Bilmek, anlamak kültürdür. Sevmek, sevilmek kültürdür. Yemek, içmek kültürdür. Konuşmak kültürdür. Çalışmak kültürdür. Susmak bir kültürdür. Temizlik en önemli kültürdür. Kısacası kültür iyi insan olmaktır. İyi insan değilseniz kültürel eksiklikleriniz var demektir.
Çevreye hassasiyet insanlığa hassasiyettir. Topluma hassasiyettir. Dünyaya hassasiyettir. Piknik yapmak, yemek-içmek hepimizin hakkı. Doğayla iç içe olmak, eğlenmek en temel haklarımızdan. Ama önce çevre bilinci.
Nedir çevre bilinci önce bunu anlamak, hissetmek lazım. Doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakılmasıdır çevre anlayışı. İnsan aktivitelerinin doğaya olan etkilerini anlamak ve bu etkileri minimize etmek, ekosistemlerin dengesini korumak için hayati önem taşır.
Çevre bilincine sahip olan kişiler, dünyamızı yakından ilgilendiren doğa ve iklim olayları gibi konularda daha duyarlı davranır ve çevre dostu bir yaşam biçimini benimser. Çevre bilinci, doğal kaynakların korunması, atık yönetimi, enerji tasarrufu, su kullanımı, çevre kirliliğinin önlenmesi gibi pek çok konuyu kapsar.
Araştırmalar, 12 yaşına kadar doğaya düzenli maruz kalmayan çocukların büyüdüklerinde çevreyi önemsemediğini gösteriyor. Çocukluk döneminde edinilen alışkanlıklar yaşam boyu sürer. Bu nedenle erken yaşta kazandırılan çevre bilinci, geleceğin çevreci yetişkinlerini oluşturur.
Geçtiğimiz günlerde son derece takdir ettiğim bir etkinliğe şahit oldum. İstanbul Yıldızlar Yüzme Spor Kulübü sporcuları çevre ve denizlere dikkat çekmek için Yedikule bükünde önce sahilde temizlik yapan sporcular sonra temiz denizler için temiz Marmara için kulaç atarak farkındalık oluşturdular.
Kulüp Başkanı Mustafa Özer’le konuyla ilgili küçük bir söyleşimiz oldu. Çevre duyarlılıklarının her zaman var olduğunu ve fırsat buldukça bu konuda farkındalık oluşturmaya çalıştırdıklarını anlattı. Özer, “Ülkemizin 81 ilinden ve dünyanın çeşitli bölgelerinden insanlar Marmara Denizi etrafında yaşıyor. Bizler yaşam kaynağımız olan Marmara Denizi’ni bir nebzede olsa sporcularımızla farkındalık yaparak dikkat çekmek için katkı sağlamak istedik. Amacımız temiz çevre, temiz Marmara için mücadele etmek. Bir önceki yıl sporcularımızla Mudanya’dan 80 km İstanbul’a 21 saat yüzerek bir farkındalık oluşturmuştuk. Bu sefer tüm sporcularımızla birlikte temiz çevre ve denizler için kulaç atacaklar” dedi.
Ülke olarak, bu coğrafi bölgede yaşayan insanlar olarak doğamıza sahip çkımak zorundayız. Ülkemizi temiz tutmak zorundayız. İnsanlar evlerinin temiz ve düzenli olmasına nasıl özen gösteriyorlarsa çevreye de o derece özen göstermek zorundalar.
İstanbul Yıldızlar Yüzme Spor Kulübü Başkanı Mustafa Özer’in gösterdiği duyarlılığı diğer sivil toplum kuruluşları da gösterirse bu çevre ve insanlığa bir katkı olur.
Ailece gittiğimiz pikniklerde, yiyoruz içiyoruz. Piknik yerini terk ederken eğer çöplerimizi toplamazsak bu çevreye ihanettir. Bulunduğumuz yer neresi olursa olsun çevre temizliğine mutlaka dikkat etmeli, özen göstermeliyiz.
Yazımızı doğayla ilgili şu sözlerle kapatalım.
‘Doğaya sahip çık, geleceğe güzellikler bırak!’, ‘Dünya hepimizin, doğayı koruyalım hep birlikte!’ ‘Yaşam için doğayı koru, geleceği aydınlat’, ‘Doğanın güzelliklerini keşfet, korumaya karar ver1’, ‘Doğayı korumak bizim elimizde, hep birlikte başaracağız!’
Her zaman söylediğimiz gibi sağlık çok önemli sağlığınıza dikkat edin.
Hoşça kalın.
MUSTAFA ÇOLAKOĞLU
GAZETECİ - YAZAR


























Yorum Yazın