10. Yargı Paketi yürürlüğe girdi, ülkemize ve milletimize hayırlı olsun mu?
Cezaevindekiler için sevinelim mi yoksa dışarıdakiler için üzülelim mi (!) …
10. Yargı Paketinin içeriği sadece,ikinci kez mükerrir olup tüm cezasını fiilen infaz eden hükümlüler ve özel infaz usullerinin uygulanması şartları yönünden lehe gelişme sağladı!
İnfaza dair düzenlemeleri özetle :
İkinci Kez Mükerrirlere Koşullu Salıverilme, Denetimli Serbestlik ve Açık Cezaevi İmkanı Verilecektir. İkinci kez mükerrirlerin koşullu salıverilme yasağı kaldırılarak, iyi halli olan ve cezasının 3/4’ünü cezaevinde infaz eden hükümlüler, koşullu salıverilebilecektir.
Bu düzenleme kabul edilirse 20.000 ve daha fazla hükümlünün tahliyesinin gündeme geleceği belirtilmektedir.
Denetimli serbestliği düzenleyen kanunun 105/A maddesine de değişiklik olacağı; buna göre, maddenin yürürlüğe girdikten sonraki tarihten sonra işlenen suçlar yönünden uygulanması şartıyla, az ceza alan hükümlülerin de 5 günden az olmamak üzere ceza infaz kurumlarına gitmesi gerekeceği anlaşılmaktadır.
Yeni düzenlemeden sonra işlenecek suçlarda içeride geçirilecek sürenin artırılması ile toplumda oluşan cezanın caydırıcılığının olmaması algısının ortadan kaldırılması amaçlanmakta !
HASTALIK ve ENGELLİLİK nedeniyle konutta infaz usulünün içeriği ise oldukça fazla genişlemiş ve hukuki olarak ucu açık bir düzenleme olduğu değerlendirilebilir…
Yargı Paketine göre; adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlüler ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç,
Hasta veya Engelli olmaları nedeniyle cezaevinde tek başına yaşamını sürdüremeyeceği 5275 sayılı İnfaz Kanunu m.16/3’de düzenlenen usule göre tespit edilen hükümlüler hakkında konutta infaz kararı verilebilecektir !!!
Hükümlünün sağlık durumu birer yıl süreyle denetlenecek, iyileşmesi halinde konutta infaz kararı kaldırılacaktır. Ayrıca hükümlü, denetimli serbestlik müdürlüğü ve bulunduğu yer kolluk makamı tarafından izlenecektir.
Bu durumda olan hükümlünün toplam cezası 10 yılın üzerinde ise, elektronik cihaz yoluyla takip edilecektir. Hükümlü yükümlülük ihlali yaparsa, konutta infaz kararı kaldırılacaktır.
Bu durumda olan bir suç makinesinin hastalığını öne sürerek hastanede tedavi görüp iyileştirildikten sonra tekrar cezaevine sevki yerine;
Bir doktor(!) imzası atılarak alınan Adli Tıp Raporuyla, binlerce hükümlünün hastalığı bahane edip konutta ve hatta ayağında bulunan metal parçayla özgürce cezasını çekmesi anlamına da gelebilir mi?
Alınan rapora binayen Konutta infaza geçen ki belki binlerce olan suç makinesini; kim, nasıl, ne şekilde denetleyecek ?
Ceza hukukunun asıl amacı olan caydırıcılık ve bireyin ıslah edilmesi ilkelerine uygun bir düzenleme mi ?
Bu düzenlemeyle ülkemizden yurt dışına giden doktor sayısı nasıl etkiler ?
Adlî Tıp Kurumunca onaylanan raporla hastalık durumundan faydalanan hükümlülere yönelik adil davranma ve eşitlik ilkesi uygulanacak mı ?
Yoksa belirli suçdan, örneğin örgütlü suçlardan hükümlü olanlar için öncelik tanınabilir mi ?
Sadece cezaevlerinin dolu olduğundan dolayı mı infaz düzenlenmesi yapıldı ?
Aman ha lütfen ! Cevapları da siz dikkatlice verin …
Bu arada Yargı paketimiz hayırla vesile olsun !
Av. Onur YAĞIŞAN
Yorum Yazın