“Yaz, dostum
Güzel sevmeyene adam denir mi?
Yaz, dostum
Selam almayana yiğit denir mi?
Yaz, dostum
Altı üstü beş metrelik bez için
Yaz, dostum
Boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?
Yaz tahtaya bir daha
Tut defteri, kitabı
Sarı çizmeli Mehmet Ağa
Bir gün öder hesabı
Barış Manço - 1979 “
Arkadaşımla buluşacaktım, arabamla yolda seyir halindeydim, radyoda Barış Manço’nun efsane şarkısı “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” çalıyordu.
Işıklarda uyu güzel insan, Baki’nin de mısralarına yansıttığı gibi asıl mesele
“Baki kalan kubbede bir hoş sada bırakmak idi” ne mutlu sana ki, bu hoş sadayı bırakabilmişsin…
Sen aramızda yoksun ama, bizimle beraber bıraktığın eserler de yaşıyorsun.
Benim minik Beren’im bile oyuncakları ile oynarken “Sayı çizgiyi Mehmet Ağa” diye mırıldandığı bu efsane şarkısının gerçek bir hikâyeden alıntılandığını biliyormuydunuz?
Değerli okurlarım, günümüzde kim olduğu, nerede bulunduğu bilinmeyen kimseler için kullanılan “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” sözünün sandıklarınızın aksine ilginç bir öyküsü var… İşte bu günkü yazımda sizlere bu “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”yı anlatmak istedim:
Yıl 1971, Kıbrıs Barış Harekatı’na daha yıllar var, Kıbrıs henüz yeşil hatla, Kuzey ve Güney diye ikiye ayrılmamıştı bir bütündü, işte o yıllarda Lefkoşa’ya konser vermeye giden Barış Manço, Girne yakınlarındaki Göçeri Köyü’nü ziyaret ettiğinde, köy kahvesinde köylülerle sohbet ederken, onlardan “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”nın öyküsünü dinler, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’nın öyküsü Barış Manço’yu çok etkilemiştir, 1979 yılında sözlerini kendi yazdığı, Türk müziğini, progresif müzikle başarıyla harmanlayarak bestelediği “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” şarkısı doğmuş olur, öyleki Barış Manço her konserinin finalinde olmazsa olmazlarından olan “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” şarkısını söylemeden konserini bitirmezdi.
Şarkıyı bu kadar anlattık ta, kimdi bu adı deyimlere geçen, şarkısı halen bile çocukların diline pelesenk olan “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”yı anlatayım sizlere.
Mehmet Ağa aslen Yörük Türkmenidir, 1810 doğumlu Karaman’lı bir toprak ağasıdır. Osmanlı Dönemi yetkilileri Mehmet ağayı bir gün makamlarına çağırır ve Kıbrıs Girne’de büyük bir tarla verirler.
“Karaman’daki bahçelerin gibi ek, biç, halka iş ver biz de sana toprak bağışlayalım. hayvancılık ve tarımı geliştir” derler.
Mehmet Ağa, Karaman’dan Kıbrıs’a beş kardeşini de alıp gelir, bu arada kafanızda soru işareti bırakmayayım, Kıbrıs’taki köyünün adının “Göçeri” olması, Yörüklerin konargöçer hayatından gelmektedir, Göçeri Köyü’ne, Yörükler Köyü de derlermiş.
Mehmet Ağa, devlete söz verdiği gibi tarımda ve hayvancılıkta binlerce kişi çalıştırmış, iş veren büyük bir aile olmuştur, zamanla 3.000 dönümden fazla toprağı olur, kavgalıları barıştırır, bekarları evlendirir, eşyalarını hediye eder, ev verir, en az birer dönüm de toprak bağışlarmış, köyün yoksulları bir yerde yemek yediğinde hesabı Mehmet Ağa'ya yazılırmış. Ağa her cuma köyü dolaşır ve halkın tüm borçlarını kapatırmış.
“Sarı Çizmeli” lakabı nereden geldi derseniz, ona da açıklık getireyim:
Eskiden Türkmenler yıllarca sarı çizme ve kırmızı keçeden külah giymişlerdi, Türk Mitolojisinde sarı renk altını; zenginliği, aileyi, ataları ve hükümdarlığı temsil ediyordu sarı çizme giymek Osmanlı’dan kalma bir gelenektir, yani biraz daha irdelersek, sarı çizmeyi zengin köy ağalarının giydiği çizme olarak tanımlayabilirim.
Tekrar konumuza dönelim.
Hani derler ya, “İyilikten maraz doğar” diye aynen öyle oldu, kendi gibi gönlü de zengin bu ağa, malını mülkünü hep başkalarının hesabını ödeyerek harcadığından, kötü niyetliler onu hep sömürmüş, zavallı ağa 1920 lerde yokluk içinde ölmüştür, günümüzde torunları Girne İli, Dikmen Beldesi, Göçeri Köyü’nde yaşamaktadır.
Bu şarkı 1979’da yayınlandığında ortalığı yıkmıştı.
Barış Manço, 1982’de tekrar gittiği adada, bu kez Sarı Çizmeli’nin akrabalarıyla buluştu, Mehmet Ağa’nın mezarını ziyaret etti, ona yeni bir mezar taşı taşı yaptırdı.
Bu taşın üzerinde de “Bu mezar 1800’lü yıllarda yaşayan, meşhur Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’nın anısına sanatçı Barış Manço tarafından yaptırılmıştır“ yazıyor.
Şimdilerde böyle “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”kaldımı derseniz, yok artık zaman değişti, Mehmet Ağa gibi gariban dostu ağalara artık enayi gözüyle bakıyorlar.
Başka bir yazımda buluşmak üzere , Hoşçakalın, Hoş kalın,
ESRA SONGÜLER
HABERCADDESİ EDİTÖRÜ
Yorum Yazın