“Mağrur bir erkek, onu ümitsizce seven bir genç kız...
Fakat kader ağlarını örüyor... Ve bir gün o gurur yıkılıyor; genç kızın saf aşkı ile alay eden adam onun önünde eğiliyor.. Ama... “
Diye devam eder, bazen güldüren, bazen gülerken düşündüren, bazen de düşündürürken ağlatan Aşk Romanlarının unutulmaz yazarı ünvanını başkasına kaptırmayan ünlü yazarımız Kerime Nadir’in en az kendi kadar ünlü romanı “GÖNÜL HIRSIZI”
Gençliğimde herkes Teksas, Tommiks okurken ben roman okurdum, İşte Aşk romanlarının vazgeçilmez ismi Kerime Nadir’in bu ünlü romanı okuduklarım arasındaydı, hala da kütüphanemin baş köşesinde durmaktadır, geçenlerde kütüphanemin tozunu alırken, karşıma çıkınca benim de yazımın ana teması oldu “Gönül Hırsızı”
Hayatın gerçeklerini "Gönül Hırsızı" bize canlı bir tablo halinde veriyor.
Bilirsiniz, dilimizden düşmeyen ata sözleri vardır, bunların arasında bence en ünlüsü de, “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır” başka bir atasözünde “İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır” derler.
Bu konuda o kadar çok atasözlerimiz vardır ki, yazmakla bitmez, ama gerçek olan şudur:
Konuşmak bir sanattır, karşındakini kırmadan, incitmeden konuşmak onun gönlünü almak gerçekten zor bir sanattır.
Ama gönül hırsızı olmak için sadece kaba bir deyimle ağzının laf yapması yetmez, onun kalbini de fethetmek gerekir. Bilirim ki, güzellik insanın kalbindeyse onun güzelliğini bir şekilde görürsün, o insan dünyanın en çirkini dahi olsa, senin gözünde dünyanın en güzel insanıdır.
Eskiler boşuna dememişler “Yüzü güzele kırk günde doyulur, huyu güzele kırk yılda doyulmaz” diye. Fiziksel güzellikle belki bir yere kadar ilerlersin, ama o güzelliğinin içinden kötü huyların görüldüğü anda, karşında ki insan da senden kolaylıkla vazgeçer.
Birkaç sohbetten sonra huyu kötü insanı hemen tanırsın, kötü karakterini güzelliği bile saklayamaz ok yaydan çıkmıştır, o güzel görüntü altında kaba saba, kırıcı, küstah, ağzı argoya kaçan, ukala, narsist, insanları küçük gören, karakteri bir kez ortaya çıkmıştır artık.
Ben bu tarife uyan insanlarla çok karşılaştım, maskeleri düşünce o güzellik bir anda gidiyor, karşınıza bir şeytan çıkıyor burada da şunu söylemek istiyorum;
Allah hepimizi melek yüzlü şeytanlardan korusun.
Her zaman söylerim “Benim için dış görünüş değil, kalbinin güzelliğidir önemli olan” Hatta bir arkadaşımın sözünü hiç unutmam derdi ki “Alnındaki çizgileri dert etme, onları makyaj halleder, önemli olan kalbinde çizgiler olmasın”
Mevlananın bir sözünden de örnek vermek istiyorum mesela;
Kimi insanlar gördüm üzerlerinde kıyafet yok!
Kimi kıyafetler gördüm içinde insan yok!
Bu söz dış görünüşün hiç önemli olmadığını bize bildirir.
Aslında gerçekten güzellik görenin gözündedir. Sen o kişiyi güzel görürsen onun gönlünde taht kurarsın. Gönül güzelliği birçok işi başarıyla bitirir. İşte şimdi gönül hırsızı olup insanların gönüllerini fethedebilirsin.
O yüzdendir ki naçizane tavsiyem;
Güzel kalpli olun, her insana güzellikle yaklaşın, her anınızda kalp güzelliğinizi yansıtıp toplumla barışık olup hayatın tadına varın.
Her güzel söz söyleyene, kaba bir tarifle ağzı iyi laf yapana da inanmayın, önce “Dürüstlük, Güven ve Sadakat” bu üçlü birleşirse, inanın herkes size hayran kalır.
Bu günlükle bu kadar Haftaya başka bir konuda buluşmak üzere Hoşça kalın ama hep dostça kalın
CELAL KODAMANOĞLU
Haber caddesi Genel Yayın Koordinatörü
Yorum Yazın