Futbolun sihirli ayaklarını, gol sevinçlerini, tribünlerin inleyen çığlıklarını unutmak mümkün mü? Hele ki o ayakların sahibi, Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir isimse… Dün akşam Yeşilköy’de, Mahsun Usta’nın açılışının birinci yıl dönümünde öyle bir karşılaşma yaşadım ki, anılarımın kapısı sonuna kadar aralandı.
Girer girmez göz göze geldik. O, Avrupa Altın Ayakkabı’sını Türkiye’ye getiren tek futbolcu Tanju Çolak.Futbolculuğunun en parlak, en hızlı dönemlerinde sık sık görüştüğüm, dostluğunu her zaman içimde ayrı bir yerde sakladığım arkadaşım.Sarıldık; yılların getirdiği özlemi kısa bir kucaklaşmaya sığdırdık. Sonra yan yana oturduk. Sohbetimiz başladığında saatlerin nasıl geçtiğini anlamadık.
HATIRALAR, GOL KADAR KIYMETLİYDİ
Tanju anlattıkça, bir dönem Türk futbolunun ne kadar heyecanlı, ne kadar özel olduğunu bir kez daha hissettim. 335 golle Türk futbol tarihinin en golcüsü, 39 golle bir sezonda rekor kıran adam, 6 golle bir maçın unutulmaz yıldızı… Ama o akşam Tanju, sahaların yıldızından öte; torunlarını, ailesini, hayatın ona bıraktıklarını anlatan bir dede, bir baba, bir dosttu. Ben kendi torunlarımı anlattım, o da kendi torunlarını. Futbolun, rekabetin, alkışların ötesinde, hayatın gerçekleriyle dolu sıcacık bir sohbetti bizimki.
ASLIHAN’IN ŞAŞKINLIĞI
Gecenin ilerleyen saatlerinde, TYT Türk’te spor haberlerini sunan kızım Aslıhan da yanımıza katıldı. Tanju’nun anlattıklarını dinledikçe gözleri büyüdü, şaşkınlığı yüzüne yansıdı. Bir gazeteci olarak duydukları ona şok etkisi yaptı. Çünkü Tanju Çolak sadece bir futbolcu değil; dönemin ruhunu, futbolun tutkusunu, Türkiye’nin heyecanını sırtlamış bir efsaneydi. Ve babasının neler yaşadığını, Tanju ile bu kadar sıkı dost olmamızı görmek, onun da hoşuna gitti.
SOSYETENİN RENKLİ YÜZLERİ
Gece yalnızca dost sohbetleriyle değil, konuklarıyla da unutulmazdı. Sosyetenin önemli isimleri salondaydı. Orhan Gencebay ve kıymetli eşi Sevim Emre, geceye ayrı bir zarafet kattılar. Gazetecilerden, müzayedelerin unutulmaz ismi, “Müzayedelerin Kralı” Uğur Batur da davetliler arasındaydı. Sohbetler, hatıralar ve dostlukların buluştuğu bu özel akşam, Mahsun Usta’nın mekânının ruhunu tam anlamıyla yansıttı.
ZAMANIN ACIMASIZLIĞI
Evet, zaman acımasız. O sahalarda milyonları ayağa kaldıran, tribünlerde dalga dalga yankılanan gol sevinçlerinin üzerinden yıllar geçti. Ama dün gece anladım ki, dostluklar, paylaşılan hatıralar, birlikte yaşanan güzellikler zamanın yıpratamadığı değerlerdir. Tanju Çolak’la geçirdiğim o gece, bana sadece futbolu değil; dostluğu, hayatın içindeki samimiyeti, hatıraların ölümsüzlüğünü bir kez daha hatırlattı.
Burhan AKDAĞ
Yorum Yazın