Futbol dünyasına adını altın harflerle yazdıran “Efsane Oyuncuları” anlatırken tabi ki Can Bartu’yu atlayamazdım..
O bir efsaneydi… İtalyan’lar ona Türkçe de Efendi, Ağa anlamına gelen “Sinyor” lakabını yakıştırmışlardı.
O gerçek bir beyefendiydi, herkes tarafından çok sevilir ve sayılırdı.
Can Bartu aslında Futbolcu değildi, iyi bir Basketbolcuydu.
Bilmeyenleriniz buna şaşırdınız sanırım… Yanlış duymadınız, spor hayatına Basketbolcu olarak başladı.
Can Bartu 1936 yılında İstanbul’da doğdu. Ailesinden aldığı terbiye ve yetişme tarzı onu gerçek bir İstanbul beyefendisi yapmıştı.
Spor yaşamına 1949 yılında Fenerbahçe’nin basketbol alt yapısında başladı. 1955 yılında Türkiye genç Basketbol Milli Takım formasını giydi. Altı kez Basketbol Milli Takım formasını giyen Bartu, Edirnespor - Fenerbahçe maçındaki oyuncu eksikliği nedeniyle Fenerbahçe’nin basketbol takımından, Birinci Lig futbol takımına alındı ve daha sonra Fikret Arıca’nın teşvikiyle Fenerbahçe’de 1955 yılı sonrasında futbol oynamaya devam etti.
1955-57 yılları arasında Fenerbahçe’nin hem futbol hem de basketbol takımlarında forma giymişti.
1957 yılında Fenerbahçe ile profesyonel futbolcu olarak sözleşme imzalamasıyla birlikte aynı zamanda profesyonel basketbolu da bıraktı ve böylelikle 1’i Genç, 5’i A Takım olmak üzere toplam da 6 kez Türkiye Basketbol Milli takımında forma giyerek, profesyonel basketbol kariyerini tamamlamış oldu.
Anlatmaya çalıştığım Can Bartu profesyonel futbolcu, her dalda başarılı, önceleri kollarının gücüyle Basketbolda, sonraları ise ayaklarının gücü ile Futbolda unutulmayacak efsane bir sporcuydu.
Spor hayatı boyunca hep ilklere imza attı.
Türk spor tarihin de, basketbol ve futbolla beraber adı yazılan Sinyor Bartu, Türk Milli Takım formasını hem basketbol hem de Futbolda giyen ilk ve tek sporcudur.
24 Mart 1957'de Fenerbahçe'nin, Mithatpaşa Stadı’ında Beşiktaş ile oynayıp 4-2 kazandıkları maçta 1 gol attıktan sonra, maç bitiminde sahadan ayrılıp Spor ve Sergi Sarayı’nda Galatasaray ile oynanacak olan basketbol karşılaşmasında, basketbolcu olarak sahaya çıktı ve 32 sayı kaydederek, hem Futbol hem Basketbol takımında aynı günde oynayan ilk sporcu olarak yine bir ilke daha imza atmış ve tarihe geçmiştir.
Bükreş'te 2 Kasım 1958'de yapılan Romanya maçında kaleci Turgay Şeren'in sakatlanıp oyundan çıkması üzerine 76. dakikada Milli Takımın kalesine geçen Sinyor Bartu, 85. dakikada Ahmet Berman'ın ters vuruşuyla bir gol yedi. Can Bartu, böylece Milli Takımda hem gol atan, hem gol yiyen tek futbolcu olarak da yine bir ilke imza atıp tarihte yerini aldı.
Millî Takım ve Fenerbahçe’deki başarılı futbolu ile dikkat çeken Can Bartu,
1961 yılında İtalyan’nın Fiorentina takımına transfer oldu.
1961-62 UEFA Kupa Galipleri Kupası finalinde Fiorentina formasıyla Atletico Madrid’e karşı oynamış ve UEFA’nın organize ettiği bir kupa organizasyonunda finalde forma giyen ilk Türk futbolcu olmuştur.
6 yıl İtalya'da oynadı ve İtalyanlar tarafından “Sinyor" lakabı ile anıldı.
Sinyor Bartu, Fiorentina'nın Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda İspanya'nın Atletico Madrid ile 10 Mayıs 1962'de İskoçya'nın Glasgow kentinde oynadığı final maçında forma giydi ve Avrupa kupalarında final maçı oynayan ilk Türk futbolcu oldu.
İtalya'da 6 yıl oynadıktan sonra tekrar yurda dönen Can Bartu 1970 yılında Fenerbahçe forması ile jübilesini yaptı.
Can Bartu, sarı-lacivertli formayla 330 maçta 162 gol atarak kırılması zor bir rekor elde etti.
Can Bartu, Metin Oktay'ın 1969 yılında Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan Jübile maçında formaları değişip 10 dakikalığına Can Bartu Galatasaray, Metin Oktay ise Fenerbahçe forması ile mücadele ettiler.
Ve Fenerbahçe Lefter gibi Can Bartu’yu da bağrına bastı, Samandıra Kamp Merkezi'ne Can Bartu'nun ismi verildi.
11 Nisan 2019 da 83 yaşında hayatını kaybeden Fenerbahçe'nin efsane ismi Sinyor Can Bartu için TFF (Türk Futbol Federasyonu) dan yapılan açıklamada;
"Can Bartu'nun vefatı sebebiyle, 12-15 Nisan'da oynanacak olan bütün Profesyonel Lig müsabakalarında saygı duruşunda bulunulacak." ifadelerine yer verildi.
Böyle bir efsaneyi çok daha uzun yazmak isterdim fakat köşem doldu yeni yazılarımda buluşmak dileğiyle.
Hoşçakalın, hoş kalın.
ESRA SONGÜLER
HABER CADDESİ EDİTÖRÜ
Yorum Yazın