Yılın 12 ayı hızlı geçiyor. Geldik ekim ayına. Dünyada ya da ülkemizde yaşanan olayların bazıları bir öncekinin aynı. Farklı olaylar da yaşanıyor hiç kuşkusuz. Bir yanda bilimsel gelişmeler, insanlığı kurtarma çabaları. Diğer yanda yine savaşlar, ölen insanlar.
Dünyada yaşayan insanlar için bilimsel çalışmalar dedik. Ama bunun yanında savaşlar da var dedik. Bilimin 1. Derecede amacı insanlık ve insanlığı yaşatmak olmalıdır. İnsanlığın yararına olan çalışmalar farklı farklı alanlarda her zaman devam eder.
Mesela tıp ne yapıyor. Tıp, bir hastaya bakma, teşhis, prognoz, önleme, tedavi, yaralanma veya hastalıklarının semptomlarını yönetme ve sağlığını geliştirme bilimi ve uygulamasıdır. Tıp ilminin hedefi insandır. Sadece insan için çalışır, uygulamalar geliştirir, kararlar alır. Hastalıkların önlenmesi, tedavi edilmesi tıp biliminin işidir. O zaman dünyadaki bilimsel çalışmaların en önemlisi tıptır.
Bunun yanında insanlığın huzuru bakımdan teknolojik alanda da büyük bilimsel çalışmalar her zaman vardır.
Gelelim savunma sanayine. Savunma sanayi ülkelerin ulusal güvenliklerini sağlamak amacıyla savunma malzemeleri, silah sistemleri ve askeri teçhizat gibi ürünlerin üretilmesi, geliştirilmesi ve pazarlanmasıyla ilgilenen endürstriyel bir sektördür. Sekter genellikle devlet destekli yüksek teknoloji gerektiren faaliyetlerle ilgilenir. Ülkenin askeri gücünü ve stratejik savunma kapasitesini artırmak amacıyla çalışmalar yürütür. Sektörde faaliyet gösteren şirketler, askeri uçaklar, füzeler, denizaltılar ve diğer askeri teçhizatın tasarımı, üretimi bakımı konusunda uzmanlaşmışlardır.
Dünyada dikkat çeken konu ülkelerin savunma sanayilerine daha büyük yatırım yapmalarıdır. Ülkeler neden bu gereksinimi duyuyorlar. Neden savunmaya bu kadar pay ayırıyorlar. Kimi yorumcular bunun caydırıcılık açısından önemli olduğunu ve barışa katkı sunacağını düşünüyorlar. Diğer yandan ise silah teknolojisi bakımından güçlü ülkelerin zayıf ülkeler üzerindeki baskıları artarak sürüyor.
Dünyadaki savunma harcamaları üzerine doğru ya da yanlış yoğun yorumlar yapılıyor. Ama şu gerçek her zaman insanlığın karşısına çıkıyor. Savaşlar bitmiyor. Güçlü ülkeler güçsüzlere karşı silahlarını koz olarak kullanıyor. Savaş yatırımları dünyadaki ekonomik sıkıntıların daha da derinleşmesine sebep oluyor. Bu yüzyılda açlıktan yaşamını yitiren insanlar varken yatırımların çoğunu silaha yapmak akıl kârı değildir.
İklimsel değişiklikler, dünyadaki nüfus artışları, savaşlar, hava kirliği dünyayı her geçen gün biraz daha yaşanmaz hale getiriyor. Gün gelecek su kaynakları, hava insana yetmeyecek. Bu bakımdan insanlık tez elden harekete geçmeli dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmek için hızlanmalıdır. Daha çok silah yerine insanlığın barışı, huzuru için daha büyük önlemler almaya yönelmelidir.
Dedik ya aylar, haftalar, günler hızla ilerliyor. Her yıl ya aynı olaylar yaşanıyor ya da bir öncekinden farklı olaylar görüyoruz. Ekim ayı için yaz da diyemeyiz kış da. Kışla yaz arasında bir ay. Aslında yeniden bir başlangıç olarak düşünebiliriz ekim ayını. Bu ayda da umutlarımız hep olsun. Mutlaka hepimizin dertleri sıkıntıları vardır. Şunu kabul etmeliyiz elimizde sihirli bir değnek yok ve her şeyi bir anda düzeltmemiz mümkün değil. Her şeye rağmen kalbimiz açık niyetimiz iyi olsun.
Her zaman söylüyoruz en önemli şey sağlık. Sağlıklı beslenin, kendinize dikkat etin.
Hoşça kalın.
MUSTAFA ÇOLAKOĞLU
GAZETECİ YAZAR
Yorum Yazın