İnsan idealleri ile yaşar. Kimimiz bu dünyada fedakarlık yaparak inançlarımız doğrultusunda hedeflerimize ulaşmaya çalışır, kimimiz de iyi bir ev, araba ya da kariyeri kendimize amaç ediniriz… Ulvi idealleri olanlar da vardır… İnsanlığa büyük hizmetleri dokunan bilim adamları, liderler ve sanatçıların gerçekleştirdikleri idealleri dünyayı daha güzel hale getirir… Kısacası hemen hemen herkesin bir ideali vardır ama idealden önce hayaller gelir… Bir düşünür “İnsan, hayallerinin peşinde koşan hayvan” derken ne kadar da haklı…
Hayal kurmak bu kadar önemliyken, ´hayalcilik´ hemen her toplumda adeta suç olmuştur. Dünyaya damgasını vuran bilim adamları, lider ya da sanatçılar yola çıkarken hep “hayal kurmak”la suçlanmıştır. Hayalleri için mücadele ederken, hayatlarından vazgeçenler, ideallerini gerçekleştiremezse bile ortaya koydukları eylemleriyle ´hayalci´ diyenlere anlamlı bir cevap vermiştir aslında. Bu yüzdendir ki köleyken, bir kişiyle dünya devleti kurmak için yola çıkan Cengiz Han bugün kurduğu devletin büyüklüğü ile değil, hayalinin eyleme geçirme çabasıyla anılıyor. Roma´yı fethetmek için harekete geçtiğinde herkesin güldüğü Kartaca komutanı Hanibal de amacına ulaşamadı ama yüzlerce yıl sonra hala bir kahraman…
Bir at çiftliğine sahip aile varmış. Bu aileninse 7. sınıfa giden bir oğlu varmış. Öğretmenleri ona ileride ne olmak istediklerini ve hayallerini sorarak kompozisyon yazmalarını istemiş. Bu çocuk 6 sayfa kompozisyon yazmiş ve öğretmenine vermiş.
Öğretmeni okumuş ve kağıdın üzerine kocaman bir 0 yazmış. Çocuk öğretmenine neden 0 aldığını sormuş ve öğretmeni ona, siz fakirsiniz ve bu hayalin hiç gerçek olmayacak demiş.
Çocuğun hayali, büyüyünce çok büyük bir at çiftliğine sahip olmak, orada yarışmalar düzenlemekmiş. Daha sonra öğretmeni, güzel birşey yaz, ben de notunu yükseltirim, demiş.
Çocuk çok düşünmüş ve, ne siz notumu değiştirin ne de ben hayallerimden vazgeçeyim, demiş. Ve yıllar sonra çocuğun hayalindeki herşey gerçekleşmiş. Yazdığı kompozisyonu çerçevelettirip en baş köşeye asmış.
Çoğu insan hayallerinden vazgeçer çünkü reddedilmekten korkar.
Her zaman reddedileceksiniz. Asıl sorun şu:
Ben sizin protesto etmenizi istiyorum. Ben sizin isyan etmenizi istiyorum. İlk olarak kızmanızı istiyorum. Neden zirvenin içinde ben yokum? Bu sizin inanç sisteminizi değiştirecek.
Bir karar verin!
Çoğu insan mutlu, sağlıklı, zayıf ve zengin olmak istediğini söyler. Bunu dilemek ve bunu ummak yeterli değildir.
Çoğu insan, bir ailede yetişir, bir hayatı kazanır ve ölür. Büyümeyi bırakırlar, kendilerini yetiştirmeyi, zorlamayı ve daha iyisi için savaşmayı bırakırlar.
Çoğu insan içinde olduğu durumdan şikayetçidir ama değiştirmek için kılını bile kıpırdatmaz.
Neyse ki korkular öğrenilmiştir, kimse korkularla doğmaz. Size hayal kırıklığınızı unutmanız için meydan okuyorum…
Öğrenme yavaşlığından dolayı okuldan uzaklaştırıldım ve tam üç yıl özel bir öğretmen tarafından eğitildim.
On yaşına geldiğimde kendimi fizik ve kimya kitaplarının içinde buldum,
Evimin kilerinde laboratuvar kurdum,
Ailemin ekonomisi kötüye gitti ama asla pes etmedim,
Belki ilk icatlarımı kimse almaz ve beş parasız kaldım ama İki korkuyla da başa çıkabilirdim:
Birincisi “Ya işler yolunda gitmezse?”
İkincisi “Ya işler yolunda giderse ve ben bu başarıyı kaldıramazsam?”
Yapabilirim defalarca ama defalarca uğraşabilirim,
Her deneyimde bilmediğim yeni yeni bir şeyler öğreniyorum,
Çağımın en merak edilen kişisi olacağım,
Keşfetmeye devam edeceğim ve herkesi aydınlatacağım…
Bu benim, Thomas Edison…
Thomas Alva Edison, Milan, Ohio'da doğdu. Yedi kardeşin en küçüğüdür. Yedi yaşındayken ailesiyle birlikte Michigan'daki Port Huron'a yerleşti ve ilköğrenimine burada başladı; fakat başladıktan yaklaşık 4 ay sonra algılamasının yavaşlığı nedeniyle okuldan uzaklaştırıldı. Bu arada evlerinin kilerinde bir kimya laboratuvarı kurdu.
Thomas Edison hayallerini terk etmedi , bilime ışık tutmayı seçti……
SABİHA ÜNAL
YAZAR
Yorum Yazın