27 Kasım 1960
Doğduğum gündür
Yani doğum günüm…
O tarihten bugüne tam 63 yıl devrildi
Hepsi tek tek geldi ve geçti
Doğduğum tarihten tam 63 yıl sonra bir 27 Kasım akşamı.
Yıl 2023
Kimse bilmez, bilse de hatırlamaz diyordum ama bilen de çıktı hatırlayan da.
İlk olarak çok sevdiğim emekli bankacı arkadaşım Kıvılcım Demet sabah saatlerinde aradı ‘Doğum günün kutlu olsun’ dedi…
Ardından İstanbul’da yaşayan oğlum Serkan Bilge aradı ve beraberindeki arkadaşlarıyla birlikte ‘Babacım ben ve arkadaşlarım doğum gününü kutluyoruz, nice yıllara’ dedi.
Yayınla geçen bir günün sonuna geldiğimiz anlarda; benim Tekirdağ’da da çok özel bir evladım vardır ki, adı Gizem Öztürk’tür. (Sizler O’nu Cemal Bilge’li haber bültenlerinden ekranlardan Barbi spiker hatırlıyorsunuz) panik içinde çalıştığım odaya geldi ve bir şeyler söyledi ama kulaklarımda kulaklık olduğundan duyamadım. (Fakat duymuş gibi yapıp kızımı geri gönderdim)
Kızım bu, manevi babası da olsam yer mi yaptığım dümeni? Yemez tabi ki. E kimin kızı diye sorarlar adama yoksa, öyle değil mi?
Panik içinde bir daha geldi “Haydi Cemal baba, bir sorun var, şununla ilgilenir misin lütfen!” diye tatlı bir çıkış çıkıştı ki, kızımın hatırını kırmaktansa kendi kafamı kırmam farz oldu.
“- Tamam evladım geliyorum” dedim
Bebeğimin arkasından hemen odadan çıktım ve koridorun karşısındaki departmana gittim. Kapıyı açmamla birlikte gözlerim pinpon topu gibi gitti geldi.
Kanalımızın son günlerde sevgi dolu halleriyle hepimizin mutluluğuna mutluluk katan genel yayın yönetmeni Yaşar Polat başta olmak üzere çalışanlarımızın tamamına yakını Haber müdürü kardeşim Tuncay Dağlı’nın çalışma masası etrafında yerlerini almışlar, beni alkışlamaya başladılar.
içeride meğer benim için hazırlanmış bir sürpriz varmışta haberim yokmuş. Önce gözüm Genel Yayın Yönetmeni Yaşar Polat’a ilişti. Ardından tek tek taradı gözlerim yüzleri.
Kanal yorumcumuz sevgili Selahattin Uzun, Programlar müdürü sevgili Nijat Ayvaz, Haber Müdürü Tuncay Dağlı, tabi ki ve de en çok sevdiğim biricik cimcimem Gizem Öztürk, kaderdaşım Bülent Çakırlı, geleceğin çok büyük istikbal vadeden görüntü yönetmenlerinden Samet Yılmaz, aramıza yeni katılan sevgili oğlum Can Arıcılar, ve kuşkusuz ki gelecekte başarılarına bugünden sınır tanımadığım sevgili kızlarımdan Gamze Dinç vardı.
Meğerse benim, biriciğim, bebeğim, fıstığım, tatlım, şekerliğim, benim olduğu kadar oğlum Serkan Bilge’nin de manevi kızkardeşi, Cemal Bilge’li süreçte sadece Tekirdağ’a değil ülkesine ‘Barbi spiker’ olarak lanse ettiğim Gizem Öztürk, doğum günümü biliyormuş ve başta genel yayın yönetmeni Yaşar Polat olmak üzere kanal çalışanlarıyla birlikte bana böyle bir sürpriz hazırlamış.
Anlayacağınız, mesai bitiminde (ki herkes gider bir tek benim ve Bülent Çakırlı’nın mesaisi bitmez) herkesin tek bir departmanda toplanıp paralarına kıyıp aldıkları, üzerleri mumlarla donatılmış iki çeşit pasta, kola ve fantalarla beni alkışlamaları karşısında şok oldum. Tatlı bir şoktu tabi…
Çünkü ben sosyal medyadan bile saklamış, bugünün ‘Doğum günüm’ olduğunu hiç ama hiç kimseye söylememiştim.
Boşadığım iki karının veremediğini Tanrı’nın bana Tekirdağ’da armağan, hatta bir lütuf olarak sunduğu, önüme evlat diye çıkardığı bu güzeller güzeli yürekli kızım (Gizem Öztürk) bugünün benim doğum günüm olduğunu kanalımızın astroloğu Esra Çelebi’den öğrenmiş ve ne etmiş etmiş kanal içinde görev yapan herkesi bugün için özel olarak örgütleyip, bu akşamki gülümsememin tartışmasız tek ama tek mimarı olmuş.
Doğum günümün sürprizinin hazırlanmasında başta genel yayın yönetmeni Yaşar Polat, programlar müdürü Nijat Ayvaz, Haber müdürü kardeşim Tuncay Dağlı ve kanal yorumcumuz sevgili Selahattin Uzun’a ve onların şahsında bu kanalda görev yapan bütün çocuklarıma yürek dolusu teşekkürler ediyorum
Ammaaaa…. !
Görev yaptığım 2 yıllık süre içinde çok sevdiğim, manevi anlamda tarafından bir baba gibi sevildiğim, sevgimde kusur etmediğim, sevgisinde ve saygısında asla en ufak bir yanlışına maruz kalmadığım, ‘Keşke şu velet benim öz kızım olsaydı’ deyip hayıflandığım, manevi evlatlığından büyük haz duyduğum, her geçen gün artan bir sevgiyle sevdiğim, bundan sonra da her nerede olursam olayım sevmeyi inatla sürdüreceğim biriciğim, bebeğim, fıstığım, tatlım, şekerliğim, canımdan çok sevdiğim ve asla O’nu bir imitasyon görmeyip gerçek bir kız evlat gibi gördüğüm canım yavrum Gizem’ime (Öztürk’e) yürek dolusu teşekkürler ediyor, bu gece doğum günümü kutlamak için zamanlarından feragat edip pastam etrafında yerini alan tüm arkadaşlarımın ve kardeşlerimin şahsında O’nu göz ve yanaklarından sevgi ile öpüyorum…
Bu şu demektir….
Boşadığım iki karımın bana veremediği kız evlat mutluluğumu, halime acıyan Tanrı’m birini İzmir’de (İlkay Kıyak) birini İstanbul’da (Selhan Özdemir) birini de Tekirdağ’da Gizem Öztürk olarak bana sundu.
E ben bu Tanrı’ma daha ne diyeyim? Daha fazlasını istersem nankörlük ederim. Bana üç birbirinden güzel, altın yürekli, her biri inci tanesi 3 kız evlat vermiş… Bana da haliyle ceketimin düğmelerini ilikleyip bu üç güzeller güzeli cimcimeyi veren o Rab’bime şöyle demek düşer:
“- Teşekkürler Tanrım. Ben senden 1 istedim sen bana 3 verdin. Sevdiğin bir kulunsam ne mutlu bana. Bende seni seviyorum Rab’bim. İyi ki bana bu güzeller güzeli prenseslerimi verdin.”
Evet, ben bu gece Tekirdağ’daki biricik kızım Gizem Öztürk sayesinde 63 yaşıma girdiğimi harika bir organizazyonla hatırlayabildim. Varolasın can kızım, var olasın benim güzeller güzeli kızım, var olasın benim pırlanta kızım. Allah eksikliğini göstermesin e mi canım evladım….
Cemal Babo’su gazetecilik mesleğinin amazonu, yılmaz savaşçısı, biricik Barbi’sini çok ama çok seviyor. ‘Seviyorum’ demenin az kaldığı bir sevgi bu… Varın O’nu nasıl çok sevdiğimi siz düşünün…
İyi ki bugünü ve doğum günümü çok sevdiklerimle kutladım… Sevgili Kıvılcım Demet’e, oğlum Serkan Bilge’ye, en önemlisi beni tertip ettiği sürprizle mutluluğumun zirvesine taşıyan can kızım Gizem Öztürk’üme yürek dolu teşekkürlerimle
Bir başka yazıda görüşmek umut ve dileği ile…
Yorum Yazın