“Kardelen çiçeği kadar cesaretin yoksa sakın aşık olma” paylaşımıyla karşılaşmıştım sosyal medyada bir gün.
Kardelenin hikayesini bilmeyenleriniz de vardır diye düşünerek anlatmak istiyorum, birde benden dinleyin. Efsaneye göre:
“Erkek çiçek beyaz bembeyaz karların içerisinde toprağı delerek sevgilisiyle buluşmak için karları aşmış. Sevdiği çiçeği ortalıkta göremeyen erkek çiçek, soğuğa yenik düşmüş, ama sevdiğine verdiği sözü tutmuş karları delen bu çiçeğe o günden sonra Kardelen adı verilmiş”
Bu efsaneyi öğrendikten sonra, çiçekleri ve dillerini daha çok merak ettim. “Evet ben bu konuyu yazmalıyım” diye düşündüm.
Keşke çiçekler konuşuyor olsalardı. Hani çiçek deyince sevdalar gelir ya akla “Benim çiçeğimsin” der bazıları sevgilerini belli etmek için.
“Koklamaya bile kıyamam
Benim güzel Manolya’m ” diye şarkılara bile girmiştir çiçekler.
Papatya dile gelseydi, en çok isyan eden eminim o olurdu.
Sanki zavallı papatya falcı, aşıkların elinde seviyor, sevmiyor diye diye yapraklarını koparıp duruyorlar. Papatya mı bilecek karşındakinin seni sevip sevmediğini?
Biraz detaylara inecek olursak, insanlar gibi çiçeklerin de kendine özgü bir karakteri ve dili vardır. Çiçeklerin anlamı ve verdiği mesajlar da genelde türlerine göre farklılık gösterir. Bazı çiçeklerin anlamları ve hikayeleri efsaneler ile ilişkilendirilirken bazı çiçek isimleri ve anlamları halk arasından anonim özdeyişlerle günümüze kadar gelmiş ve öyle kabul edilmiştir.
Kendi tarihimizden örnek verecek olursak Osmanlı'da çiçeklerin anlamı üzerine yazılı kayıtların olduğu ve bunların bir kısmının günümüze kadar ulaştığı bilinmektedir.
Tarihi incelersek resmi olarak çiçeklerin dili ilk kez 1600'lü yıllarda İstanbul'da oluşturulmaya başlanmıştır.
1716 yılında eşiyle birlikte İstanbul'da yaşayan İngiliz Lady Mary tarafından bir araya getirilen bu çiçeklerin anlamlarının anlatıldığı kitabı, İngiltere'ye götürülmüştü. Lady Mary 1716 yılında Türkiye'de yaşadığı sırada yazdığı bir mektupta;
“Parmaklarınızı oynatmadan, çiçeklerle tartışabilir, azarlayabilir, dostluk, aşk, nezaket mektupları ve hatta haber bile gönderebilirsiniz” demiştir.
Çiçeklerin taşıdıkları anlamlara ilişkin Fransa'ya da sıçrayan merak, kısa sürede 800 çiçeğin anlamının belirlenmesine ve tüm dünyada ortak bir “ Çiçek” dili oluşmasına yol açmıştır.
Bugün mesajlarımızı süslemek için çiçek emojileri kullanıyoruz.
Ama bir zamanlar karşıdaki kişiye herhangi bir mesaj aktarmak için direkt çiçeğin kendisi gönderiliyordu.
Çiçekler genellikle kelimeleri değil, duyguları ve hisleri temsil eder.
Duygularınızı anlatmak için ufak bir buket vermeniz dahi yeterli. Çiçekler hakkında bilinecek ilginç şeyler bitmiyor.
Eski Mısırlılar için Nilüfer çiçeği, dirilişi ve sonsuz yaşamı temsil ederdi. Kutsal kabul edilen Nilüfer çiçeği, eski Mısırlıların cenaze törenlerinde kullanılırdı.
Bunun nedeni ise nehirler ve sulak alanlarda çiçek açan Nilüfer çiçeği kuraklık zamanı bile yıllarca hayatta kalabilir, sulandığında ise tekrar çiçek açardı.
Budistler için de Nilüfer çiçeği kutsaldır, bedenin, zihnin ve ruhun saflığını temsil eder. Bugün bile hala Budist tapınaklarını süsleyen tek çiçektir.
Sudaki kendi yansımasına aşık olan Narkissos’un trajik hikayesinden adını alan Nergis çiçeği aradan yüzyıllar geçtikten sonra İngiltere de Victoria Dönemi’nde ise “Karşılıksız aşk” anlamında algılandı.
Bazen de, kelimelerin kifayetsiz kaldığı, ya da o anki duyguları anlatacak büyüklükte kelimelerin bulunamadığı zamanlarda çiçek gönderildi.
Cenaze törenleri de bunlardan biridir.
Her ne kadar çok hoş bir konu olmasa da, yas tutma döneminde çiçek göndermek taziye iletmede en çok seçilen yollardandır.
Acılar paylaşıldıkça azalır. “Acını paylaşıyorum” demenin, yas tutan kişiye kendini yalnız hissettirmemenin en iyi yollarından biridir çiçek göndermek.
Herkesin sustuğu anda çiçekler konuşur.
Yaşanılan kayıp ve acı karşısında yas tutan kişiye “Yanındayım” demektir.
Gelelim güllere;
Herbir rengi ayrı bir anlam taşır.
Kırmızı gül :
En popüler olanıdır, Aşk demektir. “Seni seviyorum” demenin en meşru şeklidir.
Onu düşündüğünüzün göstergesidir.
Sarı gül:
Anlam olarak “Arkadaşlığı” temsil eder. Birine minnet duygunuzu göstermek istiyorsanız en doğru seçim sarı güllerdir. Teşekkür etmek istediğinizde, özellikle Anneler Günü ve Öğretmenler Günü için sarı gül en doğru tercih olacaktır.
Beyaz gül :
Saflığın ve masumiyetin rengidir. Sevdiğin insana beyaz gül hediye etmek, sevginizin saf olduğunu ondan hiç bir şüphe duymağınızı anlatır. Size küçük bir tüyo vereyim, yeni bir ilişkiye başlayanlar için bize hangi çiçek doğru olur diye merak ediyorsanız, cevabım beyaz güldür.
Pembe gül :
Mutluluk, incelik ve tatlılıktır. Sevdiğinizin hayatınıza dahil olmasından ne kadar mutlu olduğunuzu göstermek istiyorsanız en ideal seçimdir.
Mavi gül:
Belkide çiçeklerin en anlamlısıdır.
Mavi gül eşin yok, benim için teksin demektir.
Anlatamadığımız duygularımızı çiçeklerin dili ile karşımızdakine ancak böyle söyleyebiliriz, bilmem bu anlatım ve anlamlar size ne kadar yardımcı olacak, ben bunları araştırırken konuyu çok sevdim, umarım sizde seversiniz. Bütün bu anlattıklarımdan sonra anlamlarını araştırıp doğacak çocuklarınıza çiçek ismi vermek istiyorsanız, daha dikkatli davranmanızı öneririm. Çiçek verenleriniz çok olsun.
Hoşçakalın ama hep Dostça kalın.
CELAL KODAMANOĞLU
Genel Yayın koordinatörü
Yorum Yazın