Hayat, insana bazen en parlak ışıkları gösterirken, bir anda en karanlık gölgeleri de yaşatabiliyor. Geniş Aile dizisindeki “Cevahir” rolüyle hepimizin gönlünde yer eden, kahkahalarımıza ortak olan Ufuk Özkan, son yıllarda hem sağlık sorunlarıyla hem de özel hayatındaki fırtınalarla mücadele ediyor.
Geçmişte karaciğer yetmezliğiyle uzun süre tedavi gören Özkan, bir dönem ölümün kıyısından dönmüştü. O günlerde verdiği mücadele, aslında onun hayata ne kadar sıkı sarıldığını gösteriyordu. Ancak hastalıkla savaş bitmedi; üstüne bir de geçim sıkıntısı, nafaka krizleri ve yalnızlık eklendi. “Kiramı bile zor ödüyorum” sözleri, aslında koca bir hayat mücadelesinin özetiydi.
Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş’taki evinde yaşanan hareketlilik ise hepimizi derinden sarstı. Uzun süre kendisinden haber alınamayınca kapısı çalındı, sağlık ekipleri devreye girdi. İlk gelen haberler, hayati tehlikesinin olmadığı yönünde oldu. Ne mutlu ki kalbi hâlâ bizimle atıyor… Fakat bu tablo, geride bir soru işareti bıraktı: Ufuk Özkan gerçekten ne kadar yalnız bırakıldı?
Belki de en çok bu yüzden sosyal medyada paylaştığı o fotoğraf yüreğimizi burktu. Yapay zekâ ile hazırlanmış çocukluk ve bugünkü halinin yan yana olduğu kareye “Bir varmış, bir yokmuş” notunu düştü. Aslında hepimizin hikâyesi bu değil mi? Dün kahkahalarla izlediğimiz sanatçılar, bugün sessiz çığlıklarla hayatta kalmaya çalışıyor.
Bu satırlar, bir sanatçının feryadı kadar, bir toplumun aynasıdır. Ufuk Özkan sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda sahnede bize gülmeyi öğreten bir yoldaş, bir dost, bir abidir. Onu yalnız bırakmamak, sadece sanatçıya değil; aslında kendimize olan borcumuzdur. Çünkü bir gün hepimiz için söylenecek tek cümle aynı olacak: “Bir varmış, bir yokmuş…”
Burhan AKDAĞ
Yorum Yazın