Son günler Beşiktaş'ta bir Rafa Silva fırtınası esiyor...
Kimine göre profesyonel kriz, kimine göre kapris...
Ama gerçek olan tek bir şey var: Bu kulüpte hiç kimse Beşiktaş'tan büyük değildir. Eğer bir futbolcu, isterse dünyanın en yeteneklisi olsun, oynamak istemiyorsa, huzursuzluk çıkartıyorsa, yönetimde teknik kadronun da yapacağı tek şey vardır: Kapıyı gösterirsin, gider. Çünkü Beşiktaş'ın kapısından giren herkesin öncelikle bilmesi gereken. O forma, titreyerek değil; aşkla giyilir. Taraftarı Karşısına Alan Kaybeder. Klüpte neler oluyor biliyormusunuz? Yönetim, teknik ekip, herkes…
Adeta Rafa Silva'yı mutlu etmek için sıraya girmiş durumda.
Sanki kulübün kaderi onun iki dudağı arasında…
Sanki Beşiktaş, bir futbolcunun ruhu hâline göre şekil alacak bir kulüpmüş gibi.
Bu anlayış yanlıştır.
Bu kadar taviz, oynanan formasını terleten diğer futbolculara yapılmış bir saygısızlıktır..
Ve en Önemli…
Taraftar buna razı değil.
Rafa Silva'nın kaprisleri nedeniyle bugün Beşiktaş'ta bir ayrılık yaşanacaksa..
bunun nedeni futbolcu olsada…
Aslında o kaprislere zamanında göz yuman anlayıştır…
Beşiktaş'ın Büyüklüğü, O Formanın Ağırlığındadır
Beşiktaş, Türkiye'nin sadece sıradan kulüplerinden biri değildir.
BEŞİKTAŞ BİR DURUŞTUR
Karanlıkta bile ışığını kaybetmeyen, zorluklarda geri adım atmayan, onuruyla dimdik duran.
BEŞİKTAŞ BİR KARAKTERDİR
Çamura da düşse, sahaya da çıksa, kazansa da kaybetse de aynı asaleti taşıyan bir kimlik…
BEŞİKTAŞ BİR AHLAKTIR
Adaletin, dürüstlüğün, emeğin yanındadır. Kimsenin önünde eğilmez, arkadaşlarının da kendine eğildirmez.
BEŞİKTAŞ BİR RUH HÂLİDİR
Taşımayana ağır gelen, bir ömür boyu gurur veren siyah-beyaz bir yük taşıyan…
BEŞİKTAŞ BİR MEYDAN OKUMADIR
Rakibe, haksızlığa, düzensizliğe, kaprise… “Ben buradayım!” deme biçimidir.
BEŞİKTAŞ BİR AİLE HİSSİDİR
Statta tanımadığı birinin omzuna sarıldığında bile kendini evinde hisseder.
BEŞİKTAŞ BİR VİCDANDIR
Kötüye kızar, iyiye sahip çıkar, oyuncusundan yöneticisine kadar herkesin aynı çizgide durmasını ister.
VE BEŞİKTAŞ BİR KİMLİKTİR
"Belki herkes Beşiktaşlı doğmaz ama onu seçen bir daha vazgeçemez. Çünkü Beşiktaş, sadece bir takım değil; yaşanan bir kültürdür." "Belki herkes Beşiktaşlı doğmaz ama onu seçen bir daha vazgeçemez. Çünkü Beşiktaş, sadece bir takım değil; yaşanan bir kültürdür." Beşiktaş, “çıkarım oynarım” değil; Yüreğini koyarak oynayacağın yerdir.. Bu camia, hayatlar siyah beyaza adamış milyonların kulübüdür. Tribünlerde 90 dakika takımı destekleyen, deplasman da yağmur yiyen, yeri geldiğinde bir lokmadan vazgeçip bir araya gelen insanların yeridir Beşiktaş.
“Bir futbolcu hangi maaşı alıyorsa alsın, Beşiktaşın ağırlığını taşımıyorsa, o forma zaten ona Büyük gelir.”
Ve Sergen Yalçın…
Asıl Beşiktaş Bu İşte
Tüm bu kaosun içinde bir isim var ki…
Beşiktaş'ın aslında ne olduğunu bize tekrar gösteriyor:
Sergen Yalçın.
Sergen, bu ülkede futbolun en yetenekli isimlerinin başında gelir… Öyle ki bir çok dünya yıldığı bile Sergen Yalçın’ın futbol zekasının çok altındadır. futbolcunun ruhundan anlayan , oyuncunun ne zaman kırıldığını, ne zaman güçleneceği bilen çok az teknik adamdan biri. Onun en büyük özelliği; Beşiktaş'ı tutkuyla seviyor olmasıdır. futbolcuya önce insan olarak yaklaşması, “Ama hiç kimsenin Beşiktaş'ın üzerinde çıkmasına asla izin vermez. “Bugün camia bu kadar öfkeliyse… Bunun nedeni, Sergen Yalçın'ın Beşiktaş'ın büyüklüğünü herkesten iyi bilmesi ve bazı oyuncuların bu çizgiyi bozmaya çalışanlara göz yummaz…
Çünkü Sergen bilir:
Beşiktaş'ın büyüklüğü oyuncudan, teknik adamdan, yönetimden değil; Armaya sadakatten gelir.
Son Söz
"Rafa Silva gider, onun yerine başkası gelir. Bugün alkışlanan uğruna unutulur. Ama Beşiktaş'ın büyüklüğü, bir kişinin keyfine, kaprisine, isteğine göre taviz vermez"Beşiktaş'ın tarihini yazanlar, “BU FORMA AĞIRDIR” diyebilenlerdir.
“Ve o formanın gerçek ağırlığını, hem futbolculuğunda hem de hocalığında en açık şekilde gösterilen isim bellidir: Sergen Yalçın…
Beşiktaş'ın vicdanı, öfkesi ve adaletidir.”
Burhan AKDAĞ

























Yorum Yazın