Bazen bir yolculuk yalnızca şehirler arasında değildir… Almanya’dan İstanbul’a dönerken, ben de içimde iki ayrı vedanın ağırlığını taşıyordum. Son günümde İlhan Şeşen’i kaybettiğimizi öğrendim. Oysa ne çok şey bırakmıştı ardında… Sözleriyle, şarkılarıyla, hayatımıza dokunan sesiyle… Kalbimize yer etmişti, sessizce veda etti.
İstanbul’a indiğimde bir başka acı haber daha karşıladı beni: Devlet Devrim’i de kaybetmişiz. Kalbim bir kez daha burkuldu. Yeşilçam’ın emektar yıldızlarından biri, sinemamızın gerçek kahramanlarından biriydi Devlet Devrim. O, sadece kamera karşısında değil; yaşamın her anında Türk sinemasının yükünü omuzlayan, vefasıyla, sabrıyla, zarafetiyle örnek olan bir sanatçıydı.
Onunla Filmsan Vakfı çatısı altında uzun yıllar yan yana geldik. Özellikle ElazığÇayda Çıra Film Festivali'nde sohbetlerimiz, kahkahalarımız, anılarımız hala kulaklarımda yankılanıyor. O festival, onun varlığıyla hep bir başka anlam taşırdı benim için. Şimdi, o güzel anılar, gözümün önünde birer siyah beyaz film gibi geçiyor.
Yeşilçam bir yıldızını daha yitirdi. Ama bilinsin ki, Devlet Devrimsadece bir oyuncu değil, bir dönemin tanığı, bir devrin sesi ve bir sanat savaşçısıydı. Işıklar içinde uyusun…
Art arda gelen bu iki veda, kalbimde derin bir boşluk bıraktı. Ama aynı zamanda bana bir kez daha hatırlattı: Sanatçılar ölmez… Onlar geride bıraktıklarıyla, söyledikleriyle, oynadıklarıyla, yüreklerde yaşamaya devam eder.
Hoşça kalın İlhan Şeşen…
Hoşça kal Devlet Devrim...
Burhan AKDAĞ
Yorum Yazın