Hepimizin belleğinde, geçmiş bayramlara dair silinmez izler vardır. O zamanlar her şey bir başka güzel, bir başka anlamlıydı sanki. Dijitalleşen dünyamızda hızla değişen alışkanlıklarımızla birlikte, bayramlar da eski ruhunu yitiriyor gibi hissediyor musunuz? Gelin, o eski bayramların izini sürelim ve bugüne neler taşıyabiliriz, bir düşünelim.
Bayram Hazırlıkları: Kokusundan Belliydi
Eski bayramların heyecanı, günler öncesinden başlardı. Annelerin, anneannelerin mutfaklarından yayılan baklava, börek kokuları, evin her köşesini sarardı. Misafirler için özenle hazırlanan yiyecekler, temizlenen evler, ütülenen bayramlıklar... Her bir hazırlık, aslında bayramın gelişini müjdeleyen ritüellerdi. Şimdiki gibi tek tıkla sipariş verilen bayram ikramlıkları yerine, her bir lokmada emek ve sevgi vardı. Belki de bu yüzden, o tatlar hala damağımızda.
Çocuk Gözüyle Bayram Sabahları: Cep Harçlıkları ve Büyüklerin Eli Öpülürdü
Çocukluğumuzun bayram sabahları bambaşkaydı. Yeni alınan bayramlık kıyafetlerle yatağa girmenin verdiği o tatlı heyecan... Sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp, büyüklerin ellerini öpmek için sıraya girmek, alınan cep harçlıklarıyla şekerciye koşmak... Kapı kapı dolaşıp komşuların, akrabaların bayramını kutlamak, çeşit çeşit şeker ve çikolatalarla eve dönmek... Şimdiki çocuklar belki bu deneyimleri yaşamıyor ama o küçük jestler, o büyük mutluluklar unutulmazdı.
Komşuluk ve Akrabalık Bağları: Kapılar Açık Olurdu
Eski bayramlar, aynı zamanda komşuluk ve akrabalık bağlarının en güçlü olduğu zamanlardı. Telefonlar ve sosyal medya bu kadar yaygın değilken, bayram ziyaretleri sosyalleşmenin en güzel yoluydu. Uzun uzun sohbetler edilir, hatıralar tazelenir, birlikte kahkahalar atılırdı. Misafir ağırlamak, ev sahibinin en büyük mutluluğuydu. Kapılar adeta herkese açık olurdu, her an yeni bir misafir kapıdan içeri girebilir, bayramlaşma coşkusuna ortak olabilirdi. Bu sıcaklık, bu samimiyet, belki de en çok özlediğimiz bayram özelliklerinden biri.
Kaybolan Gelenekler ve Günümüz Bayramları
Günümüzde bayramlar daha çok bir tatil fırsatı olarak görülüyor. Aile ziyaretleri yerini tatile çıkmalara bırakıyor, samimi sohbetlerin yerini ise sanal mesajlar alıyor. Elbette zaman değişiyor, alışkanlıklar da ona göre şekilleniyor. Ancak eski bayramların o eşsiz ruhunu, o derin anlamını yeniden canlandırmak, bugünün bayramlarına da taşımak mümkün değil mi? Belki de küçük bir adımla başlayabiliriz: Bir komşunun kapısını çalmak, bir akrabayı telefonla aramak yerine ziyaret etmek, çocuklarımıza o eski bayram hikayelerini anlatmak... Haydi o zaman eskilerin tadıyla iyi Bayramlar.
Mehmet Ali BABAR
Yorum Yazın