Bir şey yazmak istiyorum, kılı kırk yarıyorum, aman suç olmasın, durdum düşündüm en iyi dedim kendi kendime sansür uygulayayım, yani kısaca otosansür…
Sansür aslında geniş bir kavram, TDK sözlüğüne bakarsak sansür’ü ;
“Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükümetçe önceden denetlenmesi işi, sıkı denetim” olarak tanımlar.
Oysaki biz sansürle daha çok küçük yaşlarda tanışmıştık.
Mesela bayramlarda komşulara bayramlaşmaya gitmeden önce annelerimiz bizi uyarırdı
“Bak oğlum, sakın ha bir şekerden fazla alma, para verirlerse teşekkür et” filan falan bu öğütler o kadar çok ki.
Yine hatırlarsınız, eskiden anne ve babalarımızın karşısında bacak bacak üstüne atamazdık, bu konuda da uyarı almıştık çünkü, yani sansürlüydük.
Büyüsek evlensek bile kendi çocuğumuzu büyüklerimizin yanında sevemezdik.
Ve sonraları kitle iletişim araçları çıktı.
Mesela hatırlayanlarınız vardır eskiden gazeteler vardı, ardından radyolar hatta hiç unutmam, bizim eve ilk radyoyu elektrik, elektronik teknisyeni olan rahmetli dayım yapmıştı,
Koskoca devasa bir radyo, lambalı radyo diyeyim, bilemiyorum hatırlayanınız var mı
Ve gazeteler:
Sabah gazetecimiz gelir, sokağımıza “Gasteee” diye bağırırdı, sonra akşam üstü çıkan birde “Meyhane Baskısı” denilen gazeteler vardı, devamında dergi ve televizyonlar geldi.
İnternet gelince hepsinin önüne geçti, tüm iletişim araçlarımız internet sayesinde oldu öyle ki, dünyanın diğer tarafında Japonya’daki oğlumla artık anında görüntülü konuşabiliyorum.
Her şey iyi güzelde, insanoğlu işte, belirli kuralları koymadın mı, kendini birden kral sanır, klavye kovboyluğuna soyunur, yüzüne söyleyemediklerini klavyeden yazar durur, sana saldırır, ailene saldırır, atış serbest nasıl olsa değil mi ?
Elbette ben sansürün karşısındayım, aman yanlış anlaşılmasın, hele ki Basın’a Sansür’ün tamamen karşısındayım..
Elbette düşüncelere pranga vurulamaz, bu konuda herkesle hemfikirim ben, ama kimseninde kimsenin hak ve hürriyetine saldırma hakkı olmamalı, sansür uygulamalı ama şuna inanıyorum ki, eğer kendimize otosansür uygularsak inanın sansüre hiç ama hiç gerek kalmaz değil mi?
Bu haftalık ta bu kadar
Hoşçakalın ama hep dostça kalın…
CELAL KODAMANOIĞLU
GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ
Yorum Yazın