Koşarak indiğim merdivenlerimden, hızla sokak kapısını kapatmış, sesden ben bile rahatsız olmuştum. Apartmanda ahenk içinde yaşasakta, sürgülü kapıda suç deyip kendimi rahatlattım. İki yanı ağaçlı yolda gecenin zifiri karanlığında biraz utanmış, biraz da haşarı bir tavırla köşedeki üzeri gece lambası tipinde direği parlak gri, sokak aydınlatıcısına yaslandım. Birde bacağımı ön ayağımın üstüne atıp durmaya başladım. Bu görünüşümle resimlere bile konu olurum diyerek gülümsedim. Sanki parlayan yıldızlar tek tek üzerime yağıyordu. Öndeki yoldan ağır, ağır araçlar geçiyor, hışırdıyan yaprak sesleri ağaçlarda adeta dans edip kulağıma melodiler halinde geliyordu. Serin rüzgar yüzüme vuruyor, acayip keyif alıyordum bu durumdan. Düşündüm birden. Bir yerde okumuştum.
İki sinek ılık sütün içine düşerler. Sütün ortalarına kadar batarken debelenip çıkmaya çalışırlar. Kolay mı can korkusu. Biri diğerine çok yoruldum der. Duruyorum ben artık. Yanındaki sinek sakın durma yaşanan her dakikada bir ümit var der. Dinlemez diğer sinek ölür. Pes etmeyen, sütün kaymak bağlamasıyla üstüne çıkar ve kurtulur.
Dertler yorar bazen insanı. Beni de yordu ama asla pes etmedim. Lambanın altındaki ben pozundan yoruldum ben. Hafif hafif gün aydınlanıyor. Sorunlar çekiliyor içimde. Yeni bir gün, yeni bir umut barındırır. Çiçekler sıra sıra güzellikler sunuyor. Her yer her şey çok güzel mutlu, huzurlu olmasını bilene. Evimin yolunu tutarken, usul usul şu şiirim takıldı dilime. Kendi kendime mırıldanıyorum ürperen tenimle.
İKİ CAMBAZ BİR İPTE İSTESEDE OYNAMAZ
İKİ İNSAN KALBEN SEVSE
BİRBİRİNİ KIRAMAZ
GÜN GEÇİRMİŞ BİRİ OLARAK SÖYLÜYORUM
KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KALMAZ
Geldim apartmanın ihtişamlı cam ağırlıklı kapısının önüne. Bu kez sessiz sessiz ağır adımlarla çıkıyorum evime. Biliyorum inerken de aynı dostlarla karşılaşacağım. Bu yüzden her adımımı dikkatli atarım artık.
Yazarınız Selhan Özdemir
Yorum Yazın