Bu haftaki yazımın konusunu düşünürken, o da sosyal medyadan geldi, arkadaşımın paylaşımı dikkatimi çekti, hatta görsel olarakta balkonunda bir kedi fotosu…
“Hatası olmasa da kaybeder insan.
Bazen çok sevmekten.
Bazen çok değer vermekten.
En çok da iyi niyetinden...
Bazılarını rastladığım yerde bırakıyor,
Arkama bile bakmıyorum artık,
Kimse kediye "Nankör" demesin,
Benim için o, çoklarından daha vefalıdır.
Neyse, öyle işte”
Arkadaşım çok doğru yazmıştı, çünkü bende gerçek dostlarımı kedilerde buldum, Onlar yalan söylemez, arkamdan konuşmaz, sırtımdan vurmazdı beni, bu yazımda sizlere “Pamuk” tan bahsedeceğim sizlere, Pamuk’ta ne diyenleriniz çoktur, Pamuk benim kedimin adı…
Pamuğu bir görseniz, onu içinize sokmak istersiniz, Pamuk, yıllardır apartmanımızın maskotuydu o, geçmişte birileri tarafından bakılmış, başka bir şehre tayinleri çıkınca bize teslim edilmişti, aile apartmanında oturduğumuzdan, birimiz yoksak diğerimiz, ona bakardık, kızımın hayvan korkusunu Pamuk sayesinde yenmiştik… yiyecek ve diğer gereksinmelerini kardeşimin Pet mağazasından karşılardık.. Ama kader işte apartmanımız kentsel dönüşüme gidince Pamuğumuz yalnız kaldı… Ben evimizden uzaklaşırken en çok ta Pamuğuma üzülmüştüm, giderken onu kucağına aldım, sevdim, sevdim… Gözyaşlarım arasında kapının kenarına bırakarak
“Lütfen burada bekle beni, ben gelip seni alacağım” demiştim… o da sözlerimi anlarcasına, yüzüme bakmış, miyavlarken gözünden iki damla yaş inmişti… Sanırsınız ki benimle konuşuyordu… Tabiki ben onu kaderine terk edemezdim, zaman zaman kardeşimin pet mağazasından aldığım yaş ve kuru mamaları getirerek onu besledim, I
Ve artık bende yerleşik düzene geçince ilk işim Pamuğumu almak oldu, gittim, sanırsınız beni bekliyordu, önce evime getirdim, bir güzel yıkadıktan sonra, korungaçına koyduğum gibi, Evimizin hemen karşı sokağındaki veterinerin kapısını çaldım, pamuğuma adeta bir check-up yapıldı, üzerindeki parazitler temizlendi, kuduz aşısı yapıldı, iyi bir muayeneden geçtikten sonra, eh canım manikür de yapıldı diyelim, şaka, şaka, tırnaklarını kestiler… Ve Pamuğumla barıştık, o yine yanımda
Kedi sevgisi çok farklıdır, arkadaşımında yazdığı gibi, bakmayın siz kedilere Nankör denildiğine, yok öyle birşey, esas Nankör olan insanlar,
Kedilere düşman olan insanları anlayamıyorum, başkalarını bilemem, ben hayvanları severim, pamuk o kadar tatlıdır ki, kucağıma aldığımda mırmır seslerini çıkarıp keyiflendiğinde mutluluk verir, Üzülsem, hemen yanıma gelir, artık evlerde bulunmayan ama bir zamanlar çok olan farelerin baş düşmanıdır? Bilirim ki, çok gururludurlar… Halk arasında kediler ancak istedikleri zaman kendilerini sevdirirler diye genel bir anlatım vardır ama bu tüm kediler için geçerli değildir, mesela benim Pamuğum her daim kucağımdadır.
Ve ben kitap okumayı çok severim, boş vakitlerimi, başkaları gibi televizyon karşısında değil, kitap okuyarak geçiririm, bu sevimli hayvanları , beslemek, yanında barındırmak sanıldığı kadar kolay değildir, onun için okurlarıma birkaç tavsiyede bulunmak isterim.
Kedi sahibi olmak için öncelikle
* Maddi manevi olarak sorumluluk sahibi olmayı gerektirir.
* Düzenli mama alınması gerekir kediler ev yemeğinin kalanları ile beslenemezler.
* Düzenli aşıları ve veteriner kontrolleri vardır.
* Sularının her gün değişmesi gerekir değişmeyen sudaki oksijen seviyesi düştüğü için beklemiş suyu içemezler.
* Kediler gürültüden hiç hoşlanmazlar ve kavgalı bir evde ruhsal olarak çöküntü yaşarlar. Sessiz, sakin ve evcil bir yaşantınız yoksa hele hele sürekli seyahatlere çıkıyorsanız asla bir kediyi alıp dört duvarın arasına kapatmayın. Bu kötülüğü masum bir canlıya yapmaya hiç birimizin hakkı yoktur. Doğada en azından güneşin, rüzgârın ve özgürce dolaşmanın keyfini çıkarırlar. İçgüdüsel olarak ve fizyolojik bir gereksinim olduğu için tırnaklarını sürekli bir yerlere sürtmeleri gerekir.
* Çok kıymetli perdeleriniz, koltuklarınız ya da sandalyeleriniz varsa bir kedi sahiplenmeseniz daha iyi olacaktır.
Aslında;
* Kediler öpülmekten hiç hoşlanmazlar. Kirlendiklerini düşünüp tekrar kendilerini temizlerler.
* Kıyafet giymekten hiç hoşlanmazlar. Rahatsız olurlar rahat rahat kendilerini temizleyemezler.
* İnsanların yediği pek çok şeyden hoşlanmazlar. Etçil ağırlıklı beslenmek doğalarında vardır.
* Kapalı kalarak yaşayamazlar. Gezmeleri gerekir.
* Uzun saatler aç ve susuz kalamazlar. Bir bebek gibi az az ve sık sık beslenirler.
* Kediler sık sık yıkanmaz yıkanmaz ama sudan hoşlanmadıkları için değil suya ihtiyaçları olmadığı için yıkanmamaları gerekir. Hele hele içerisinde bir sürü yapay bileşen bulunan şampuanları bu minicik canlıların vücuduna sürerek onlarda kalcı sağlık sorunlarına sebep olursunuz.
İşte benim Pamuk, işte benim Hayvan sevgim… Unutmayın hayvan seven insan da seven, hepinize mutlu günler dilerim sevgili okurlarım.
Haftaya başka bir konuda buluşmak üzere kalın sağlacakla
Seçil Eskioğlu
Gazeteci - Yazar
Yorum Yazın