6 Mayıs...
Takvim yapraklarının bile ağırlaştığı, sabahın kör karanlığında umutların darağacına çekildiği gün.
Bir ülkede üç genç, üç yürekli insan, düşüncelerinden ve hayallerinden vazgeçmedikleri için idam edildi.
Deniz Gezmiş... Yusuf Aslan... Hüseyin İnan...
Onlar ne bir çete lideriydi, ne de bir karanlık planın parçası.
Onlar, Anadolu’nun yoksul topraklarında filizlenmiş umutlardı.
Eşitlik isteyen, bağımsızlık hayali kuran, halkı için yaşayan ve halkı için ölen çocuklardı.
Onlara "terörist" dediler, ama bugün onların istedikleri adaleti yerle bir edenler, şatafatlı salonlarda alkışlanıyor.
Deniz’in gür sesi hâlâ kulağımızda:
“Yaşasın tam bağımsız Türkiye!”
Bu haykırış bir slogandan ibaret değildi;
Bir inancın, bir mücadelenin,
bir ülkenin geleceğini değiştirme arzusunun kalpten gelen feryadıydı.
Hüseyin İnan, son mektubunda annesine yazdığı o cümleyle tarihe geçti:
“Ben hiçbir kişiyi düşman olarak görmedim, hep insan olarak gördüm.”
İnfazına saatler kala bile içinde ne kin vardı ne nefret…
Sadece inanç, duruş ve tarifsiz bir metanet.
Ve Yusuf Aslan...
Sessiz ama dirençli.
İçinde bir volkan gibi yanan adalet duygusu,
bir çocuğun gözyaşında bile kıyameti hissedecek kadar vicdanlı...
Bugün onların asıldığı ipler, aslında bir kuşağın hayallerine ilmek atıldı.
Ama ne kadar boğmaya çalışsalar da, o fidanlar toprağın altında çürümek yerine büyüdü.
Onların ölümü bir son değil, bir başlangıç oldu.
Her 6 Mayıs, bir isyanın, bir uyanışın, bir hatırlayışın günüdür.
Çünkü bu ülkede hâlâ vicdanlı insanlar var.
Onları unutmayan, seslerini duymaya devam eden,
karanlık gecelerde üç fidanın gölgesinde yürüyenler var.
Onlar idam sehpasında bedenlerini bıraktılar ama
adı "umut" olan bir ülkenin vicdanına kök saldılar.
Deniz’e, Yusuf’a, Hüseyin’e sözümüz var:
Sizi unutturmayacağız.
İlkelerinizin, inancınızın, tertemiz yüreğinizin tanığıyız.
Ve hâlâ aynı soruyu soruyoruz:
Suç neydi? Bağımsızlık istemek mi?
Bugün susanlar, yarın tarih önünde hesap verecek.
Siz bu halkın vicdanında çoktan aklandınız...
Saygıyla, özlemle, başımız öne eğilmeden anıyoruz sizi.
Üç fidan. Üç yürek. Üç sonsuzluk.
Burhan AKDAĞ
Yorum Yazın