"Ben temelde bir Feministtim, kadınların karar verdikleri her şeyi başarabileceklerine inanıyorum." Grace Kelly
Oscar ödüllü bir oyuncu olmasına rağmen Monako Prensi III. Rainier ile evlenerek sarayın prensesi olmayı kabul eden Grace Kelly şaşalı bir yaşam sürdü ancak hayatı dramatik bir filme yakışır şekilde sonlandı. Üstelik “Neden öldü? “ sorusunun yanıtı hala şüphesini koruyor.
Sorulacak, cevaplanacak çok soru var, bu yazımda Grace Kelly’nin gizemli hayat hikayesini sizler için araştırdım ve köşeme aldım
1950’li yılların Hollywood dünyasına baktığımız zaman karşımıza çıkan en önemli kadın oyunculardan bir taneside Grace Kelly olacaktır. İzleyenleri güzelliğiyle büyülediği kadar oyunculuk yeteneğiyle de ayakta alkışlanıyordu. Bu başarısı sayesinde önce “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dalında adaylığa, daha sonra ise “En İyi Kadın Oyuncu” dalında Oscar ödülüne layık görülerek kariyerini taçlandırdı.
Philadelphia’da yaşayan dört çocuklu ailenin üçüncü çocuğu olan Grace Kelly, ortanca çocuk olmanın bunalımına sahip, az ilgi gören, sıradan, sessiz sakin bir kız çocuğu. Babası John Kelly, başarılı bir atlet. Onu küçük bir leydi den, hem soğuk hem de ateşli bir stara dönüşen hayat hikayesiyse oldukça ilginç.
Grace, 17 odası bulunan bir malikanede yaşayan varlıklı bir ailenin kızıydı, Alman kökenli annesinin aktardığı disiplinle oldukça asil, zarif ve sıkıcı denecek kadar kibar bir çocuk; “Lady Grace” olarak yetiştirildi. İrlandalı olan babası, dinine bağlı bir Katolikti ve evladının da iyi bir Hıristiyan olmasını istiyordu.
Muhafazakar bir ailede büyümenin getirmiş olduğu kurallardan biri de Grace ‘in erkeklerin olmadığı bir okula gitmesiydi ve kız Katolik okuluna gitti. Her ne kadar ailesi, Grace ‘in sporla ilgilenmesini istese de o her zaman sahnelere ve tiyatroya ilgi duydu ve ailesine rağmen sahne sanatlarına yöneldi.
Ailesinin öğretilerinden bir kez olsun çıkmayan Grace, New York’taki Amerikan Dramatik Sanatlar Akademisi’nde okumaya gittiğinde, Barbizon Kadınlar Oteli’ne yerleşti. Bu otele erkekler kesinlikle alınmıyordu. Fakat New York’ta yaşamak, baş döndürücü ve kafa karıştırıcı olabiliyordu, özellikle de bastırılmış bir çocukluk geçirdiyseniz…
1947 yılında, 18 yaşındaki Grace kendinden onbir yaş büyük bir adamla aşk yaşamaya başladı. Annesi Margaret, uslu ve asil kızının değişiminden oldukça endişe duyuyordu. Çünkü sorun, aşk yaşadığı adamla arasındaki yaş farkı değil, adamın evli ve Yahudi olmasıydı. Ailesi için özellikle Yahudi olması kabul edilebilir gibi değildi, bastırılmış çocukluğun onay alma arzusundan mı yoksa aşkının yarattığı isyan ve açtığı savaştan mıdır bilinmez, Grace her şeyi göze alarak evli ve Yahudi sevgilisini Philadelphia’daki malikanelerine götürerek ailesiyle tanıştırma cesaretini gösterdi ailesi bu ziyareti hoş karşılamadı ve bunu da fazlasıyla belli etti. Bu ilk aşkı mutlu sonla bitmedi ama son aşkı da olmayacaktı.
Grace ‘in ikinci sevgilisi de pek iç açıcı değildi. Aktör olan Gene Lyons da Grace ‘ten yaşça çok büyük ve yine evliydi. Ama en azından hem Katolik hem de İrlandalıydı, içkiye çok düşkün biriydi dolayısıyla bu ilişki de uzun sürmedi.
Grace Kelly, Clark Gable gibi yıldızlara, Ali Han gibi ünlü playboylara kadar birçok tutkulu aşk yaşadı. Hatta “Dial M for Murder” filminin çekimleri esnasında tanıştığı Ray Millan’ın karısı ona ‘’Yuva yıkan bir kaltak” derken, dönemin ünlü dedikodu yazarı Hedda Hopper, onun “Nemfomanyak” olduğunu söyledi, dedikodular bununla kalmadı; yönetmen Henry Hathaway’in karısı “Onun yatmadığı adam yok!’’ demişti. Biyograf James Spada ‘’ Yatağa haçıyla giriyor, üstünde sadece haç kolyesi varken kilisede günah çıkarıyor ve dönüşte yine başka biriyle yatıyor.’’ diyordu.
Şu ana kadar anlattıklarım Grace Kelly’nin hayatı hakkında bilinenlerdi, bir de söylentiler var.
Bugün dünyanın en popüler tatil mekanlarından bir tanesi olmasına rağmen 1950’li yıllarda Monako öyle pek de ahım şahım bir ülke değildi. Ülke pek bilinmediği için Kraliyet ailesi de öyle pek zengin sayılmazdı, derken biri prense bir fikir verdi.
O dönemde tahta yeni çıkan Prens III.Rainier, büyüklüğü Central Parkı geçmeyen ülkesi Monaco’nun popülaritesini artırmaya çalışıyordu ve Prens’in danışmanlarına göre Hollywood starıyla gerçekleştirilecek bir evlilik, Monaco’yu yeniden cazibeli hale getirebilirdi.
Söylentilere göre ülkenin dünya çapında tanınır hale gelmesi için bir arkadaşı Prens III. Rainier’e bir Hollywood yıldızıyla evlenmesini tavsiye etti.
Bu teklif önce Marilyn Monroe ‘ya yapıldı. Monroe, Monaco’nun Afrika’da olduğunu sanıyordu, ama yine de bu evlenme teklifini kabul etmeye razıydı. Fakat kraliyet Marilyn Monroe’yu bu evlilik için fazla seksi buldu. Bunun üzerine genç prens de dönemin yıldızı parlayan Oscarlı ismi Grace Kelly’yi gözüne kestirdi. Evlilik teklifini Grece Kelly’ye yaptı. Çiftin düğün töreninin sponsoru bile oyuncunun yapım şirketi MGM olmuştu.
1955 yılında Grace Kelly ile Monako Prensi III.Rainier tanıştılar ve bir yıllık ilişkinin ardından evlendiler. Çiftin düğün töreni oldukça şaşalı geçti, Kelly’nin gelinliği ise dönemin magazin dünyasına damga vurdu. Aylar süren bir balayı sonrası Monako Prensi ve Monako Prensesi olarak ülkelerine döndüler.
Grace Kelly; Prenses Caroline, Prens Albert ve Prenses Stephanie olmak üzere üç çocuk dünyaya getirdi. O günden sonra bir daha asla oyunculuk yapmadı; sarayının prensesi, çocuklarının annesi oldu. Elbette ülkenin prensesi olarak sık sık davetler verdi, davetlere katıldı, sayısız hayır işine imza attı.
Bu dönemde hakkında anlatılan dedikodular ise gerçeklerden daha ilginç.
Grace Kelly bu dönemde nasıl hissediyordu bilmiyorum, bazı rol tekliflerini kendi isteğiyle, bazılarını ise Kraliyet ailesinin isteğiyle reddettiği söyleniyor.
Yine de o davetler veriyor, hayır işleri yapıyor, kameralara gülümsüyor ve iyi bir prenses gibi davranıyordu. Bilindiği kadarıyla aile hayatı da hiç fena değildi, derken o melun gün geldi.
13 Eylül 1982 günü Grace Kelly, kızı Prenses Stephanie ile Roc Agel’deki kır evinden dönerken hafif bir beyin kanaması geçirdi, sonuç olarak, 1972 Rover P6 3500'ünün kontrolünü kaybetti ve dik, virajlı yoldan çıktı ve araba dağın yamacından otuz metre aşağı yuvarlandı. Grace Kelly tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Kızı Prenses Stephanie ise yaralı olarak kazayı atlattı.
Cenaze törenine dünya çapında pek çok önemli isim katıldı.
Kaza hakkındaki şüpheler ise hala gizemini koruyor, aslında arabayı süren o zaman 17 yaşında olan kızı Stephanie miydi? Hala bilinmiyor İddiaya göre, kızı ve annesi kavga etmiş, Stephanie annesinin ölümüne neden olmuştu. Bu iddialar gizemini hala korurken, Monako Prensliği de konu hakkında bugüne dek hiçbir açıklama yapmadı.
Birçok bilinmeyeni ile bir Grace Kelly efsanesi yaşandı.
Bu günlükte bu kadar , başka bir yazımda buluşmak üzere
Hoşçakalın, Hoş kalın.
ESRA SONGÜLER
HABER CADDESİ EDİTÖRÜ
Yorum Yazın