Kimse doğacağı coğrafyayı, ülkeyi kendisi belirlemiyor. Doğacağı aileyi de kendisi belirlemiyor. Olay doğanın bir işleyişi.
Herhangi bir coğrafyada herhangi bir ailenin ferdi olarak dünyaya merhaba diyoruz. Ailemiz, zengin de olabilir, fakir de. İstemediğimiz bir bölgede de yaşıyor olabilir. Onun için elimizden gelen bir şey yok.
İnsan doğduğu günden itibaren gelişen bir canlı. Diğer canlılardan farkı aklının olması. Bir de aldığı eğitim. Eğitim insanları olgunlaştırır, dünyaya katkı sunmalarına yardımcı olur. Önemli olan beyinsel ve fiziksel gelişimin paralel olmasıdır.
İnsanın gelişmesi, iyi bir eğitim alması kolay olaylar değil. Geçmişte daha da zordu.
Herkesin eğitim alma şartları aynı değil.
Mesela geçtiğimiz günlerde Yükseköğretim Kurulu’nun açıkladığı verilere göre, 2015-2025 arasında 19 milyondan fazla genç üniversite eğitimini yarım bıraktı. Rakam Avrupa’daki pek çok ülkenin nüfusundan fazla. Herkes üniversite okusun diye ülkemizde üniversite sayıları arttı ama maalesef nitelikli öğrenmede başarılı olamadı. Sonuç olarak üniversitelere kayıt olanların sayısı arttı, mezun sayısı azaldı. Umutla başlayan hikayelerin çoğu sessizce sona erdi.
2000’lerin başında “Her ile bir üniversite” politikasıyla başlayan süreç bugün kontenjan bolluğu ama öğrenme kıtlığı yarattı. Verilere göre 19 milyon öğrencinin % 87’si devlet, % 11’i vakıf üniversitelerinde eğitimi yarım bıraktı. Bu tablo, sadece gençlerin değil, kurumsal kaynakların da boşa harcandığını gösteriyor. Eğitim, mezun vermek yerine terk edenlerin hikayesine dönüşüyor.
Bu araştırma üniversiteler için yapıldı. Ya ilköğretimde, ortaöğretimde, lisede yarım bırakılan okullar. Öyle hikayeler var ki vicdanlı insanların içini sızlatır.
Yarım kalan hikaye, yani bitirememek. Halbuki vazgeçmek kaybetmektir. Çocuklarımızın, gençlerimizin vazgeçmelerindeki sebepleri iyi anlamak ona göre kolaylıklar getirmeye çalışmak lazım.
Yarım kalan hikayeler…
Sadece eğitimde değil tabi. Planladığınız ama gerçekleştiremediğiniz her olay yarım kalan hikayedir. Kaliteli bir ev sahibi olabilme planları yapmışsınızdır ama olmamıştır. İş konusunda istediklerinizi gerçekleştirememeniz, yapmak istediğiniz ama yapamadığınız seyahatler.
Bu coğrafyada yarım kalan hikayeler çoktur.
Yarım bırakılmış okullar…
Yarım bırakılmış işler…
Yarım bırakılmış aşklar…
Dünyanın herhangi bir coğrafyasında ve bu ülkede yaşıyoruz. Burada doğduk. Kötülüklerle de iyiliklerle de burada tanıştık. Burada üzüldük, burada güldük. Burada büyüdük. Burada okuduk. Önemli olan yaşarken kötülükler yapmamaya dikkat etmek lazım. Kötülükler dünyayı daha da yaşanmaz hale getirir. Eğer yaşamın güzelleşmesine ufakta olsa bir katkıda bulunabiliyorsak önemli olan bu. Bu dünyada sadece insanlar yok. Ağaçlar var, kelebekler var. Kutlar, kuzular, inekler var. Her canlı bir yaşama mücadelesi veriyor. Hep birlikte yaşama mücadelesi verirken çevremize sırf kendimiz için değil çevremize de yararlı olabiliyorsak ne mutlu bize.
Her zaman söylediğim gibi sağlık çok önemli. Sağlığınıza dikkat edin.
Hoşça kalın…
MUSTAFA ÇOLAKOĞLU
GAZETECİ - YAZAR
Yorum Yazın