Onunla sosyal medyada karşılaşmıştık, daha sonraları tanıştık, buluşmalarımızda bana dertlerini anlatırdı.
Cıvıl cıvıl bir kadındı, görseniz, karakteri adıyla öyle uyumluydu ki, ismini sanki ileride neşeli bir insan olsun diye koymuşlardı.
Buluştuğumuz günlerden birinde sohbet ediyoruz , bir ara durdu, düşündü ve bana dönüp,
“Sana güvenebilir miyim Celal?” dedi.
Birşeyler anlatmak istiyordu, bir sıkıntısı vardı belliydi,
“Elbette” dedim, içindekini söyleyip rahatlamak istercesine,
“Ben kararımı verdim boşanacağım !” Dedi.
Kısa bir suskunluk yaşadık, şaşırma sırası bana gelmişti.
Daha önceki anlatımlarından bildiğim kadarıyla mutlu bir evlilik yapmıştı, hatta evliliklerini minik oğulları ile taçlandırmışlardı.
“Neden böyle bir karar verdin” diyecek oldum, daha ağzımı açmadan, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, ağlaması bir süre devam etti, sakinleşmesini bekledim, yaşadığı anları, kendini toparlamaya çalışarak zar zor anlatmaya başladı :
“Eşim imzayı atana kadar sanki bir melekti, aradan geçen zaman içinde adeta bir şeytana dönüştü, bana karşı bu kadar iyi olan bir insan, olmadık işkenceler yapmaya başladı. Belki bana inanmak istemezsin ama buna komşularım hatta eşimin kendi ailesi de şahit olmasına rağmen herkes suskunluğunu devam ettirdi, kısaca etrafımızdakiler bize karşı üç maymunu oynuyordu.
Peki niye böyle olmuştu?
Sorunun cevabını bulmak çok zordu.
İşte insanın sessiz haykırması buydu… (Sessiz Çığlık)
Dile dökülemeyenleri kalpte taşımak zordur, her kalp bunu taşıyamaz incinir, kırılır, bunalır ve bozulur.
Bu kalbin bunaltısı başka şeylere de sirayet etmeye başlar.
Bazı İnsanlar menfaat ve çıkarları için bir çok haksızlıklara göz yumuyor ve bunu olağan bir davranış gibi kabul ediyor.
Etliye sütlüye karışmadan, benim hayatım devam etsin de başkasına ne olursa olsun düşüncesiyle hareket ediyorlar.
Üç maymundan söz etmiştim, öyleyse öyküsünü anlatmadan olmaz.
Rivayet bu ya, çok eskiden bir “Maymun Krallığı” varmış ve herkes mutluluk içerisinde bir arada hayatını sürdürürmüş. Bu Krallığın içinde birde Şeytan yaşarmış, maymun ülkesindeki inanca göre, şeytanı gören olursa lanetlenirmiş, Krallığa da felaket gelirmiş.
Birgün krallıkta yaşayan üç maymun şeytanla karşılaşmışlar. Maymunlardan biri korkudan hemen gözünü, diğeri kulağını üçüncü maymun ise ağzını kapatmış. Sonra birbirlerine söz vermişler, şeytanı gördüklerini hiç kimseye söylememek için.
O günden sonrada bu üç maymun krallığın içinde bu şekilde gezmişler.
Hepimizin etrafında da böyle üç maymunu oynayan insanlardan mutlaka vardır.
Onlar, hiç bir şeye karışmazlar, varlıkları ile yoklukları belli olmayan, etkisiz eleman gibidirler.
Kendi hallerinde kimseye karışmadan yaşarlar, biz bunların gerçek karakterini bilemediğimiz için bu tür insanlara
“Çok iyi insanlar!” deriz.
Herşey iyi güzelde, kendi halinde olmak, yada hiç bir şeye karışmamak; sizce iyi insan olmak mıdır?
Kısacası bu tip kişiler:
Hani bir söz vardır ya, zaman zaman kullanıldığını hep duymuşuzdur “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” felsefesiyle hareket ederler.
O yılan neden yaşasın ki, bugün bana dokunmuyor diye düşünüyorsun ama günü gelecek sanada zararı dokunacak.
Bu düşünceye sahip insanlar benim gözümde “Başım ağrımasın, rahatım bozulmasın” diye susan kör, sağır ve dilsizi kısaca bu meşhur üç maymunu oynayan insanlardır.
Sosyal yaşamın içerisinde, madem ki bizde bu toplumun bir bireyiyiz, o halde nerede, nasıl hareket edip, ne zaman tepki vermeli, neyin doğru yada yanlış olduğunu bilmeli ona göre davranmalıyız.
Yani haksızlıklar karşısında sessiz çığlığımızı içimizde tutmamalıyız, sessiz kalmamalıyız, bağırmalıyız, hakkımızı aramalıyız.
Dilsiz olma, dilinle, yani sözünle haksızlığı önlemeye çalış.
Fakat bunu haksızlığı yapan kişinin yüzüne söyleyerek yapmalısın.
Yüzüne söyleyemediğini arkasından konuşarak, o kişinin yaptığı haksızlığı büyütmüş, yaymış ve sonuçta ona ortak olmuş olursun.
Ben bunları anlatıyorken, o da beni pürdikkat dinledi.
“Ah Celal ah” dedi
“Öyle çaresizim ki, ayrılsam bir türlü, yavrumuzu babasız büyütmek istemiyorum, iyi de bu şekilde de sürdüremem ki, her gün dayak, işkence inan bunaldım artık”
“Haklısın arkadaşım, çok haklısın “ diyebildim, sen haklısında o üç maymunu oynayanlar yok mu, işte haksız olanlar onlar!
Habercaddesinde başka bir yazımda buluşmak üzere
Hoşçakalın ama hep dosça kalın
CELAL KODAMANOĞLU
GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ


























Yorum Yazın