Bir dünya var. Canlılar var. Canlıların bir parçası olarak insan var. Herkes farklı coğrafyalarda. Yaşamak genel anlamda insanın canlılığını, yaşamını sürdürmesi, yaşamda bulunması, sağ olmasıdır.
Yaşıyoruz. Herhangi bir ülkede. Her insanın işi farklı. Konumu farklı. Ekonomisi farklı. Kültürler farklı.
Öğrencinin işi okula gitmek. Ders çalışmak. Kolay değil öğrencilik dönemi. Belirli bir disiplin gerektiriyor. Efor gerektiriyor. Saatlerce ders dinlemek, okuduğunu anlamak. Uygulamalar yapmak. İnsan hayatının önemli bir bölümü öğrenci olarak geçiyor ve önemli enerji tüketiliyor bu dönemde.
Ev hanımı evde çalışıyor. En zor işlerden biri. 3 çocuklu bir aile düşünelim. Anne ve babayla 5 kişi. Baba dışarda çalışıyor, ev işleri annenin. O evde her gün 5 kişinin karnının doyurulması lazım. Herkesin ayrı ayrı çamaşırları. Yemek yapmak, bulaşıklar. Ve temizlik. Düşünebiliyor musunuz, bütün bunlar ev hanımına kalıyor, yani anneye. Burada şu gerçek ortaya çıkıyor. Dünyadaki en zor işlerin başında ev hanımlığı geliyor. Bunun aksini iddia etmek önemli bir haksızlık olarak karşımıza çıkar.
Sosyal olarak incelersek genel olarak bir işi olan insandan bahsedelim. Herkes aynı ücret karşılığında çalışmıyor. Yapılan işler farklı ücretler farklı. İşyeri şartları farklı.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de ücret ve yevmiyeyle çalışan özel sektör işçilerinin sayısı 17 milyon 433 bin kişi. Asgari ücretle çalışanların sayısı 10 bin civarlarında.
2025 verilerine göre ise Türkiye’de 5.243.896 kamu personeli bulunmaktadır. Bu yaklaşık bir rakamdır.
Burada bilgi vermek değil amacımız. Bu yazıyı da bilgi vermek için yazmıyoruz. Anlatmak istediğimiz farklı bir durum.
Herkesin bir işi var dedik. Kimilerimiz kamu sektöründe kimilerimiz özel sektörde iş hayatını sürdürüyor. İşyerlerinde şartlar ya da ücretler eşit mi, değil. Böyle olması da zaten mümkün değil. Farklı iş tanımlarına farklı ücretlerin uygulanması normal görülebilen bir durumdur.
Türkiye’de kayıt dışı istihdamın fazlalığı da dikkat çekiyor. Kayıt dışı ekonominin çalışma hayatına yansıyan yüzü olarak tanımlanan kayıt dışı istihdam, istihdam faaliyetlerinin resmi belgelere yansımaması ya da gerçekleştirilen istihdam süresi ve ödenen ücret miktarının resmi makamlara eksik bildirilmesidir.
Yaşama konforu herkes için aynı değil. Kimimiz köyde, kimimiz şehirde. Köyde yaşamanın şartları farklı. Şehirde yaşamanın farklı. Fabrikada işçi olarak çalışmak ayrı, masa başı işinde çalışmak ayrı. İnşaatta işçi olarak çalışmak zor olabilir. Fiziksel olarak zorlayıcı olabilir ve hava koşullarına, uzun saatlere ve zorlu iş koşullarına dayanıklılığı gerektirir.
Diyelim ki köyde yaşıyorsunuz. Köyde yaşamanın da zorlukları var. Altyapı eksiklikleri, eğitim olanaklarının kısıtlığı, istihdam fırsatlarının azlığı ve sosyal hayatın kısıtlılığı gibi unsurlar, köy yaşamını zorlaştırmaktadır. Bu neden, köyle yaşamayı düşünenlerin bu dezavantajları göz önünde bulundurması önemlidir. Bütün bunların yanında kuşkusuz köylerdeki yaşam maliyetleri daha düşüktür. Köyde şehirdeki bütçenizin yarısıyla, hatta daha azıyla yaşam sürdürebilirsiniz. Bunun nedeni tüketeceğiniz besin maddelerinin bir bölümünü kendiniz yetiştirebilirsiniz, kalan bölümünü ise ilk üretici olan köydeki komşularınızdan alabilirsiniz.
Şehirde yaşıyor olmanın da sıkıntıları bitmez. İnsanlar bir yerden bir yere gitmek için trafikte saatler geçiriyor, zamanın asla kendilerine yetmediğini söylüyor. Gürültü, aşırı dozda egzoz salınımı ve stres ise tüm bunların doğal sonuçları! Büyük şehirlerde yaşamanın fiziksel sağlığımıza olan etkilerinden biri de hava kirliliği.
İnsanız, yaşıyoruz. Kimimizin hayat şartları daha olumlu. İhtiyaçlarını karşılamakta zorlanan insan sayısı da küçümsenemez. Herkes aynı konforda yaşamıyor. Herkesin evi yok. Ya da yaşadığı evin şartları aynı değil. Kimimiz iyi para kazanıyoruz. Kimimiz zar zor geçiniyoruz. Kimimiz iyi beslenirken kimimiz iyi beslenme şartlarını yerine getiremiyoruz. Yaşamak üzerine yazmak iyidir. Neden iyidir? Çünkü insanı anlatıyorsunuz.
Her zaman söylediğim gibi sağlığınıza dikkat edin. Hoşça kalın.
MUSTAFA ÇOLAKOĞLU
GAZETECİ - YAZAR


























Yorum Yazın