Sanat, sanat diyoruz da, sanat nedir? Bunu derken genel olarak sanatın ne olduğunu biliyoruz tabi. Yazıda bütünlük sağlanması açısından tekrar etmekte fayda var. Her insanın duyguları var, bu duyguların yansıtılması sanattır. Mesela bir tasarımın, herhangi bir güzelliğin dışa vurulmasında, anlatılmasında kullanılan yöntemlerin hepsi sanattır.
Sanatın ortaya çıkması yeni değildir. İnsanlığın var olduğu zamanlardan beri sanat da vardır. Sanatla ilgili en eski eserler olarak kaya oymalarını, gravürleri, resimli görüntüleri, heykelleri ve taş düzenlemelerini gösterebiliriz.
Basit olarak.
Yemek içmek de bir sanattır. Yürümek, gülmek, oynamak bir sanattır. Yaptığımız tasarımlar, anlattığımız hikayeler hepsi sanattır. Birbirimizle konuşmamız da bir sanattır. Konuşmasını iyi bilenler, güzel anlatanlar iyi sanat yapıyorlar demektir.
Sanat toplum için midir, sanat için midir tartışmaları Türk edebiyatında Tazminat Dönemi ile başlamıştır. 1860 yılında İbrahim Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardıkları ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval ile ilk tartışmaları başlatmışlardır. O dönemin sanatçıları toplum sanat içindir anlayışını kabul etmişlerdir.
Sanat sadece sanat için olursa kavramı dar alan içinde kalacaktır. Sanatın sadece estetik bir zevk aracı olmadığını kabul etmek lazım. Sanatın toplumu aydınlatma ve eğitme gücü vardır. Bu nedenle sanatın toplum için olduğu fikri her zaman ağırlık kazanmıştır. Sanat, tarih boyunca birçok farklı kültürde ve toplumda var olmuştur. Bu varoluşun temelinde, sanatın toplumun bir yansıması, bir tepkisi veya bir rehberi olması yatar.
Buna rağmen kimi edebiyatçılar ısrarlar sanatın sadece sanat için yapılması gerektiğini savunmuşlardır. Onlara göre sanatın öğretici ve ahlaki değerlerinden arınması gerekir. Sanat yalnızca estetik ve güzellik için yapıldığını ve gerçek sanatın yalnızca bu şekilde var olabileceğini savunan ve bu düşüncede sanat yalnızca sanat için vardır.
Şöyle düşünmek lazım. Bir toplumun kültürel düzeyini ölçmek ve anlamak sanat sayesinde anlaşılır. Bir toplumun gelişmişliği kültür düzeyini okuma, araştırma gibi yapı taşlarının ne derecede olduğunu anlamamız açısından önemli bir unsudur. Toplumun gelişmişlik düzeyi sadece eğitimle olamaz. İnsanın kendini geliştirmesi için mental, bedensel ve duygusal açıdan da eğitilmesi gereklidir. Gelişmişlik düzeyi bu unsurların toplamıdır. Sanat toplumun ruhunu doyuran, eğiten bir araçtır. Dolayısıyla sanat toplum içindir. Önce bireyin daha sonra toplumun gelişimi için önemli bir unsurdur.
Önemli olan her zaman insandır ve o insanların oluşturduğu topluluk yani millettir. Millette katkısı olmayan her olay, oluşumun önem derecesi zayıftır.
Mesela bugün güzel sanatlar olarak tanımlanan disiplinler 19. Yüzyılın ikinci yarısına yarısına yani erken modernite olarak tanımlanabilecek döneme kadar sanat toplum içindir anlayışı mevcut olmuştur. O zamanlar sanat zenaat olarak görülürdü. Mesela Rönesastan sonraki dönemde sanat sanat içindir görüşü ağırlık kazandı. Toplumsal konuları işlese de o işi anlamak için sanat okur yazarlığı için o dönemi sanat sanat içindir dönemi olarak tanımlamak uygun görülüyor. 60’lı, 70’li yıllardan başlayarak ise bazıları toplum için sanat, bazıları sanat için, bazıları da kendi için sanat yapıyor. Günümüzde diyebiliriz ki bu konuda hala karma bir model devam ettiriliyor.
Sanat önemli am en önemli olan millet. İnsanlar, insanlık. Her şey insan için, insanlığın yararına olması gerektiğini düşünürsek sanat da insanlık içindir ve insanlığın yararına olmalıdır.
Her zaman söylediğimiz gibi sağlık çok önemli. Beslenmenin sağlıkla doğrudan ilişkisi var. Sağlıklı ve mutlu haftalar diliyorum.
Hoşça kalın.
MUSTAFA ÇOLAKOĞLU
GAZETECİ - YAZAR
Yorum Yazın