Şarkıcı, yönetmen ve yüreği bu topraklarla atan bir sanatçı: Mahsun Kırmızıgül. Yıllar önce, kardeşliğin türküsünü söylediğinde, o türküye kulak veren birçok kişi bugün medya köşelerinde onu hedef gösteriyor. Oysa onlar, o yıllarda sokakta kısa pantolonla gezen çocuklardı… Şimdi ise Mahsun Kırmızıgül’ün barış çağrısına karşı kalem oynatıyor, onu terörsüz Türkiye istemeyen bir sanatçı olarak yaftalıyorlar.
Bugün Mahsun Kırmızıgül bir kez daha gerçeği haykırıyor:
"Bu ülkenin terörden daha büyük bir sorunu var; o da yolsuzluk."
Ve ardından çok daha derin bir yaraya parmak basıyor:
"Bu ülkeye barış gelse bile, bu denli büyük yolsuzluk ve adaletsizlik olduğu sürece bu ülke asla iflah olmayacak."
Gerçekleri dile getirmek, bu ülkede ne yazık ki cesaret işi. Mahsun Kırmızıgül yine hedefte. Yandaş kalemşörler, onu terörsüz Türkiye istemeyen sanatçıların başına yazıyor. Ne hazin bir çelişki… Aynı kalemler, yıllar önce Mahsun’un barış için çektiği klipte neler hissettiğini, neyi amaçladığını unutmuş gibi. Oysa o klipte her notada kardeşlik vardı, her karede gözyaşları dinen anaların hayali…
O klipte yankılanan sözler, bugün hâlâ kulaklarımızda:
"Hepimiz kardeşiz, bu öfke ne diye
Yaşamak dururken, bu kavga ne diye?"
Bu sözler, sadece bir sanatçının serzenişi değil; bir halkın, bir toplumun, bir vicdanın çığlığıdır. Ama ne yazık ki bu çığlık bazı çevrelerde yankı bulmuyor. Yine aynı kalemşörler, yine aynı suçlamalar... Bugün onu hedef gösteren gazeteciler, o barış klibinin çekildiği günlerde çocukken o klipteki umutla büyümeyi hayal ediyorlardı belki de. Ama bugün, aynı umudu yok sayıyorlar.
Ben de o gün oradaydım. Büyükçekmece ile Çatalca arasında yapılan o klip çekiminde yüzlerce insanla birlikte barışa şahitlik ettik. Kardeşlik sözcükleri, notalara döküldü. Terörsüz bir Türkiye için umut vardı. Ancak o zaman da bugün olduğu gibi bir grup Mahsun Kırmızıgül’ü terörist olmakla, örgüt sempatizanı olmakla suçladı.
Ama biz unutmuyoruz:
"Bir kardeş kardeşi vuruyor ne diye
Bir ana ağlıyor, evladım nerede…"
Evet, herkes gibi ben de terörsüz bir Türkiye istiyorum. Ama aynı zamanda adaletin herkese eşit uygulandığı bir ülke istiyorum. Yolsuzluğun son bulduğu, hak ve hukukun kişiye göre değil, yasaya göre işlediği bir Türkiye hayal ediyorum.
Çünkü inanıyorum ki, gerçek barış önce adaletle başlar.
Adalet yerini bulmazsa, barış yalnızca sessizlik olur.
Ve biz susmamalıyız.
Mahsun Kırmızıgül'ün sözleri bu ülkede hâlâ vicdanın var olduğunun göstergesidir. O vicdanı susturamazlar. Çünkü bu halk, bir gün gerçek barışa uyanacak.
Ama önce adalet,
Önce dürüstlük,
Önce hak…
Burhan AKDAĞ
Yorum Yazın