülür; nefesin sıklaşır. Bazılarıyla ise tek kelime etmeden bile yükselirsin. Çünkü doğru insan senin hızını kesmez; yanlış insan seni yavaşlatmayı “normal” diye sunar.
Elit duruş kalabalık seçmek değildir. Elit duruş, az ama doğru insanla yürümeyi bilmektir. Herkesin olduğu yerde durmamak, herkesin konuştuğu dilden konuşmamaktır. Derinlik gürültüyü sevmez. Derin olan seçer, ayıklar, susar ve uzaklaşır. Çünkü herkesin olduğu yerde değer düşer; herkesin bildiği şey artık sır değildir. Seviye, kalabalıkta değil, seçicilikte saklıdır.
Bazıları seni sever gibi yapar ama aslında seni indirgemek ister. Işığını kısmaya, hedeflerini küçültmeye, yürüdüğün yolu sıradanlaştırmaya çalışır. “Abartıyorsun” derler; çünkü senin yükselişin onların içindeki eksikliği rahatsız eder. Her tebessüm dostluk değildir, her yakınlık güven değildir. Bazı bağlar sarar gibi yapar ama içten içe boğar. Seni tutan şey bağ değilse, yüktür.
Mistik olan şudur: Ruh, yanlış insanın yanında ağırlaşır; doğru insanın yanında hafifler. Bunu akılla değil, hisle anlarsın. İçin sıkılıyorsa orası senin yerin değildir. Sürekli kendini açıklamak zorundaysan orada bilgelik yoktur. Enerjin düşüyorsa, sebebi asla tesadüf değildir. Ruh, yanlış frekansta uzun süre kalamaz; ya kaçar ya söner.
Unutma; kimle oturursan zamanla onun kelimelerini kullanırsın. Kimle susarsan onun kaderine dokunursun. Kimle yürürsen onun baktığı yere varırsın. Herkes seninle yürüyemez; çünkü herkes senin taşıdığın ağırlığı, çıktığın yüksekliği ve sessizliğinin derinliğini kaldıramaz. Sen yolunu seçmezsen, yol seni seçer ve çoğu zaman da seni aşağı çeker.
O yüzden kiminle güldüğüne değil, kiminle sustuğuna bak. Kiminle büyüdüğüne, kimin yanında küçüldüğüne bak. Çünkü bülbül gülü arar, karga çöplüğü bilir ve insan eninde sonunda kendi yürüdüğü yere benzer. ?
Haftaya başka bir yazimda görüşmek üzere sevgili okurlarım
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ / YAZAR


























Yorum Yazın