Belli bir yerde veya belli bir kişinin yanında kendinizi kötü hissediyorsanız, enerji sömürme olgususunun içinde bulunduğunuzun açık bir işaretidir. Mekanlar ile ilgili bilgi: Bir efsaneye göre Romalı inşaatçı Vitruv mekanların o zamandan enerjisi olduğunu bilirmiş. Şehir yaptırmadan önce alana inek sürüsü getirtirmiş. Otlattıktan sonra iyi süt verirlerse inşa etmek için iyi bir yer olduğuna karar verirmiş. Bu akıllı eski Romalı adamın bugünün bilgisine göre evrenin enerjilerine bağlı olduğu düşünülebilir. Mekanlarda nasılsa insanlarla da öyledir.
Bize iyi gelen insanlar bize güç verir. Onların etrafında canlı, enerji ve neşe dolu hissederiz. Ama bize iyi gelmeyen bir insanla beraberken kendimizi huzursuz, mat, yorgun hissederiz. O kişiden uzaklaştığımızda bile belli bir süre aynı şekilde hissetmeye devam ederiz. Fiziksel ve zihinsel olarak zayıf ve zihinsel olarak (tamamen) güçsüz hissederiz. Vücut yalan söylemez, sismografik antenleri vardır ve sinyaller gönderir, fakat maalesef zihnimiz yüzünden bunları görmezden gelebiliriz. Bu sinyalleri hissediyorsak enerji vampirlerin kurbanı olmuş oluruz.
Enerji vampirleri her zaman ve her yerde aramızda ve kurbanları genellikle oldukça duygusal, empatik, hassas ve yardımsever doğalardır. Enerji vampirleri kimin enerjisini emebileceklerini iç güdüsel olarak iyi sezinlerler. Çünkü onlara çok ihtiyaç hissederler, yoksa uzun vadede hayatta kalamazlar. Kurbanlarının kanıyla beslenen vampirler gibi bunlar başkalarının hayat enerjisinden beslenirler . Enerji vampirleri acınası insanlardır ve başkalarına karşı merhameti yoktur.
Enerji vampirlerinin etrafında olmak sadece fiziksel olarak değil, zihin ve ruh dahil olmak üzere tüm seviyelerde hasta eder. Ve bu oldukça sağlıksızdır. Sonunda o kadar çok enerji kaybeder ki insan yaşayan ölüye evrilir.
Enerji vampirlerine bulaşanlar yarı yolda kalır. Enerji vampiri hemen kendisine başka kurban arar. Hatta bazılarının eş zamanlı bir kaç tane kurbanları bulunur, ‘kansız’ ruhları için hayati önem taşıyan enerjilerini emmek için. Vampirler içten sağırlar. Diğer insanların duyguları olduğu yerde vampirlerde büyük bir boşluk vardır.
Duygu dünyalarıyla ilgilenmek yerine duygularını öldürürler. Acıdan, korkudan, öfke ve üzüntü duygularından, hem de sevinç, zevk, huzur, tutku gibi duygulardan kaçarlar. Kalpleri kilitlidir ve anahtarını çok önceden kaybetmişlerdir.
Enerji vampirlerinin bize faydası yoktur, yaşam gücümüzü soyup ruhumuzu dengesizleştiriler. Enerji vampirleri genellikle yaralarını iyileştirmek için hiçbir girişimde bulunmazlar. Sevgisiz geçen çocukluğunda sıkışıp kalan yaralı çocuklardır. İçleri ölüdür, çünkü o zamanlar duygusal olarak hayatta kalmak için tüm duyguları öldürmek zorunda kalan insanlardır. İçsel bir cansızlıkla hiç bir anlam yükleyemediği ve değerlerin olmadığı hayatlarına devam ederler. Genellikle liberal, sakin, her şeyin üstünden gelebilen biri gibi ve net görünürler. Kendilerini çok iyi kamufle ederler, bu yüzden ilk bakışta onları fark etmek de çok zordur.
Çok sayıda enerji vampirleri var. Mesela tüm hayatını drama adayanlar. Korkularla dolular, kendilerine ve başkalarına güvensizdirler, Allah’a/ tanrıya ve dünyaya güvenmezler . Gölge tarafları evleridir, o tarafın ışıkla asla aydınlanmaması için her şeyi yaparlar. Korkularıyla başkalarına yapışır sürekli her yerde huzur ve yardım ararlar ama kabul edemezler. Kendi başlarına dışarı çıkmaya korkan küçük çocuklar gibiler, başkalarının elinden tutmasına ihtiyaç duyarlar ya da onların yerime önden gidip asayiş berkemal olup olmadığını kontrol eden insanlar isterler.
Başka bir enerji vampir türü ise manipülatörlerdir. Zahmetsizce kurbanlarına onsuz yaşayamayacaklarını hissettirmeyi başarırlar. Onlar için her şeyi yaparak başkalarını kendilerine bağımlı hale getirir ve sözde karşılığında hiçbir şey istemezler. İçgüdüsel olarak sürekli vermenin karşıdakini suçlu pozisyonuna düşüreceğine ve onları bağımlı hale getirmeye yol açtığını bilirler. Kurbanlar her ne kadar bu durumun kendilerine faydalı olmadığını hissetseler de bırakıp gidemezler. Kurbanlarının bağlarını kısa tutarlar. Zamanla kurbanlar kendilerini hiç bir şey yapamaz, hiç kendilerini bir şeyin üstesinden gelemeyecek kadar küçük gördükleri bir noktaya gelirler. Kurbanlarının yapılarını bozup, dengesisliştirip kanlarının son damlasına kadar emerler. Alacak bir şey kalmayınca kaybolur, yeni yeni kurbanlar bulurlar kendilerine. Bu vampirler narsist olarak bilinirler.
Bütün enerji vampirlerinin tek bir motivasyon kaynağı vardır: Başkalarının yaşam enerjisine olan susuzluğunu gidermeliler. Onları içlerinden alıkoyan hiçbir şeyleri yok, hayalleri yok, vizyonları yok, aşk ve tutkuyla peşinden koştukları hedefleri yok. Empati yoksunu, benmerkezci, kalpsiz, kansız’ insanlardır. İşte tam olarak bunu açgözlüce başkalarından emerler.
Böyle insanlara karşı şimdi acıyabilir, şefkatle, merhametle yaklaşılmasının gerektiğini düşünebilirsiniz. Enerji vampirlerin elinde kurbanları iste tam olarak merhamet ve şefkat duygularından dolayı kurbana dönüşürler. Acıdıkları için acınacak duruma düşerler. Tükenip bitene kadar sömürülmeye açık hale gelmekteler. Merhamet iyidir, ancak acımak kötüdür, çünkü acıyan her zaman kat kat acı çeker.
Belirli bir kişinin yanında kendinizi her zaman nahoş, zayıf ya da berbat hissediyorsanız , karşınızdakinin bir enerji vampiri olduğundan emin olabilirsiniz. Hızlıca ondan kaçabilirsiniz, ama köşeyi döner dönmez başka bir enerji vampirinin kapanına yakalanırsınız.
Yani kendinize şunları sorabilirsiniz:
- İç dünyanızda hangi psikolojik dinamik/ler enerji vampirlerini çekmenize neden oluyor?
- Sınırlarınızı belirleme ve koruma yeteneğiniz ne durumda ?
- Geçmişten gelen suçluluk duygunuz var mı?
- Kendinizi sevme ve önemseme becerinizde bir sorun var mı?
Enerji vampiri tatmin etmeye çalışmadan, onun ihtiyaçlarını sizin yaşam enerjiniz ve (aslında kendinize) acıma duygunuzla beslemeden önce içinizdeki eksiklerinizi tespit edip artıya çevirmeniz durumunda kendinizi enerji vampirlerine karşı korumanızı sağlayacaktır.
Bu arada: enerji vampirlerinin hepsi umutsuz vakalar değildir, ancak öncelikle yaptıklarının ruhlarını iyileştirmeye götürmediğini ve başkalarının zararı üzerine kurulan bir yaşamın her iki taraf için de zararlı olduğunu idrak etmeliler. Kendi karanlıklarına ışık getirecek cesarete sahip olmalılar. Lakin genelde en çok da bundan çekinirler…
HANIM DEMİRBAŞ
UZMAN SOSYAL PEDAGOG VE
AİLE DANIŞMANI
Yorum Yazın