Müze kartla giriş
Ani Harabelerine vardık. Ören yerine sabah 08.00 ila akşam 17.00 arası haftanın 7 günü ziyaret edebilirsiniz. Giriş kişi başı 60 TL. Yine öğretmen, Basın Kartı sahiplerine ve Müze kartla giriş ücretsiz. Bu seyahate çıkacak kişilerin 60 TL karşılığı Müze kart çıkarmalarını tavsiye ederim. Tüm müzeleri ücretsiz gezebilirsiniz. Aslanlı kapı olarak adlandırılan surların 7 kapısından biri olan kapıdan giriş yapınca devasa bir alanda harabeler karşınızda. Aynı zamanda elektrikli 2 fayton da var, yaşı ileri olanları gezdirmek için.
Harabeleri ve alanı görünce bacaklarım titredi desem yeridir. Bu alanı hızla tavaf etmem, fotoğrafları bu kalabalık alanda çekmem şart. Soldan alana giriyorsunuz çeke çeke gidiyorum. Düşünsenize Milattan önce yaşamın başladığı, 4 yüzyılda kentleşmeye başlayan, 14-15 yüz yılda nüfusu 100 Bini aşan hatta 200 Binlere ulaştığı tahmin edilen ve 19 yüz yılın başında ise bölgede hiç bir insan izi kalmayan, 26 medeniyete ev sahipliği yapmış, toprağın altında katman katman bu medeniyetlerin yattığı harabeler, kum gibi yıkık taş tarlası.
Ani Şehir Surları
Ani Şehir Surları, kenti tam olarak çevreliyor ve her türlü düşman saldırısından koruyordu. Şehrin en kuvvetli savunma duvarı ise kuzey kısmında bulunmaktaydı. Çünkü bu cephe, Ani‘nin nehirler ve vadiler tarafından doğal olarak korunmayan tek yüzüydü. Kaynakların çoğu, bu duvarları 977 ile 989 yılları arasında hükümdarlık yapmış olan Kral Sembat‘ın inşa ettiğini aktarmaktadır. Surlar, çok dikkatlice kesilmiş ve birbirine geçirilmiş bej bazalt ile kaplanmış beton çekirdekten yapılmış. Kırmızı ve siyah taş, yer yer surları desenlenmiş. Haçlar, hanedan arması ve tılsımlı hayvan ya da sembollerle süslemiş.
Ani'nin tarihçesi
Kars ili, Merkez İlçesi sınırları içinde, Türkiye ve Ermenistan sınırında yer alan Ani Arkeolojik Alanı, Erken Demir Çağından 16. yüzyıla kadar yerleşimin sürekli olduğu, Orta Çağ’ın şehircilik, mimarlık ve sanat açısından gelişiminin tüm zenginlik ve çeşitliliğinin bir arada görüldüğü çok kültürlü bir İpek Yolu yerleşimidir. Ani Antik Kenti, MÖ 3000’den MS 16. yüzyıla kadar yaklaşık 3600 yıl boyunca İpek Yolu üzerinde yer alan en önemli ticaret merkezlerinden biriymiş. Bargatlı, Bizans, Selçuklu, Gürcü, Harzemşah, Moğol, İlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Afşar Türkleri hakimiyetinde kalan Ani, Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı olarak geçirdiği son döneminde yavaş yavaş güç kaybedip, düşüşe geçmiş. 1878-1918 döneminde Rus kontrolü altında kalan kentin yerine Kars merkez olarak tercih edilince, bir zamanlar 100 bin kişiye ev sahipliği yapan Ani nüfusu 200 Binlere kadar çıkmış ve 19 yy. başında terk edilmiş.
Ani Antik Kenti’ne adım atıldığında dikkati çeken ilk şey şehri çevreleyen surlar. Surlar üç aşamalı olarak 964, 977 ve Selçuklu Sultanı Alparslan’ın şehri fethetmesinin ardından 1064 yılında yapılmış. Surlar üzerinde 7 adet kapı bulunuyor. Bunların en önemlisi, bugün hâlâ şehre girerken kullanılan Aslanlı Kapı. Surların üzerinde Bargatlı Hanedanı’nın armaları olan yılan, kartal ve aslan yer alıyor.
Açık Hava Tarih Müzesi
İçkale’de 4. yy’da başlayan yerleşim, kapalı kent modelinden açık kent modeline geçişin bölgedeki ilk örneğini belgelemesi bakımından önemlidir. Yerleşimin yoğun ticaret akslarının üzerinde yerleşmesi, ilerleyen zamanlarda çok kültürlü bir ticari merkez olarak gelişmesine neden olmuş, bu da kenti Ermeni, Gürcü, Bizans ve Selçuklu kültürlerinin buluşma noktası haline getirmiş.
UNESCO 2016'da listeye almış
Bu karşılıklı kültürel etkileşimin sonucu olarak ortaya çıkan mimari tasarım fikirleri, inşaat malzemeleri ve teknikleri ve dekorasyon ayrıntıları ise, daha sonra tüm Anadolu’ya ve Kafkasya’ya yayılacak olan Ani’ye özgü bir mimari dilin oluşumuna neden olmuş ve sürekli dönüşen bir kentsel peyzaj içinde özgün mimari anıtlar üretilmiştir. Bu özellikleriyle Ani Arkeolojik Alanı ne yazık ki bunca yıl geçmesine rağmen yakın zamanda 2016 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmiş.
Anadolu genelinde yer alan ilk Türk camisi de bu bölgede yer alıyor. Antik kent son derece büyük ve içerisinde incelenmesi gereken çok sayıda eser barındırıyor. Antik kentin büyüklüğü ve gezilecek zamanın uzun sürüyor. Ören yerindeki tarih öncesi insan yaşamı volkanik temelli mağaralarda sürdürülmüş, harabeleri oluşturan iç kale ise MS'den sonra 4.y da Kars şehrine adını veren Karsaklılar tarafından inşa edilmiş, 9. yüzyılda Ermeniler tarafından kurulan güçlü krallık Ani bölgesine de hakim olmuş.
İlk kazılar 1892'de başlamış
Ani Ören yerinde ilk arkeolojik kazılar 1892-1916 yılları arasında Gürcü asıllı Rus arkeolog Nikolai Marr tarafından başlatılmış, 1940-1943, 1965-66, 1989-2005, 2007-2010, 2014-2018 ve 2019 yılında yapılan bilimsel kazı çalışmaları yapılmış. Arkeolojik kazılardan çıkarılan ve Kars Müzesi’nde sergilenen Bu eserler pişmiş toprak vazolar başta olmak üzere madeni eserler, sikkeler, cam eserler ve taş eserlerden oluşuyor.
540 Hektarlık alan
Ören yerinde yaklaşık 100 yıldır devam eden yüzey araştırması, sondaj ve Arkeolojik kazı çalışmaları buradaki yerleşimin Kalkolitik dönemden başlayarak Yeni Çağ ortalarına kadar kesintisiz devam ettiğini gösteriyor. Kafkaslardan Anadolu’ya girişte İpek yolu üzerinde bir ticaret kenti olan ve büyüyerek Ortaçağda yaklaşık 20.000 insanın yaşadığı bir şehir haline gelen Ani şehri en parlak dönemini de 10.yüzyıl ile 13.yüzyıllar arasında yaşamış. Bu dönemde antik şehirde şehri çevreleyen ve 5 km’den oluşan surların içerisinde saraylar, kiliseler, camiler, hamamlar, bezir değirmenleri, dükkânlar, konutlar v.b. yapılar inşa edilerek önemli bir yerleşim merkezi olmuş. Ani Ören yerinin 1. ve 3. arkeolojik sit alanı olarak kapsadığı yaklaşık 540 hektar büyüklüğündeki alanın 85 hektarlık bölümü surlarla çevrilmiş, Ani Şehir yerleşmesi olup diğer alanlar ise sur dışındaki yerleşmelerin bulunduğu Bostanlar Deresindeki mağaralar başta olmak üzere değişik yapılardan oluşan bir kompleksler bütünü ile bunun çevresinde yer alan içerisinde kaya resimlerinin yer aldığı arkeolojik kalıntılar ile mezarlıklar ve düz yerleşmeler de bulunmaktadır.
Ören yeri içerisindeki Ateşgede tapınağı ile başlayıp kiliseler ve camilerin içerisinde yer aldığı dini mabetler Ani Şehrinin kültür turizmi ile birlikte inanç turizmini simgelerken şehir surları dışındaki arkeolojik kalıntılar ile birlikte Arpaçay Vadisi içerisindeki şelale ve doğal güzellikler Ani’nin yayla turizmini de ön plana çıkarıyor.
Genco SABANCI
GAZETECİ-YAZAR
Yorum Yazın