Hayatta bazı insanlar vardır, onları bir kez tanımanız yeterlidir. O bir tanışma anı, bir bakış, bir konuşma bile size "İyi ki" dedirtir. Çünkü o insanlar yalnızca kendi hayatlarını değil, etrafındaki herkesi etkileyen, değiştiren, dönüştüren izler bırakırlar. Alparslan Selçuk'da işte öyle bir adam. Onu tanımak, sadece bir insanı tanımak değil, azmi,sabrı, dürüstlüğü, dik duruşu tanımaktır.
Alparslan Selçuk adı bir dönem sadece ayakkabı sektöründe değil, tüm iş dünyasında saygıyla anılıyordu. “Hangar Ayakkabı” markasıyla Türkiye’nin dört bir yanına ulaşmış, yerli üretimin gururu haline gelmişti. Kurduğu sistem, sağladığı istihdam, ortaya koyduğu vizyon, onu sektörün öncülerinden biri yapmıştı. O dönem, pek çok girişimci onun adımlarını örnek alıyor, onun açtığı yoldan yürüyordu.
Ama her başarılı hikâyenin bir sınavı vardır. Hayat, bazen insanın karşısına öyle fırtınalar çıkarır ki, ne kadar sağlam bir gemiye sahip olursanız olun, dev dalgalar sizi savurabilir.Alparslan Selçuk'da böyle bir fırtınanın tam ortasında kaldı. FETÖ terör örgütünün kurduğu karanlık düzenin kurbanlarından biri oldu. Bir gece ansızın… Emeğiyle, alın teriyle, yıllarını vererek inşa ettiği her şey, bir anda elinden alındı. Serveti, şirketleri, yatırımları… Her şey.
Ancak bu hikâyeyi farklı kılan, tam da burada başlıyor.
Zira çoğu insan böylesine büyük bir yıkım karşısında ya kabuğuna çekilir ya da kaybolur. Ama Alparslan Selçuk, düştüğü yerden kalkmasını bildi. Hem de kimseye kin duymadan, içini zehirlemeden, “Ben yine başarırım” diyerek yeniden yürümeye başladı. Çünkü onun gücü sadece malda, mülkte değildi. Onun gücü inandığı değerlerde, içindeki adalet duygusunda, iman ettiği doğrularda saklıydı.
Bugün Alparslan Selçuk, yine kolları sıvamış durumda. Yine üretiyor, yine emek veriyor, yine insanlara umut olmaya çalışıyor. Ve bunu yaparken bir gün bile “Ben kimim biliyor musunuz?” demiyor. Çünkü onun mücadelesi gösteriş için değil, kalpten gelen bir inançla sürüyor.
Fakat onu asıl büyük yapan sadece iş dünyasındaki başarısı değil. Onu tanıyan herkes iyi bilir ki Alparslan Selçuk’un en büyük zenginliği vicdanıdır. Bugün birçok insan, onun bir zamanlar uzattığı eli, yaptığı yardımları unutmaz. Gizli gizli ödediği borçlar, destek verdiği aileler, okutulmasına vesile olduğu çocuklar… O hiçbir zaman hayır işlerini bir reklam malzemesi yapmadı. Yardım ederken “gönlünü” koydu ortaya. Çünkü onun felsefesi hep şuydu: "Bir insanı ayağa kaldırmak, bir servet kazanmaktan daha değerlidir."
Ve biz biliyoruz ki dürüst insanlar yıkılmaz. Belki sarsılırlar, yıpranırlar, hatta yalnız kalırlar ama sonunda dimdik ayakta dururlar. Çünkü onların temeli sağlamdır. O temel,alın teriyle, helal kazançla, iyi niyetle, kimseye kötülük düşünmeden atılmıştır.
Alparslan Selçuk’un hayatı bir işadamının inişli çıkışlı serüveni değil sadece… Aynı zamanda bir toplumun, bir milletin, zor zamanlarında nasıl dimdik durabileceğinin de kanıtıdır. Bugün onun hikayesi, sadece geçmişin değil geleceğin de ilham kaynağıdır. Genç girişimciler, zorluklara karşı inatla mücadele eden herkes onun bu yolculuğundan güç alabilir.
Ben kendi adıma şunu gönül rahatlığıyla söylüyorum: İyi ki tanımışım Alparslan Selçuk’u. İyi ki yollarımız kesişmiş. Çünkü böyle insanlar, bu toprakların umududur. Onlar varsa, bu ülkenin sırtı yere gelmez.
Ve inanıyorum: O yeniden zirveye oturacak. Belki bu seferki imparatorluk, sadece bir markanın değil, aynı zamanda ahlakın, vicdanın ve iyiliğin imparatorluğu olacak.
Habib BABAR
Ben onu ve tüm ailesini tanırım.Benim 42 yıllık arkadaşımdır.Şahsına münhasır içinde fetbazlık olmayan adam gibi adamdır.Onun ticari zekası ve insanı değerleri saygısı takdire şayandır.onun gibilere bu memleketin çok ihtiyacı var.her türlü yanındayım kardeşimin,saygılarımla...
Mehmet çerikan.
10-10-2025 13:31