Haz Toplumu, Bağımlılık ve Sessiz Çöküş: Türkiye Nereye Gidiyor?
Türkiye’de “uç yaşamlar” artık marjinal alanlara ait değil. Bu gerçek, görmezden gelinerek ya da yalnızca “Ahlaki yozlaşma” başlığı altında geçiştirilemez. Sorun çok daha derin, çok daha yapısal ve rahatsız edici.
Bugün Türkiye, haz ile mutluluğu ayırt edemeyen, bastırılmış ama denetimsiz bir toplum profili sergiliyor. Bu tablo yalnızca gençleri değil; sanatçıyı, iş insanını, bürokratı, politikacıyı da kapsıyor. Ve bu artık bireysel zaaflarla açıklanamayacak kadar yaygın.
Haz Toplumu Neden Bağımlılık Üretir?
Modern toplumlar mutluluğu “iyi hissetmek” ile eşitledi. Nörobilim bize şunu net biçimde söylüyor:
İnsan beyni anlama değil, hazza hızlı tepki verir. Dopamin sistemi kısa vadeli ödülleri sever; fakat bu sistem sürekli uyarıldığında hızla tükenir.
Haz toplumu şu zinciri üretir:
• Daha hızlı haz
• Daha yoğun uyarım
• Daha kısa doyum
• Daha derin boşluk
Uyuşturucu, bu döngünün en kestirme ama en yıkıcı aracıdır. Çünkü doğal yollarla ulaşılması mümkün olmayan bir “iyi hissetme” hâlini yapay olarak üretir. Bedeli ise zamanla duygusal donukluk, bağımlılık ve kimlik çözülmesidir.
Ünlüler ve Güç Sahipleri Neden Daha Kırılgandır?
Toplum hâlâ “Her şeye sahip, neden mutsuz?” sorusunu sormaya devam ediyor. Oysa cevap basit:
Sınırların kalktığı yerde iç denetim çöker.
Statü yükseldikçe:
• Kurallarla temas azalır
• Uyarılma eşiği yükselir
• Yalnızlık artar
• Anlam duygusu zayıflar
Uyuşturucu ve uç yaşamlar bu gruplarda çoğu zaman “özgürlük” söylemiyle sunulur. Oysa psikolojik olarak bu, kontrol yanılsamasıdır. Beyin kimyası; ünvan, servet veya güç tanımaz. Bağımlılık herkesi eşit yakalar.
Uyuşturucu: Özgürlük mü, Kontrol Kaybı mı?
Uyuşturucu çoğu zaman “kişisel tercih” olarak savunulur. Bilimsel açıdan bu iddia sorunludur. Çünkü bağımlılık, karar alma mekanizmalarını doğrudan etkileyen bir beyin hastalığıdır.
Madde kullanımı:
• İrade gücünü azaltır
• Risk algısını bozar
• Dürtüselliği artırır
• Uzun vadeli düşünmeyi zayıflatır
Bu koşullarda “özgür irade” söylemi, biyolojik gerçeklikle çelişir. Uyuşturucu, özgürlük değil; kontrol kaybıdır.
Türkiye’de Bastırılmış Haz Kültürü ve Patlama Noktası
Türkiye’nin temel çelişkisi şudur:
Haz bastırılır, ama yönetilmez.
Cinsellik konuşulmaz, ama pornografik biçimde tüketilir.
Uyuşturucu lanetlenir, ama erişimi kolaydır.
Ahlak yüceltilir, ama çifte standart yaygındır.
Bu bastırma–patlama döngüsü, özellikle gençlerde daha sert yaşanır. Çünkü gençler:
• Anlamdan yoksun
• Gelecekten kaygılı
• Rol modelden yoksun
• Dijital olarak aşırı uyarılmıştır
Bu kombinasyon, bağımlılık için ideal zemindir.
Gençler Neden Bu Kadar Savunmasız?
Çünkü Türkiye’de gençlere:
• Güvenli ifade alanı sunulmuyor
• Ruh sağlığı hizmetleri erişilebilir değil
• Eğitim sistemi yalnızca performansa odaklı
• Gelecek tahayyülü zayıf
Genç, yalnızca “başarılı” olmak zorunda; iyi olmak, anlam bulmak, hata yapmak için alanı yok. Uyuşturucu bu boşluğu geçici olarak doldurur.
Uyuşturucu Legalleştirilmeli mi?
Bu soru ideolojik değil, bilimsel ele alınmalıdır. Uluslararası veriler şunu gösteriyor:
Sadece yasaklamak sorunu çözmez.
Ama kontrolsüz serbestlik de felakettir.
Türkiye için gerçekçi model:
• Sert cezadan ziyade önleyici ruh sağlığı politikaları
• Erken yaşta psikososyal destek
• Erişilebilir bağımlılık tedavisi
• Rol model sorumluluğu olan kamusal figürler
• Çifte standardın kaldırılması
Yani mesele “serbest mi yasak mı” ikileminden ibaret değildir. Mesele, toplumsal akıldır.
Haz mı Mutluluk mu?
Haz anlıktır.
Mutluluk ise anlamla ilgilidir.
Türkiye bugün hazza yatırım yapıp, anlamı ihmal eden bir topluma dönüşüyor. Uyuşturucu, fuhuş ve uç yaşamlar bu ihmalin sonucu; nedeni değil.
Politikacılara ve Topluma Açık Çağrı
Bu mesele ne polisiye operasyonlarla ne de ahlak nutuklarıyla çözülebilir.
Sorun:
• Bastırılmışlık
• İkiyüzlülük
• Eşitsizlik
• Anlamsızlık krizidir.
Toplum silkelenmelidir.
Çünkü yüzleşilmeyen her bağımlılık, büyür.
Ve bugün görmezden gelinen bu tablo, yarının toplumsal çöküş raporu olacaktır…
HANIM DEMİRBAŞ
SOSYAL PEDAGOG
BİREYSEL ÇİFT VE AİLE DANIŞMANI


























Yorum Yazın