MENU
  • EĞİTİM
  • MEKAN
  • HABER
  • Basın Bülteni
  • SİNEMA
  • Kadın
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • BİYOGRAFİLER
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
Haber Caddesi
DOLAR6.8555
EURO7.7475
GR ALTIN390.45
ÇEYREK640.68
İstanbul
Haber Caddesi
Haber Caddesi
  • MAGAZİN
  • MÜZİK
  • YAŞAM
  • GÜNCEL
  • MODA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • KÜLTÜR & SANAT
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
Kapat

GENETİK KALITIM!

Ana SayfaYazarlarMİR MURAT DEMİR
09 Ağustos, 2022, Salı 19:10
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

Zor, zor bir yazı, genetik kalıtımı nasıl anlatacağım sizlere, nihayetin de ne doktor ne de bilimsel genetik kalıtım konusunu inceleyen bir akademisyen değilim. Çok defa faydalandığım gibi anonim hale gelmiş, yazanı belirsiz bir metine ulaştım, Kore savaşı günlerinden bahsediyor. Biz insanlar olarak ebeveynlerimizden sadece ten rengimizi, kaş, göz, burun şeklimizi kalıtım olarak almayız. Anne, baba ve aile büyüklerimizden, milletimizden fiziki benzerlikler edindiğimiz gibi ruhsal yapı, kişilik özellikleri, davranış şekilleri, tutum ve davranışlar da genetik olarak bize kalır, yansır. Hayır, elbette birebir aynısı, kopyası diyemeyiz ama yansımalar rötuşlama ve çağa uygun şekilleriyle eklemeler de vardır, nihayetinde Türk isen savaşçı ve disiplinli, merhametli, insani ve dayanışma duyguları gelişmiş cesur bir milletin evladısın. Kore savaşından bahseden dijital medya da rast geldiğim şu metni okuyalım.

..

“Ölüm Yolu” yeni kafilesini ağırlıyordu.

Kore Savaşında Çinliler aldıkları esirleri üç günlük yürüme mesafesindeki kamplara yaya olarak götürüyorlardı.

Durmak, oturmak, duraksamak yasaktı.

Yaralı askerlere bile acınmıyor, merhamet denen insani duygu mumla bile görülemiyordu.

Amerikan kafilesinden bir er yol kenarına yığılmıştı.

Çinli askerler anında başında biterek: Kalk! diye bağırdılar.

Amerikan askeri yaralıydı ve kımıldayamıyordu.

Arkadaşları yanından geçiyor, lütfedip yüzüne bile bakmıyorlardı.

İlk dipçiği sırtına yedi, ikinciyi başına.

Sonrasında duyulan bir el silah sesiyle kaldı oracıkta.

Türklerden de esir alınanlar vardı.

Omzundan kurşun yemiş Ahmet Onbaşının gücü tükenmiş, dermansız kalmıştı.

Çöktü kaldı oracığa.

Hemen iki Mehmetçik koşuverdi yanına.

-Onbaşım Onbaşım kalk, kurban olayım kalk.

-Benden bu kadar gardaş, bırakın beni.

-Olmaz Onbaşım olmaz, bırakamayız.

Sırtladılar Ahmet Onbaşıyı ve nöbetleşe taşımaya başladılar.

Bu durumu gören Anzak esirler:

-Türkleri görüyor musunuz diye konuştular aralarında. Burada da aynen Çanakkale’de olduğu gibi birlik ve beraberlik içinde kahramanca savaşıyorlar. Allah’a şükür bu sefer aynı taraftayız.

Sıfırın altında dondurucu bir soğukta Ölüm Yolu bitmek bilmiyor, zaman geçtikçe infaz kurşunlarının sesleri daha sık duyuluyor, Türkler haricindeki milletler azala azala ilerliyorlardı.

Kampa giriş yapıldığında “Burada rütbe yok, herkes eşit” denilerek dağıtıldı tek tip kıyafetler.

Ertesi sabah Türk Askerini sıraya geçmiş, çakı gibi dimdik komutanlarını bekler halde buldular.

İbrahim Yüzbaşı göründüğünde, Üsteğmen Selim onu kartpostallık bir selamla karşılayarak gür bir sesle:

-Türk Birliği 5 subay, 3 astsubay, 235 erbaş ve erle emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım diye haykırarak verdi tekmilini.

İbrahim Yüzbaşı oradaki en kıdemli Türk Subayıydı.

Diğer ülkelerin askerleri arasında emir komuta kaybolmuş, müthiş bir disiplinsizlik hâkim olmuştu.

Çinliler esirleri kendilerine yük olarak görüyorlar ve her türlü kötü muameleyi yapmaktan geri durmuyorlardı.

Mevcuda göre az gelecek yemek vermek te bunlardan biriydi.

Bir İngiliz asker, hasta yatan arkadaşının pirinç lapasını alabilmek için onu sedyesiyle birlikte uçurumdan yuvarlamıştı.

Amerikalılarda ten rengi kaynaklı sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştı. Kimse üstlerini dinlemiyordu.

Mehmetçik fıtratında olan özellikleri, aileden ve dahi asker ocağından aldığı terbiye ile birleştirdiğinden disiplininden asla taviz vermiyordu.

Yemekler paylaşılıyor, düzen asla bozulmuyordu.

Yaralı ve hasta her Türk Askerinin başında iki arkadaşı duruyor, Türk koğuşlarına başka hiç kimsenin girmesine izin verilmiyordu.

Sıhhiye Onbaşı Veli, Türk Birliğinin kanatsız meleği gibiydi.

O yoklukta kendince çareler üretiyor, yaraları temizleyip kumaş parçalarıyla sarıyor, elbiseleri geceleyin kara gömdürüp bitlerden temizletiyordu.

Kamp Komutanının emriyle Türklere yarıdan da azlarına yetecek yemek vermeye başladılar.

Amaçları bir türlü bozulmayan Türk Birliğini bozmak, disiplinsizliğe sevk etmekti.

İbrahim Yüzbaşının emriyle gelen yemekler büyük bir nizam içerisinde önce hasta ve bitkinlere dağıtıldı. 

Kimsenin itiraz etmemesi, kargaşa çıkmaması Çinlileri hayrete düşürmüştü. Bunun Yüzbaşının yönetim becerisinden kaynaklandığını düşünüp onu tutuklayarak Mehmetçik’i bozmak istediler.

Ertesi sabah hiçbir gevşeme ibaresi olmadan, Kürşad Teğmeni, Üsteğmen Selim’e tekmil verirken görünce şaşkınlıktan dillerini yutma noktasına geldiler.

Kamp Komutanı, İbrahim Yüzbaşının odasına getirilmesini emretti.

-Yüzbaşı dedi, sizi tutukladık ama askeriniz disiplininden zerre taviz vermedi.

-Komutan… Beni alsanız üsteğmen, onu tevkif etseniz teğmen, onu da tutuklasanız başçavuş, sonrasında çavuş, onbaşı, tertip olarak yüksek er, hiç biri yoksa yaşça büyük olan komutayı alır ve bu düzen böyle devam eder. Bu çocuklar şehit oğlu şehitlerin evlatları. Hepsi buraya gönüllü geldiler. Türk’ün binlerce yıllık askeri intizamını kimse bozamaz.

Akşamları esirlere kendi dillerinde komünizm propagandası yapılan dersler veriliyordu.   

Ve bu derslerin neticeleri alınmaya da başlanmıştı.

Diğer ülkelerden taraf değiştiren, Çinlilerle işbirliği yapan hatırı sayılır miktarda esir çıkarken bir ülkenin askerleri oralı bile olmuyordu:

TÜRKLER…

Kamp Komutanı, Mehmetçik’e ders veren eski İstanbul Çin Konsolosluğu görevlisini çağırmış, başarısızlığından ötürü yarım saate yakın bağıra bağıra haşlamıştı.

Komutanın yanından çıkan propaganda hocası Türklerin bulunduğu barakaya girdiğinde ilk söz olarak:

-Günlerdir anlatıyorum, biliyorum bu gece anlattıklarım da bir işe yaramayacak ama ben bunları size söylemezsem beni öldürürler diyecekti.

Üsteğmen Selim müstehzi bir gülümseme ile karşıladı onu.

-Türk’üz biz, elhamdülillah Müslümanız. Siz vazifenizi yapınız. Bizim bildiğimiz bize yeter.

Kamp günleri ilerledikçe Çinlilerin Türklere hayranlığı artıyordu.

Kampa getirdikleri Amerikan askerlerinin yarısına yakını ölmüşken, Türkler bir şehit dahi vermemişlerdi.

Onlar için çalışmaya başlayan tonla esir varken, Türklerden bir kişiyi bile kendi saflarına geçirmemişlerdi.

Öyle iddialı güreş müsabakaları yapıyorlardı ki nöbetçiler bile onları izlemekten geri kalamıyorlardı.

Bir gün Çinli bir subay artık kendini tutamadı ve yanındaki arkadaşına:

-Bir Türk Askeri on Çin askerine bedel. Bir Çin askeri ise on Amerikan askerine bedel deyiverdi.

Savaşın sonuna gelinmiş, esir değişimleri başlamıştı.

Sayıları yarıya inen Amerikalılardan dönmeyip Çin’de yaşamaya devam etmek isteyenlerin sayısı hiç te az değildi.

Bir Türk Çavuşuna karşı on Çinli esir serbest bırakılıyordu.

Üç yıl boyunca sıfırın altına inen sıcaklıklarda, oldukça ilkel koşullarda, aç susuz kalan, her türlü propagandaya maruz bırakılan Türkler tek şehit dahi vermeden, 244 kişinin tamamıyla geri dönüyorlar, uçaktan inen her askerin yaptığı ilk iş secdeye kapanıp vatan toprağını öpmek oluyordu…

Türk Askeri pusuya düşürülmüş ama Çin tuzaklarına düşürülememişti…

Şimdi anladınız mı Türk askeriyle niye bu kadar uğraştıklarını?

..

Milenyumun ilk çeyreklik süresi bitmek üzere, zaman değişmekte, her saniye dahi farklılaşmalar var, insan algısı bu kısa süreli değişimleri almaya, algılamaya yetersiz, yaratılışı böyle. Yıllar geçedursun Türk milleti, 7000 yıllık yazılı tarihiyle ön plana çıkmış özelliği savaşçılığı ve disiplinidir. Türk ordusunun dünya da ki emsal yapılanmalara göre örnek gösterilmesi de bu sebepledir. Doğrudur, bilim ve teknoloji yarışında istediğimiz yerde değiliz. Z kuşağı dediğimiz yeni jenerasyon atak yaparak bu geri kalmış halimizi bilim ve teknolojide de tamamlar umarım. Konuyu dağıtmadan, özünde, genlerimizde savaşçı ve disiplinli bir yapı var. Yapılan kasıtlı anlatımlara rağmen Türk milleti savaşta da barışta da merhametlidir. Çanakkale savaşında anzak askerlerin kendi anılarında okuduğumuz üzere merhamet ve şefkat özelliğini hiç gaddar ve cani şekle çevirmemiştir. Disiplinli ve dayanışma özelliği ise Türk askerinin de Türk milletinin de içine kazınmış yıllarca kurnazca yapılan asimile çalışmaları yıpratma uğraşları çaresiz ve yetersiz kalmıştır.

Mir Murat Demir

 

 

Yorum Yazın

MİR MURAT DEMİR

    iletişime geç

    MİR MURAT DEMİR

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    SABİHA ÜNAL
    SABİHA ÜNAL BATILI BİLGİNLERİN RÜYAYA BAKIŞI
    ÖZGÜR GÜNDÜZ
    ÖZGÜR GÜNDÜZ HAZİRAN 2025 BAYRAM MESAJI | BURÇLARA ÖZEL
    MUSTAFA ÇOLAKOĞLU
    MUSTAFA ÇOLAKOĞLU Ruhu olmayan YAPAY ZEKA
    SEÇİL ESKİOĞLU
    SEÇİL ESKİOĞLU YARADILIŞ
    CELAL KODAMANOĞLU
    CELAL KODAMANOĞLU ÖZGÜRLÜK
    AV.ONUR YAĞIŞAN
    AV.ONUR YAĞIŞAN BABALIK HAKKI ÖDENİR Mİ ?
    ESRA SONGÜLER
    ESRA SONGÜLER NAPOLYON’UN GİZEMLİ DÜNYASI
    SELMA ADIGÜZEL
    SELMA ADIGÜZEL ADINI BİLE BİLMEDİĞİMİZ ŞEHİRLERDE AĞLAYAN İNSANLAR
    Fatoş ACAR
    Fatoş ACAR KIYMET BİLME - DEĞER VERME
    BURHAN AKDAĞ
    BURHAN AKDAĞ ÜÇ HEMŞEHRİ, ÜÇ YÜREK, BİR HATIRA...
    MEHMET ALİ BABAR
    MEHMET ALİ BABAR ESKİ BAYRAMLARIN TADI BAŞKAYDI
    MİNE DEV
    MİNE DEV TOP SEKTİRECEĞİZ
    GENCO SABANCI
    GENCO SABANCI TURİSTİK DOĞU EKSPRESİ -9-
    ÇİFT AİLE DANIŞMANI HANIM DEMİRBAŞ
    ÇİFT AİLE DANIŞMANI HANIM DEMİRBAŞ İSTİYORUM AMA YAPAMAM
    HABİB BABAR
    HABİB BABAR VEFA MASUMU VEFASIZLAR
    EYLÜL AŞKIN
    EYLÜL AŞKIN KENDİ KÜLTÜRÜNE VE SANATINA SAHİP ÇIK
    FERAH BÜYÜKKIZMAZ
    FERAH BÜYÜKKIZMAZ İNSAN VE DÜNYA İÇİN 2024
    ZAFER DİNÇER
    ZAFER DİNÇER UÇUK KAÇIK DEDİLER, HAKSIZLIK ETTİLER
    LEYLA SOMER
    LEYLA SOMER ONLAR İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?
    FUNDA AKOSMAN
    FUNDA AKOSMAN YENİ YIL
    MERAL KONRAT
    MERAL KONRAT KİME GÖRE DÜŞMAN!
    Haber Caddesi
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Haber Caddesi 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle