Şükran duygusu; en derinlerde hissettiğimiz bu duygunun yaşamın sunduklarını; yaradılışımız gereği ve yaratıcımıza olan memnuniyetin ifadesidir. Tevafuk'tan gelen minnettarlık özümüzün de bildiği verilene karşı anlayış ve hoş görüye dayanır. Hepimiz ŞÜKRAN duymayı ve TEŞEKKÜR etmeyi unutur olduk. Birbirimize dayattıklarımız , mecbur ve gibiymişiz gibi, başkaları üzerinden kurduğumuz ve üzerimize kurulan beklentiler, sevginin mülkiyetçi haline dönüşmüş olmasına sebep oluyor.
Hoş görü; ne kadar anlamlı değil mi!..
Güzel bakmak, güzel görmek.
Kötünün içindeki iyiliği görebilirsek belki elinden tutup açığa çıkmasına yardımcı olabileceğimiz bir özellik. Daha önce de belirtmiştim aslında bunun için kimseyi eleştirme ve beklenti içinde olma. Sen neye dönüşürsen dokunduğun her şey de dönüşmeye başlayacaktır.
HZ.MEVLANA derki;
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır. Yapılana karşı TEŞEKKÜR etmeyi bilmek, bizi daha mutlu ve daha sağlıklı olan olumlu düşünceleri memnuniyetle karşılamamızı sağlar. Psikologlara göre Şükran, kalbin ritmini diğer herhangi bir pozitif reaksiyondan veya hislerden daha hızlı değiştiriyor ve etrafındakileri de olumlu yönde etkilediğini belirtiyorlar.
"ŞÜKRAN"
Sadece; iyilik karşısında yardım eden kişiye yönelik minnet duyguları olarak bilinmemeli!..
Nezaket, tevazu, cömertlik ve ALMA-VERME dengesinin parçasıdır.
"Kentucky Üniversitesinde 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre teşekkür etmesini bilen insanlar karşısındaki agresif tavırlar takınsa bile, ilişkilerinde yapıcı davranmayı sürdürebiliyor." Olumlu duyguların hayatımızı değiştirmekte çok etkisi olsa da hızlıca yok oldukları da bilinen bir gerçektir. Yeni şeylere hissettiğimiz mutluluk duygusu içerisinde minnettarlık olmadığında değersizleşip tükeniyor. Hani deriz ya içten bir gülümseme yeter diye. Minnettarlık işte!.. içerisinde gönül bağı kurduğumuz ruhumuzu okşarken yüzümü güldüren duygu. İstesek de mimikler ve davranışlarla taklidini yapamayacağımız gerçeklik. Şöyle örneklendireceğim . Sistemimiz duygusal değişimi hemen kabul eder. Yeni şeyleri; ev, araba, eş, eşya ama anlık mutluluk içerisinde yapılan bu değişimler, minnettarlık içermediğinden çabuk vazgeçilip sıkılınılan durumlara dönüşür. Oysa ki içerisinde minnettarlık varsa o eylem ve düşüncelere değer katar ve olumlu yönlerini görebildiğimiz de zevk almaya başlarız. Yine yapılan araştırmalara dayanarak;
Minnettar insanlar strese daha dayanıklıdır. Minnettar insanların daha yüksek bir öz-değer duygusu vardır. Şükran, kıskançlık, kızgınlık, pişmanlık gibi olumsuz duyguları - mutluluğumuzu yok edebilecek duyguları - engeller. Karıştımamamız gereken!..
Minnettarlık, çoğunlukla karıştırıldığı “minnet etme” kavramından oldukça farklıdır. Minnet etme, yardım alanın yardım edene kendini borçlu hissettiği ya da yapılan iyiliğe karşılık vermesi gerektiğine inandığı zaman ortaya çıkan ve çoğunlukla rahatsızlık uyandıran bir duygudur. Kalp gerçeği bilir derim her zaman. Yapılan güzellikleri en net gören O'dur.
Gönlümüzden hissettiğimiz memnuniyet ve karşıya belirttiğimiz bir teşekkür karşılıklı minnettarlık dediğimiz en muazzam duygudur.Bu kadar Şükran ve minnettarlıktan bahsetmişken size olan Şükran duygularımı da belirteyim. Uzun bir süredir yazamadım. Bu süre içerisinde arayıp, yazıların devamını ve beni merak eden herkese ve özellikle de bu süre içerisinde anlayışı ile beni idare eden sevgili Habib BABAR'a sonsuz teşekkür ediyorum.
"MİNNETTARIM."
Harika bir yazı olmuş ne başarılarının devamını diliyorum
Tarık
20-01-2023 23:25