MENU
  • EĞİTİM
  • MEKAN
  • HABER
  • Basın Bülteni
  • SİNEMA
  • Kadın
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • BİYOGRAFİLER
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
Haber Caddesi
DOLAR6.8555
EURO7.7475
GR ALTIN390.45
ÇEYREK640.68
İstanbul
Haber Caddesi
Haber Caddesi
  • MAGAZİN
  • MÜZİK
  • YAŞAM
  • GÜNCEL
  • MODA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • KÜLTÜR & SANAT
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
Kapat

BODRUM HAKİMİ MEFARET HANIM

Ana SayfaYazarlarESRA SONGÜLER
01 Kasım, 2025, Cumartesi 19:24
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
BODRUM HAKİMİ MEFARET HANIM

 

“Bodrumlular erken biçer ekini,

Feleğe kurban gitti Bodrum Hakimi

Nasıl astın Hakime Hanım kendi kendini

Altın bıçak gümüş makas ile doğradılar tenini”

Ne acıklı bir türküydü “Bodrum Hakimi” daha sonra filmi de çekildi. Sinemamızın sultanı Türkan Şoray ile Kadir İnanır baş rollerini paylaşmıştı, vizyona girdiği yetmişli yıllarda film çok tutmuştu, izleyenler göz yaşlarına boğulmuşlardı. 

Bodrum Hakimi nereden aklına geldi derseniz, geçenlerdeydi sosyal medyada yayınlanan bir yazımı okuyan çok sevdiğim bir dostum “Esra Bodrum Hakimini de senin imzanla okumak isterim” diye yorum atınca, bu acı hikayeyi yazmak şart olmuştu. 

Tarihler 1954 yılını gösterdiğinde Bodrum Hakimi Mefaret hanım henüz 48 yaşındayken Bodrum da kendi evinde tavana asılı bir şekilde bulundu… Ne kadar acıydı… Hikayeye sondan başladım zavallı Mefaret hanımın hayatı inişli çıkışlı acılarla geçmişti, her ne kadar ilçe halkı tarafından sevilen biri olsada onun içinde esen fırtınaları kim bilebilirdi ki?

Mefaret hanım gururla söylerim , o bir Cumhuriyet kadınıydı, kendine güvenen, gözü pek ve kararlı. 

O ki, modern Cumhuriyet kadınının en bariz örneklerinden biriydi diyebilirim sizlere. Kuşkusuz, onun kendine olan güveni, genç Türkiye Cumhuriyeti ile başlayan yepyeni dönemin dinamizmini ve umudunu da arkasına alıyordu.

Mefaret hanım Kütahya’nın leblebisi ile ünlü Tavşanlı ilçesinde 1906 yılında doğmuştu. Cumhuriyet ilan edildiğinde, henüz 17 yaşında gencecik bir kızdı ama, Atatürk’ün Türk kadınına verdiği onuru hakkıyla taşıyacak kadar da güçlüydü.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş ve Türkiye’nin ilk kadın Hakimi olmuştu. Yanlış duymadınız, Mefaret hanım Türkiye’nin ilk kadın Hakimiydi, “Hakime” hanım desek bence daha doğru olur.

Genç Türkiye’nin mücadeleci ruhuna sahipti o. Hukukun, doğruluğun ve aydınlığın mücadelecisiydi. En önemlisi, çağdaşlarından çok önce kendisine tanınan hakların sorumluluğunun bilincindeydi.

Takvimler 1951 yılını gösterinde 45 yaşına gelmiş olan Hakime Mefaret hanımın tayini Bodrum’a çıkmıştı, buna en çok Tavşanlı halkı üzülmüştü çünkü Mefaret hanım Tavşanlı’nın gurur kaynağıydı, ilerleyen yaşına rağmen genç mücadeleci ruhundan bir şey yitirmemişti ama acı ve yenilgi artık tanıdığı şeylerdendi.

Milletvekili olmak, politikaya atılmak istemişti ama bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu yazıyı hazırlarken çok detaylı araştırmalar yapsam da, fazla birşey bulamamıştım. Hakkında çok az şey bilinen bir nişanlısı vardı. Hakime hanım, Bodrum’a gelmeden önce, Londra’da apandisit ameliyatında kaybetmişti çok sevdiği nişanlısını.

Geldiğinde kalbi kırık, umutları kırıktı. Ama o, Bodrum’da tıpkı geçtiğimiz aylarda kaleme aldığım sizlerinde severek okuduğunuz “Halikarnas Balıkçısı” gibi, kendini burada yeniden yarattı. Mefaret Tüzün, artık “Bodrum Hakimi” idi. Yaşadığı yerle bütünleşen, adil, korkusuz ve dost.

İşte aşağı yukarı aynı yıllarda Bodrum’da ilk eczaneyi açan Bodrumlu Halil Uslu ve eşi Nükhet Uslu’ da o günlerde Bodrum’a yeni tayin olan, Eczacı Halil beyin eski okul arkadaşı Savcı Ahmet Türdü ile görüşmeye başladıklarında, Hakime hanımla da tanışmış oldular. Savcı Ahmet bey ve eşi Perihan Hanım, Eczacı Halil bey ve eşi Nükhet hanım ile Hakime hanım çok yakın ve güzel bir dostluk ortamında görüşmeye başladılar. O zamanlar, yerliler kendi aralarında görüşürler ve bir kadının yalnız başına bir yere gitmesine iyi gözle bakmazlardı. 

Bir İstanbul kızı olan Nükhet hanım, eşinin akrabalarıyla görüşmekten ve ev gezmelerinden hoşnut olsa da, etraflarında entelektüel anlamda sohbet etmekten keyif aldığı pek kimse yoktu. İşte Bodrum Hakimi Mefaret hanımla kurdukları dostluk, hayatına bambaşka bir renk katmıştı. Mefaret hanımın şakacı ve zeki yapısı, okudukları kitaplar ve yaşam üzerine yaptıkları sohbetlerle farklı bir zenginliğe ulaşmışlardı. Mefaret hanım çok okuyan, kültürlü ve akıllı bir kadındı.

Bu arkadaşlık ortamı, alışılagelmişin dışında idi çünkü Bodrum Hakimi Mefaret hanım, Hakim de olsa, ne kadar gözü pek ve mertte olsa, sonunda bir kadındı, üstelik Bodrum gibi küçük bir kasabada yalnız yaşayan bir kadın… Geceleri bazen Eczacı Halil bey evine bırakırdı onu, geç saatlerde bıraktığı da olurdu, Mefaret hanım, çekinmeden Eczacı Halil beyin koluna girecek kadar güvenirdi dostluklarına.

Ama bizim geri kafalı halkımız, bu samimi dostluğu farklı algılayacak kadar zavallıydı, bir gün Nükhet hanımın komşusu, sohbet sırasında imalı bir sesle “Duydun mu, Mefaret hanım hamileymiş” deyince, Nükhet hanım kendisine söylenen bu lafın nereye getirilmek istendiğini anlayıp “Ya öyle mi, benim kocamdan mı hamile kaldı acaba?” diye kinayeli cevabını vermişti.

Bazı Bodrumlular, pek alışmadıkları bu tarz bir dostluğu yadırgıyor ve kendilerince yakıştırmalarda bulunuyorlardı. Kimi zaman Savcı Ahmet bey, kimi zaman Halil bey ile birlikte anılıyordu Mefaret hanımın adı. Mutlaka üzülüyorlardı, böylesi güzel dostlukların bu kadar seviyesiz bahanelere dayandırılmasına ama ne eşleri, ne kendileri ne de Mefaret hanım böyle söylentilere kulak asmadılar.

Sık sık “Ay” isimli sünger teknesi ile denize açılırlar, şen şakrak şarkılar söylerler, denize girerler, güneşlenirler, doyasıya eğlenirlerdi. Hatta bir keresinde, teknenin motorunu kasıtlı olarak bozup “Uskur attı” bahanesiyle karşı adaya gitmişlerdi.

Halil bey, Nükhet hanım ve Mefaret hanım, İzmir Fuar’ına gittiklerinde, Mefaret hanımın yeğeni Fahir Tüzün de, kendi dayısıyla İzmir Fuarı’nı görmek için gelmişti. Fahir Tüzün’ün dayısı, Mefaret hanımla evlenmek istiyordu, iki kez evlenmek talebinde bulunmuş ama Mefaret hanım evlenmek istememişti. Bu yüzden yeğeni Fahir Tüzün’e onlarla kalmak istemediğini, çok yakın arkadaşı Nükhet hanım ve Halil beyle aynı otelde kalacağını söylemişti.

Talihsizlikler bir biri arkasına devam ediyordu, Mefaret hanımın Tavşanlı’dan gelirken kendisine ev işlerinde yardım etmesi için beraberinde getirdiği bir yardımcısı vardı, güvendiği bir kızdı, oturdukları ev Kaymakamın oturduğu evin yanında idi.  

Bir gün evin etrafında silahlar patladı ve kavga çıktı, ev gece gündüz korunduğu için, etrafında her zaman silahlı korumalar vardı. Bu yüzden de olay büyüdü kavganın yardımcı kız için çıktığı ve bu kızın Hakime hanımın evde olmadığı zamanlarda eve erkek arkadaşını aldığı ortaya çıkınca, Hakime hanım bu olaya çok üzüldü.

Mefaret hanım çok gururlu biriydi, bu olaydan sonra sık sık intiharı düşünür oldu, intihar düşüncesine sebep bu olay değildi elbette. Mefaret hanım, Bodrum’a gelmeden önce de bir kez intihara kalkışmış ama kurtarılmıştı, dostlarına da düşüncesinden bahsetmeye başlamıştı, hatta onlardan intiharına yardım etmelerini istiyordu, dostları, işin ciddiyetinin farkında olarak onu vazgeçirmeye çalıştılar, hatta kendilerini zan altında bırakacağını bile söylediler. Nitekim ilaç içip kendini öldürmeye çalıştığı girişiminde, eczacı Halil Uslu ve doktor Hüseyin Misoğlu durumu fark edip onu mutlak bir ölümden kurtardılar.

Ama Mefaret hanım kararlıydı, ilaç içerek ölmek girişiminin engellenmesinden bir gün sonra kendini astı. 17 Mayıs 1954 günü her zamanki saatinde iş yerine gitmeyince, Adliyeden evine giden davalı Bekir Akkaya onun asılı bedenini açık olan penceresinden gördü.

Onun ölümü, büyük yankı uyandırdı. En küçük köye kadar haberi ulaştı ve tüm Bodrumlular bundan büyük üzüntü duydular.

Mefaret hanımın kaybettiği anlam, hayatı mıydı, inandıkları mıydı bilinmez, belki de o gittiği bilinmeyen ülke de kendisinden önce oraya giden nişanlısına kavuşmayı umut ediyordu, hiç birimiz bunu bilemeyeceğiz.

O, arkasında adını türkülerde yaşatarak ölümsüz kılan ve ardından tek kötü laf söyletmeyecek bir Bodrum halkı bıraktığını bilebilirmiydi acaba?

İlginçtir, Mefaret hanımın ölümünden bir gün önce arkadaşları ile Milas’ta Zeki Duygulu’nun konserine gider ve üst üste üç kez “Uslu dur kadınım çıldırtma beni ” şarkısını ister ve okutur. O günlerin hemen akabinde intiharını duyan Zeki Duygulu’nun bu şarkıyı bir daha hiçbir yerde söylemediği rivayet olunur. 

Bodrumlular çok sevdikleri Mefaret hanımın ölümü üzerine ve onun adına bir türkü yakarlar ve yıllarca dillerde dolaşır. 

“Bodrumlular erken biçer ekini

Feleğe kurban gitti Bodrum Hakimi

Nasıl astın Hakime Hanım kendi kendini

Altın bıçak gümüş makas ile doğradılar tenini”

Hakime Mefaret hanımın intihar sebebi bir türlü anlaşılamamıştır çünkü çok sayıda söylenti çıkar bunlar: 

-Yardımcısının ihanetini gururuna yedirememiş ve onun içini intihar ettiği,

-Bir ay önce çok sevdiği nişanlısı vefat ettiğinden üzüntüsüne dayanamayıp intihar ettiği,

-Bir başka söylentiye göre de idam cezası verdiği Bodrumlu bir gencin ağabeyi tarafından Turgutreis’in karşısında ki Çatal Adası’na kaçırılarak tecavüz edilmesini gururuna yediremediği için intiharı seçtiği söylenir.

-Ve son söylentiye göre de kendi meslektaşlarından olan, ismi açıklanmayan bir savcıya aşıktır. Ancak aşık olduğu kişi evlidir ve ona kavuşamayacağını bildiği için intiharı seçtiği söylentileri yayılmasına rağmen, gerçekte neden intihar ettiği bir sır olarak kalmıştır. 

 Işıklarda uyu Hakime hanım Bodrum halkı seni unutmayacak.

Bir başka yazımda buluşmak üzere Hoşça kalın, hoş kalın, 

ESRA SONGÜLER 

HABER CADDESİ EDİTÖRÜ

Yorum Yazın

ESRA SONGÜLER

    iletişime geç

    ESRA SONGÜLER

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    ESRA SONGÜLER
    ESRA SONGÜLER BODRUM HAKİMİ MEFARET HANIM
    MUSTAFA ÇOLAKOĞLU
    MUSTAFA ÇOLAKOĞLU RUH VARSA DUYARLILIK DA VARDIR
    Fatoş ACAR
    Fatoş ACAR ALZHEİMER
    SABİHA ÜNAL
    SABİHA ÜNAL KIRILMADAN GÜÇLÜ KALMAK MÜMKÜN MÜ?
    ÇİFT AİLE DANIŞMANI HANIM DEMİRBAŞ
    ÇİFT AİLE DANIŞMANI HANIM DEMİRBAŞ KISKANÇLIK, HASET
    SEÇİL ESKİOĞLU
    SEÇİL ESKİOĞLU SAHTE SAMİMİYETLER YORDU BENİ…
    BURHAN AKDAĞ
    BURHAN AKDAĞ HAVADA CUMHURİYET KOKUSU VAR
    CELAL KODAMANOĞLU
    CELAL KODAMANOĞLU ADAB-I MUAŞERET
    HABİB BABAR
    HABİB BABAR BİR HANIMEFENDİYE VEDA
    MEHMET ALİ BABAR
    MEHMET ALİ BABAR ETİ SENİN, KEMİĞİ BİZİM
    LEYLA SOMER
    LEYLA SOMER HAYVANLARA KALKAN ELLER KIRILSIN
    AV.MERAL KOÇHAN
    AV.MERAL KOÇHAN ÖRGÜT KURMA VE ÖRGÜTE ÜYE OLMA
    SELMA ADIGÜZEL
    SELMA ADIGÜZEL BİR GRUP KIZ, BİR GRUP IŞIK: MANİFEST’LE GELEN MÜZİK ÇAĞI
    AV.ONUR YAĞIŞAN
    AV.ONUR YAĞIŞAN MİLLET SAVAŞSIZ NASIL ÇÖKER ?
    ZAFER DİNÇER
    ZAFER DİNÇER VEFA SADECE BİR SEMT ADIYMIŞ
    GENCO SABANCI
    GENCO SABANCI TURİSTİK DOĞU EKSPRESİ -9-
    EYLÜL AŞKIN
    EYLÜL AŞKIN KENDİ KÜLTÜRÜNE VE SANATINA SAHİP ÇIK
    FUNDA AKOSMAN
    FUNDA AKOSMAN YENİ YIL
    MERAL KONRAT
    MERAL KONRAT KİME GÖRE DÜŞMAN!
    Haber Caddesi
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Haber Caddesi 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle