Çıldır gölündeyim
Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars il sınırları içerisinde kalan göl, 123 km2 alanı ile Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci gölüdür. Deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikte bulunan gölün en derin noktası 42 metredir. Göl yaklaşık 120 kilometrekare bir alana sahiptir. Çıldır gölünde nihayet kar gördük, daha doğrusu buz tutmuş gölün yüzeyi turistleri gezdirmek için atlı kızaklar sayesinde ufalanmış kar birikintisi oluşturmuş. Gölün başına kurulmuş olan restaurantta isteyenlere gölde tutulan balıklar servis yapılıyor.
Ben elbette yemeğe geçmedim, işim gücüm fotoğraf çekmek. Atlı kızaklar 2-3 veya 5 kişiyi alıp gölün yüzeyinde 300 ila 400 metre gidip geliyor. Ben de bir kızağa geçtim ve fiyatını sordum, kişi başı 100 TL denince hemen indim. İyi hoş da biraz pahalı geldi. Bu arada gelen yerli ve yabancı turist yoğunluğu azalınca atların üşümemesi için sahipleri üzerlerine 3 kat halı, battaniye örterek korumaya çalışıyorlar. Bu arada müzik eşliğinde gölün üzerinde oynayanlar bile mevcut. Göl üzerinde yürüyerek gezmek isteyenler de uyarılıyor çünkü bazı noktalarda buz kalınlığı ince ve bastığınız alan kırılıp buz gibi suya gömülmeniz işten değil.
Buz tabakası 40-50 santim
Çıldır Gölü, bir lâv akıntısı ile bir moloz mahrutu tarafından müştereken meydana getirilmiş bir doğal set gölüdür. Birçok dere ve pınarlarla beslenmekte olan gölün tek çıktısı kuzey batısında yer alan Ermenistan sınırında bulunan Arpaçay kolu olan Telek Çayı'dır. En büyük olanı Akçakale harabelerinin yanında yer alan adadır. Göl etrafında çok az bitki örtüsü gelişmiştir ancak gölü çevreleyen otlaklarda yoğun hayvancılık yapılmaktadır.
Yılın dört mevsiminde yapılabilen balıkçılık yöre halkı için önemli bir ekonomik gelir kaynağı teşkil etmektedir. Gölde balıkçılık önemli bir insan aktivitesi olup, kışın buz tutan gölde kalın buz tabakası kırılarak balık avlanmaktadır. Gölde yakalanan en önemli balık türü (aynalı) Sazan (Cyprinus carpio). Ancak kurak geçen mevsimlerde, göl seviyesi hızla çekilmekte ve bu nedenle sazan gibi türlerin üremesi için gerekli sazlıklar daralmaktadır. Bununla beraber, birçok balıkçının yasaklara uymayarak kontrolsüz avlanmaları balık stoklarını olumsuz etkilemektedir. Gölün sadece kuzey batısında seddeyle ayrılmış bataklık ve sulak çayırlar bulunur. Genelde göl çevresi mera vasıflı olup, sert bölge iklimi tarıma olanak vermez.
Kış mevsiminde donan gölün yüzeyi ziyaretçiler için adeta eğlence merkezi olmaktadır. Tamamen donan gölün üzerinde ziyaretçiler, kızaklar ile gezinti yapmanın ve kızağın keyfini çıkarmaktadır. Gölün donması ile 40 ve 50 santim civarında buz kalınlığı oluşması, kızak ve jet skilerle çeşitli aktivitelerin gerçekleşmesine imkân sağlamaktadır. Çıldır Gölü, aynı zamanda fotoğraf meraklıları için de muhteşem manzaralar sunmaktadır. Gölün donan beyaz yüzeyi ile beyaz gökyüzü olağanüstü güzellikte bir manzara ortaya çıkarmaktadır. Bu manzarada film sahnesi gibi kareler yakalanabilmektedir.
Çıldır Gölü’nün Oluşumu
Çıldır Gölü’nün oluşumu, Tersiyer adı verilen döneme, 65 milyon yıl öncesine dayanmaktadır. Üçüncü zaman olarak adlandırılan bu dönemde Çıldır Gölü meydana gelmeye başlamıştır. Gölün jeolojik yapısı incelendiğinde ise kuzey ve güney bölümlerinde milli, kumlu ve çakıllı bir yapı mevcuttur. Bu alanlarda genellikle volkanik toprak yapısı görülmektedir. Çıldır Gölü, bir lav akıntısı ile moloz mahrutu tarafından meydana gelmiş doğal bir baraj gölüdür. Çıldır Gölü Nerededir? Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde Ardahan ve Kars illerinin sınırları içinde kalan Çıldır Gölü’nün kuzeybatısında Ermenistan sınırındaki Arapçay'ın kolu olan Telek Çayı bulunmaktadır.
Çıldır Gölü’ne Nasıl Gidilir?
Kars’tan araçla Çıldır Gölü’ne 70 km. mesafede ve gitmek yaklaşık 45 dakika sürmektedir. Göl, iki tane ilin sınırları içinde yer alsa da toplu ulaşım açısından çok gelişmiş değildir. Ardahan Çıldır Gölü, Ardahan merkezde olmadığı için ulaşılması daha zor bir konumdadır. Bu açıdan Kars’tan özel araç veya taksi ile Çıldır Gölü’ne ulaşmak daha elverişlidir. Özel imkânlarla ulaşmanın yanı sıra Ardahan ve Kars otogarlarından Çıldır Gölü’ne hareket eden minibüsler de mevcuttur.
Çıldır Gölü Festivali Bölgesel bir şenlik niteliğinde olan Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars halkının yanı sıra Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Gagavuzya, Gürcistan ve Türkmenistan gibi bölgelerden gelen ziyaretçilerin de katılımıyla gerçekleşen bir festivaldir. Gölün güzelliği, gölün etrafındaki yaylaların manzarası, martılar ve çiçekler Çıldır Gölü Festivali’ni diğer festivallerden bir adım öne çıkarmaktadır. Göl Festivali doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel, folklorik ve sosyal temalı öğelere de sahiptir. Festivalde Karslı sanatçılar, ozanlar, Kafkaslardan gelen sesler ve sazlar dikkat çekmektedir. Türkiye’nin dört bir yanından gelen sanatçılar, folklor ekipleri ve âşıkların katılımıyla kültür şöleni niteliği taşıyan Çıldır Gölü Festivali ziyaretçilerine yerel atmosferi yaşama imkânı sunmaktadır.
Ağrı göründü
Çıldır gölündeki moladan sonra yine hareket ettik ve tekrar Kars'a dönüş yapıyoruz. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile tren hattının üzerindeki köprüden geçerek merkeze giderken karşımızda muhteşem cüssesiyle Ağrı dağı görünüyor. Kars'tan Ağrı Dağına gitmek isterseniz mesafı 185 kilometre. Hava temiz ve berrak olduğu için Ağrı Dağını görebiliyoruz, genelde sisli puslu havalarda bu mesafeden görülmüyor. Bu da bize süpriz oldu.
Ağrı Dağı, Türkiye'nin doğu ucunda, İran'ın 16 kilometre batısında ve Ermenistan'ın 32 kilometre güneyindedir. Dağın %65'lik bir kesimi Iğdır ilinde, kalan %35'lik kesimi ise Ağrı ili sınırları içerisindedir. Ağrı Dağı iki zirveden oluşur. Bunlar 5.137 metrelik Atatürk Zirvesi (Büyük Ağrı) ile 3.898 metrelik İnönü Zirvesi'dir (Küçük Ağrı). 4000 metreye kadar bazalt, daha sonraki yükseklikte andezit lavlarından oluşarak volkanik bir dağ özellikleri gösterir.
Türkiye'nin en yüksek dağı
Aynı zamanda üzerinde 10 km²lik güncel bir buz takkesi (ice cap) bulunduran tek dağıdır. Ağrı Dağı üzerinde güncel kalıcı kar sınırı 4300 metreden geçmektedir (Arkel, 1973). Blumenthal (1958) kalıcı kar sınırının Pleistosen’de 3000 metre seviyesine kadar indiğini hesaplamıştır. Zirvesi dört mevsim boyunca erimeyen kar ve takke buzulu ile kaplı volkanik bir dağ olan Ağrı Dağı’nın doruğundaki örtü buzul, Türkiye'nin en büyük buzuludur. Buz takkesinden sarkan ve uzunlukları 1 ila 2,5 km arasında değişen toplam 11 adet buzul dili dağın güney eteklerinde 4200 m'ye, kuzey eteklerinde ise 3900 m'ye kadar ulaşmıştır. Bu dillerden en büyüğü kraterin kuzeydoğusundaki Cehennem dere Vadisi'nde bulunur.
Eğimin çok fazla olmasından dolayı zaman zaman kopan buzul parçaları vadinin aşağı kesimlerinde (2370 m civarı) döküntüler ile kaplı ölü bir buzulun (rejenere buzul) oluşumuna da yol açmıştır. Ağrı Dağı eteklerindeki morenler diğer dağlara kıyasla çok daha az bir alan kaplamaktadırlar. Bunun nedeni, Cehennemdere Vadisi hariç, gelişmiş vadilerin bulunmayışı, buzul üstünün ayrışmış malzeme ile kaplanmasını sağlayacak yüksek eğimli zirvelerin olmayışı ve zaman zaman aktif hâle geçen volkandan çıkan malzemelerin daha yaşlı moren depolarını kaplaması olarak açıklanabilir.
Nuh'un gemisi
Türkiye'nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı jeolojik konumu ve Büyük Tufan'dan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yapması dolayısıyla efsanevi özelliği olan bir dağdır. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağı'nın farklı dillerde bir çok ismi vardır. Başlıcaları Ararat, Kuh-i Nuh, Gli Dağ, Cebel ül Haris'tir. Ağrı Dağı için Marco Polo, yazılarında “hiçbir zaman çıkılamayacak bir dağ” diye bahsetmişse de kayıtlara göre dağa ilk tırmanış 9 Ekim 1829'da Prof. Friedrich Parrot tarafından gerçekleştirilmiştir. Friedrich W. Parrot’tun Ağrı Dağı keşif gezisine çıkmasına etki eden faktörler arasında bölgenin Rus hâkimiyeti altında girmesiyle ortaya çıkan uygun koşulların varlığı kadar, 19. yüzyıl emperyalizm çağında Rusların araştırma gezilerini çeşitli yönlerden desteklemesinin de rolü büyüktür.
Ağrı'ya tırmanış 1990 yılında yasaklandı. 1998'de Dağcılık Federasyonunun bir grup dağcıya izin vermesiyle bu yasak kaldırıldı. Ağrı Dağı, Doğu Anadolu'da İran sınırları yakınında yükselir. (Aras-Murat Nehirleri arası) Tırmanışlar için en uygun zaman Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Kış tırmanışları için en uygun zaman ise Şubat ayıdır ve tüm dağcılar için Ağrı Dağı kış solo tırmanışı en büyük hedeftir.
Genco SABANCI
GAZETECİ-YAZAR
Yorum Yazın