Bu hafta gazetenin bana ayrılan bölümünde sizlere çok önemli bir konuyu izah etmeye çalışacağım. Sizlerin de bildiği gibi son dönemde boşanma davalarında artış yaşanmaktadır. Hediyelerin geri verilmesi, nişanın sonlanmasının sonuçlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türk Medeni Kanunu 122. Maddesinde nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi hususunda düzenleme yapılmıştır. Nişanlılık evlenme vaadi dışındaki bir sebeple sona ererse nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilinir.
Nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin geri verilmesi davasında mutlaka aşağıdaki şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Öncelikle taraflar arasında geçerli bir nişanlılık ilişkisi bulunmalıdır. Evlenme vaadi olmadan birlikte yaşayan kadın ve erkeğin bu birliktelikleri haklı bir sebep olmaksızın veya taraflardan birine yükletilecek bir sebeple bozulduğu taktirde birbirlerinden hediyelerin geri verilmesini isteyebilmeleri mümkün değildir. Flört eden kadın ve erkeğin bu birliktelikleri haklı bir sebep olmaksızın veya taraflardan birine yüklenebilen bir sebeple bozulduğu takdirde birbirlerinden Türk Medeni Kanunu 122. Maddesi hükümlerine göre hediyelerin geri verilmesini isteyebilmeleri mümkün değildir. Sevgili gibi davranan, aynı evi paylaşan, hayat ortaklığı sürdüren, serbest yaşayan kişilerin hediyelerin geri verilmesini isteyebilmeleri mümkün değildir.
Bir diğer koşul ise nişanlılığın sona ermiş olmasıdır.
Nişanın bozulması sebebiyle olan doğal üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınamaz. Manevi tazminat talebinde bulunulabilmesi için doğal üzüntüyü aşacak şekilde objektif bir zarar gerçekleşmiş olmalıdır. Aynı zamanda nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat istenebilmesi için zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerekmektedir. Ayrıca manevi tazminat istenebilmesi için nişanı bozan tarafın ağır kusurlu olması zorunda değildir. Hâkim nişanın bozulması durumunda açılan manevi tazminat davasını kabul etmişse tazminat olarak uygun miktarda paraya hükmetmelidir. Hâkim tarafından hükmedilecek manevi tazminat miktarı ruhsal dengeyi düzeltecek ve duyulan acıyı dindirecek düzeyde olmalıdır.
Avukat Gizem GONCE
Yorum Yazın