Büyük bir dünya… Farklı coğrafyalar var. İklimler farklı… Ve dünyanın herhangi bir parçasında dünyaya geliyorsunuz. Elimizde olan bir şey değil. Hangi hangi coğrafyada, hangi anne ve babanın evladı olarak dünyaya geleceğimizi biz belirlemiyoruz.
Dünyanın her tarafında farklı kültürler, farklı yaşam biçimleri. Ülkelerin yaşam biçimleri, kültürleri bulundukları coğrafyadan hiç şüphesiz çok etkileniyor.
Yaşıyoruz…
Kimimiz Avrupa’da, kimimiz Amerika’da, kimimiz Uzakdoğu’da, kimimiz Asya’da. Geleneklerimiz farklı, giyim kuşamlarımız farklı, yemek kültürlerimiz farklı. Ama ortak yönümüz insanız. İnsanların duyguları, düşünceleri, psikolojileri birbirine benzer. İsteseniz de istemeseniz de bu özelliklerinizi hep hissedersiniz.
Ülkelerin yönetim şekilleri de farklılık gösteriyor.
Dünyadaki yönetim sistemlerini genel olarak parlamenter sistemler, Başkanlık sistemleri, hibrit sistemler, teokratik cumhuriyet , yarı anayasal monarşiler, mutlak monarşiler, tek parti rejimli sistemler olarak sıralayabiliriz. Genel olarak 4 yönetim sisteminden bahsedebiliriz. Krallığa bağlı yönetimlere monarşi yönetim sistemi diyoruz. Meşrutiyet de monarşiye benzer bir yönetim biçimidir. Bir de oligraşi var ki bu yönetim biçiminde zenginler ön plandadır. Ülke zengin bir grup tarafından yönetilir. Dünyadaki en yaygın sistem olarak demokrasiyi gösterebiliriz. Bu sistem insanlığın büyük kesiminin benimsediği bir sistemdir ki buna demokrasi diyoruz. Bu sistemde halk kendi kendini yönetir.
Herhangi bir sistemle yönetilen bir coğrafyada insan olarak yaşıyoruz. İhtiyaçlarımız var. Eğitim, sağlık, yemek, içmek, seyahat. Uygun şartlarda barınma da önemli…
İnsan ömrü sanıldığı kadar uzun değil. Önce çocuksunuz, sonra zorlu eğitim yılları… Sonrasında çalışma hayatı… Evlilik, çoluk çocuk… Yaş ilerledikçe insanın fizyolojik yapısı da değişiyor. Beklentileri değişiyor. Sağlıkla ilgili olaylar ister istemez ön plana çıkıyor…
Bu arada şunu söylemek istiyorum bir kere siyaset yapsanız da yapmasanız da sosyal yaşamla ilgili olsanız da olmasanız da görev olarak yaşadığımız coğrafyayı ve tarihi tanıyarak yola çıkmak zorundayız.
Hangi coğrafyada hayatınızı sürdürürseniz sürdürün insan gibi yaşamak hakkınız. Mesela beslenme. Son yıllarda dünyada olduğu gibi ülkemizde de üzerinde çok duruluyor. Sağlık için kaliteli beslenme önemli.
Görünüş önemli değil. Boy, post önemli değil. Ne kadar yakışıklı olursanız olun kültür olmadıktan sonra, insanlık olmadıktan sonra hiçbir önemi yok.
Kaliteli insan kendine iyi bakan insandır. Sosyal yönden uyumlu olmak, insanlık kurallarına uymak önemli.
Son zamanlarda organik beslenme, kaliteli yemek de ön planda yer alıyor. Sağlık için organik beslenmeye önem vermek şart. Sırf doymuş olmak için yemenin sakıncaları çok. Günümüzde insanlık bambaşka bir boyut kazanmıştır. Her konuda kaliteyi arıyor insan. Kültürü arıyor.
Hoşça kalın.
MUSTAFA ÇOLAKOĞLU
GAZETECİ - YAZAR
Yorum Yazın